Page 119 - Gastronomi Dergisi
P. 119
G A S T R O N O M İ
mimar
Kolay temizlenebilir malzemelerin
yaygınlaştığını ve bunun da materyal
olarak tasarımsal bir değişim biçiminde
karşımıza çıkmaya başladığını
söyleyebiliriz. Halı kullanımı azaldı,
antibakteriyel materyallerin, kendi kendini
temizleyen malzemelerin önemi arttı.
İnsanların sağlıklarına daha çok dikkat
etmeye başlaması ile birlikte spa ve
wellness mekânları da daha dikkatle ele
alınmaya başlandı ve biyofilik konseptler
de yaygınlaşarak daha fazla ön plana
çıkar oldu.
Yaşanan bu değişimin, pandemi ile
yerleşen bu yeni algının, dünyanın
genelini kapsadığını söyleyebilmek
mümkün. Ancak biliyorsunuz ki daha
hijyenik olması adına nanoteknoloji
ile üretilen materyalleri kullanabilmek
ekonomi ile sosyolojik gelişmişlik
düzeyi ile çok ilgili; dolayısıyla bu tür
malzeme ve ürünleri her ülke ve projede
kullanabilmek söz konusu olamıyor. Bu
bağlamda da dönüşüm hızı her yerde
aynı hızda ve biçimde değil.
Gastronomi ve konaklama sektöründe
sürdürülebilir mimarlık ne kadar
etkin; oluşan bilinç/duyarlılık ve
talepler konusunda neler söylersiniz?
Oğuzhan Güler (OG): Sürdürülebilirlik, Yaptığımız projelerde sürdürülebilirliği duyduğumuzu söyleyebiliriz. Ayrıca
ülke ve yatırımcı vizyonu ile çok ilişkili çok önemsiyoruz; fakat bunu her pandeminin sürdürülebilirlik kavramına
bir kavram. Ülkemizde bunun yasal projemizde gerçekleştiremiyoruz dolaylı bir şekilde katkısı olduğunu
olarak talep edilmemesi, müşteri çünkü yatırımcıyı ikna etmek her düşünüyoruz. Genel mekanlarda temas
için de yapılmayabilir anlamına seferinde mümkün olamıyor. Ancak gerektirmeyen sensörlü ürünlerin
gelmekte; dolayısıyla da bu kavramı devam eden bazı otel projelerimizde kullanılmaya başlanması, özellikle suyun
ve uygulamasını, yatırımcının talebi ve LEED sertifikasyon süreçlerinin dahil verimli kullanılmasını sağladı, doğrudan
tasarımcının ısrarı seviyesine indirgiyor. olduğunu ve bundan da mutluluk gerekçesi değildiyse bile.
119