Page 78 - Gastronomi Dergisi
P. 78

GA STR O N O Mİ

                                                               dosya




                                                  Osmanlı mutfağından


                                                  “yenilebilir felsefe”




                                                  Osmanlı sarayında yemek sadece karın doyurmak anlamına gelmezdi.
                                                  Mutfakta “yenilebilir felsefe” vardı ve yemekle tıp bilimi arasındaki önemli
                                                  bağ “yenilebilir felsefenin” temelini oluşturmuştu. Bu felsefede sağlık ve
                                                  beslenme birbirini tamamlayan iki önemli unsurdu.
                                                  Beslenme ile sağlık arasında antik çağdan   Etli bir yemek, çorba, yoğurt, arada meyve
                                                  beri bağ kurulduğundan, hekimler tıp   ya da çiğ yenen otlardan hazırlanmış salata.
                                                  kitaplarında gıdalara da yer vermişlerdir.   Kitaplarda, hatta tıp kitaplarında koyun etinden
                                                  Antik Yunan tıbbında Galenos (İÖ 2.yy) bu   başka, dört ayaklılardan, keçi, ceylan, at,
                                                  hekimlerin en ünlüsüdür. Benzer şekilde   yabani eşek, sığır, deve (etinin zencefil reçeliyle
                           Doç. Dr. İlkay Gök     Orta Çağ İslam dünyasında da hekimler   yenmesi önerilir) ve tavşan tüketildiğinden
                        İstanbul Okan Üniversitesi,  kitaplarında yemek tarifleri veriyorlardı.   bahsedilir. Kuşlardan sülün, keklik, güvercin
                    Gastronomi ve Mutfak Sanatları  Abbasiler yiyeceklerin sağlığa etkisine büyük   yavrusu ve turaç tüketildiğinden, ayrıca horoz,
                Bölüm Başkanı, Gastronomi Yüksek  önem verdiklerinden bu alandaki çalışmaları   ördek ve çilden de söz edilir. Serçeler ise
                      Lisans Anabilim Dalı Başkanı  destekliyordu. Bu dönemde yiyecekler ve   badem yağıyla pişirilmiştir. Yüz yıl sonra, saray
                                                  sağlık üzerine çalışmalar yapan ünlü Yunanlı   mutfağına hemen hemen yalnızca koyun ve
                                                  hekim Galenos’un eserleri Arapça’ya   tavuk satın alınır. Sığır servisi yılda bir defa,
                                                  çevrilmiştir. Hipokrat ve Galeneos’un   sonbaharda pastırma yapmak için kullanılırdı.
                                                  başlattığı ve Arap hekimlerin sürdürdüğü
                                                  dört hılt (humor) ilkesi Osmanlı mutfağının da   Mevsimlerin osmanlı
                                                  temelini oluşturmaktadır.
                                                                                        mutfağına etkisi
                                                  Osmanlı mutfağında                    Osmanlı mutfağı besleme için gerekli ana
                                                                                        besin gruplarını içerdiğinden ve birkaç çeşit
                                                  hekim var                             gıda maddesiyle sınırlanmadığından dolayı
                                                  Osmanlı sarayında Kanuni Süleyman     sağlıklı beslenmeyi destekleyen yemeklere
                                                  döneminde mutfakta yeni bir bölüm eklenir;   sahipti. Et, süt, tahıl ve bakliyat ağırlıkta
                                                  “Helvahane”. Bu bölümde saray aşçıları   beslenmenin ardından sofraya giren sebzelerle
                                                  içinde tatlıcılar ayrı bir sınıf oluştururdu.   beslenme gittikçe zenginleşmişti. Bunun
                                                  Burada helva, macun, reçel, şurup ve her   yanında şifalı otların kullanılmasıyla hazırlanan
                                                  türlü tatlılar hazırlanmakla kalınmaz, ayrıca   yemekler ve mutfak felsefesinin temelini
                                                  hekimbaşının verdiği reçeteler uygulayarak   oluşturan İslam tıbbına dayalı beslenme sağlığı
                                                  ilaç üretimi de yapılırdı. Yani aynı zamanda   koruyucu etkiye sahipti.
                                                  Osmanlı sarayının eczanesiydi. Dolaysıyla
                                                  burada çalışan aşçılar da hekim yardımcısı   Kimi besinler bünyeyi “ısıtır”, kimi “serinletir”,
                                                  sayılırdı. İlaçlar çoğunlukla bitkiseldi.   kimi “kurutur”, kimi ise “nemlendirir”. Yemek
                                                  Ancak kimi zaman misk ve amber gibi   listesi de mevsimlere göre bu anlayışla
                                                  mücevherlerde kullanılıyordu. Baharda büyük   düzenleniyordu. Saray hekimlerinin kontrolü
                                                  kazanlar içinde macunlar yapılırdı. İlaç olarak   doğrultusunda; ilkbaharda “kan yapan”
                                                  kullanılan bu macunların yılda bir yapıldığı   et, şerbet gibi besinlere öncelik verilirken,
                                                  geceye “ot gecesi” denirdi.
                                                                                        kullanılan tatlı gıda ve “ıssı otları” (baharat)
                                                                                        miktarları azaltılıyordu. Yazın yenen yemekler
                                                  Osmanlı’da beslenme ve                safrayı harekete geçirdiğinden “safra yapan”
                                                  tüketilen yiyecekler                  yiyecekler yenilmiyor, daha çok bünyeye
                                                  Hiçbir şey ilk günkü gibi kalmaz, 500 yıl   “soğukluk ve rutubet” veren gıdalar örneğin
                                                  boyunca ayakta kalmayı başaran Osmanlı   ekşili, sirkeli aşlar, çorbalar, meyve, salata,
                                                  İmparatorluğu’nun saray mutfağı da bu süreç   kabak, semizotu öncelikli tüketiliyor, tuzlu
                                                  içinde belirgin bir değişim göstermiştir. Bu   ve baharatlı yiyeceklerden kaçınılıyordu. Son
                                                  değişime rağmen, Asya’dan kaynaklanan   baharda “kan azaldığı” için, kuru ve tuzlu pek
                                                  et ve süt ürünleri tüketiminin ağırlıkta yer   yenilmiyor; kışın ise sarımsak, soğan, baharatlı
                                                  aldığı alışkanlıkları yok olmamıştır. Akdeniz   yemekler, kebaplar, pirinç yemekleri ve tatlılara
                                                  mutfağı beslenme tarzı bu değişimde yer   ağırlık veriliyordu. Ancak, etli pilav veya tavuk
                                                  bulamamıştır. Sarayda iki öğün yemek   kebapları “mutedil” besinlerden sayıldığı için,
                                                  yenilirdi. Birincisi ve en önemlisi sabah,   dört mevsim yenebiliyordu. Gene de kışın
                                                  ikincisi ise güneş batımında akşamdı. Sabah   sıcak sayılan koyun, yazın ise “soğuk” gıdalar
                                                  yemekleri çok çeşitli ve boldu. Akşam yemeği  kategorisine giren tavuğa daha çok ağırlık
                                                  ise perhiz izlenimi verecek kadar yalındı.   veriliyordu.

              78
   73   74   75   76   77   78   79   80   81   82   83