Page 153 - Gastronomi Dergisi
P. 153
G A S T R O N O M İ
girişim
Ebru Baybara Demir geleneğe ve geleceğe katmayı arzu ettiğim bir
“Gastronomide kooperatif değer. Binada bulunan yağmur hasadı kanallarıyla
yağmur suyu filtreleniyor ve kullanılabilir
modelini hayata geçiren ilk noktalara yönlendiriliyor. Derik’ten zeytin ve
restoran” zeytinyağı sofranıza gelirken diğer yandan
Şemim Sabunlarının üretimi için kullanılıyor.
“Topraktan Tabağa Tarımsal Kalkınma Böylece zeytin, sıfır atık uygulamasıyla tüketiliyor.
Kooperatifi’nin bir parçası olan Zamarot Restoran içerisinde bulunan sabun üretim
1890 yapısından tasarımına, mutfağından fabrikasıyla zeytinin bu enfes yolculuğunu bizzat
reçetelerine birçok ilki sunmasının yanı sıra Türk deneyimleyebiliyor, sabunların mühürlenmesine
gastronomisinde kooperatif modelini hayata eşlik edebiliyorsunuz. Geleceğimiz için gıdamızda
geçiren ilk restoran. Burada ürünün ve yemeğin ve toprağımızda geleneği korumamız gereken bir
topraktan tabağa dek uzanan serüveninde dönemde yerel ekonominin kalkınması için bir
170’ten fazla çiftçi, projenin gerçekleşmesinde adım attık. Topraktan Tabağa Tarımsal Kalkınma
emek veren her bir kişi bir parçamız oldu. Kooperatifi ve Zamarot 1890 ile yaratılan bu
Zamarot 1890’ın açılışı ile 150 yeni istihdam sistemin örnek olmasını arzu ederim. Zamarot
yaratarak sağladığımız faydayı daha da 1890 ile yerinde üretiyor, yerinde tüketiyor ve
büyüteceğiz. Zamarot 1890; toprağa, topluma, yerinde tüketmeye davet ediyoruz.”
Mimar Ayşe Çetin bereketi sembolize eden zeytin ağaçlarını
“Hayat ağacını mekâna mekânımızda misafir etmek istedik. 12
bin yıllık şehir, bize hayat ağacını mekâna
nakşettik” nakşetmemiz gerektiğini söyledi. Biz bu
projeyi tasarlarken kapılarımız araladık,
“Mimari açıdan eşsiz Mardin taşı ve
taş işlemeciliği çıkış noktamız oldu. Mardin’in gökyüzünden gelen güvercinlerini
Mardin’de birbirinden farklı inanç ve içeri aldık ve mekânımızı güvercinlerle
aydınlattık. Mardin’in masalsı dokusunu
kültürler yüzyıllardır barış içinde beraber daha da öne çıkarmak için yüksek ve
yaşamışlar. Bu bizi büyük şölen masaları
kurmaya itti. Uzun, kalabalık, şamdanlarla, uçuşan perdeler kullandık. Sonunda ortaya
çiçeklerle süslediğimiz şölen masaları çıkan mekân hem ışığıyla, hem sesiyle
kurduk. Ağzında zeytin yaprağı tutan hem de dokusuyla hepinizi büyüleyerek
içine alacak. Başka bir evrene geçtiğinizi
güvercin, ümidin, barışın, yeniden doğuşun hayal ederek, zamanın hangi boyutunda
sembolüdür. Zamarot 1890 Mardin de böyle
yeniden doğdu. Biz o zeytin dalıyla şölen olduğunuzu unutturacak. Mutlaka görmeli
masamızı süsledik. Barışı, bilgeliği, kutsallığı, ve yaşamalısınız bu deneyimi.”
151