Page 98 - Gastronomi Dergisi
P. 98
G A S T R O N O M İ
söyleşi
“Önce
zarar verme”
Doğadan yeteri kadar ve olması gerektiği biçimde
yararlanabiliyor muyuz? Söyleşimizde bu ve benzer
sorularımızı yanıtlayan BAÇEM Şube Müdürü
Nazım Tanrıkulu, “Onların alanlarına girdiğimizi,
onların maddeden ibaret olmadığını bilelim” diyor.
Fevziye SALAŞ
Aromatik bitkilerin ülkemizde, katma değerli ve özgün son ürünlere
sofralarımızda çay dışında yeterince gidilmediğini görüyoruz. Halbuki özgün
değerlendirilmediğine dikkat çeken üretimleri yapacak bir potansiyelimiz
Balıkesir Büyükşehir Belediyesi Bitki Avrupa ülkelerinden kat kat fazla.
Araştırmaları Merkezi (BAÇEM) Şube Doğamız cömertçe sunuyor, onları bilimin
Müdürü Nazım Tanrıkulu, sorularımızı rehberliğinden ayrılmadan özgün ürünlere
yanıtladı; aromatik bitkiler hakkında dönüştürebiliriz. Sadece kozmetik sektörü
detayları paylaşırken, bitki çaylarının değil, geleneksel bitkisel tıbbi üründen
kullanımına kadar birçok konuda bilgi tutun da hayvan besleme ve sağlığına
verdi. kadar onlarca konu var; üreticisi olmayıp
talebi olan sektörler olarak.
Doğanın zenginliklerinden, doğaya
zarar vermeden yeteri kadar Şevketibostandan merhum Dr. Cemil
yararlanabiliyor muyuz? Bu konuda Şener ‘Lityazol Cemil’ adlı bitkisel ilaç
söyleyecek çok sözünüz olduğunu üretmiş ve 60 yıl üretimini devam ettirmiş.
düşünüyorum… Lityazol Cemil’den sonra ruhsatlandırma
süreçlerindeki zorluklardan dolayı
Bilge hekim Hipokrat “Primum non ülkemizde halen ruhsatlı bitkisel ilaç
nocere” demiş, yani “önce zarar verme”...
Önce zarar verme demek, senin de niteliğinde ürünümüz yok ne yazık ki.
Halbuki onlarca farmakope standartlarını
doğadaki yerini görüyor, duyuyor ve bilen ve ona göre üretim yapan
varlığına saygı duyuyorum demek.
Bitkileri değerlendirelim ama onların da girişimciler, yatırımcılar var. Sadece doğru
bir politikayla yönlendirilmeye ihtiyaç
canı olduğunu, bizden bir başkasına da
yuva, şifa, gıda olduğunu unutmadan; duyuluyor.
metalaştırmadan, hırsa düşmeden bu Bitkiler, özellikle de aromatik
özenle değerlendirelim. Onların alanlarına olanlar beslenme alışkanlıklarımızda
girdiğimizi, onların maddeden ibaret daha çok baharatlar olarak yer
olmadığını bilelim. Duyalım, görelim, alıyor. Bu açıdan Türkiye’yi nasıl
gözetelim, kalpten bir niyetle birlikte değerlendiriyorsunuz? Sofralarımızda kullanılıyor. Hatay yöresinde kullanılan
onlardan rızalık isteyelim. Bu minvalde yeteri kadar yer bulabiliyorlar mı? zahter Thymbra spicata adlı bir kekik
yapılan bir üretim evrenin tüm şifasını o türü. Yörede salamurasından tutun da
ürünle aktarmaya vesile olacak. Aromatik bitkiler ülkemizde, sofralarımızda içeceğine kadar çok yaygın kullanılıyor.
çay dışında yeterince değerlendirilmiyor.
Ülkemizde tıbbi bitkilerle ilgili üretimlere Yörelerimize göre bazı bitkilerin sofalarda Doğu Anadolu bölgesinde ve Balıkesir’in
baktığımızda benzer işler yapıldığını, kullanımı bilinip o yörede yoğun olarak elli peynirinden biri olan saganaki peyniri
gibi yaygın olan otlu peynirlerde de
98