Gastronomi değerleriyle yeni bir cazibe noktası
Âşıkların harman olduğu, türkülerin ok olup savrulduğu Erzurum, elbette en çok kar ve kış turizmi ile anılıyor. Adrenalin ve doğa sporları için eşsiz destinasyonlardan biri olan Erzurum, Türkiye’nin turizm potansiyeline gastronomi kültürüyle de çok şey katabilecek zengin bir mutfağa sahip.
Reklam
Aliye GÜMÜŞ
Âşıkların harman olduğu, türkülerin ok olup savrulduğu Erzurum, elbette en çok kar ve kış turizmi ile anılıyor. Adrenalin ve doğa sporları için eşsiz destinasyonlardan biri olan Erzurum, Türkiye’nin turizm potansiyeline gastronomi kültürüyle de çok şey katabilecek zengin bir mutfağa sahip. Kentin sürdürülebilir olmak için doğasında olan üretim ilişkilerinden, coğrafya ve kültürünün derinliğinden doğan Anadolu kaynaklı bir duruşu var. Kadim mirasını koruyarak gelişen Dadaşlar Diyarı Erzurum’un gastronomi değerleriyle de yeni bir cazibe noktasına dönüşeceğine inancım tam.
Urartular, Kimmerler, İskitler, Hititler, Medler, Persler, Romalılar, Bizanslılar, Sasaniler, Emeviler, Selçuklular, Moğollar, İlhanlılar, Safeviler, Osmanlılar… Sırtını Palandöken’e yaslamış Erzurum, binlerce yıllık tarihi ve kültürel geçmişi, beşiklik ettiği farklı medeniyetlerin izleri, kış turizmi başta olmak üzere doğal güzellikleri ile Anadolu’nun güzide kentlerinden biri. Tarihi İpekyolu üzerinden bulunan ve geçmişi 5’inci yüzyıla yani Doğu Roma İmparatorluğuna dayanan Dadaşlar Diyarı, milli mücadele ve bağımsızlık hareketinin temelinin atıldığı bir kent olarak da ayrı bir öneme sahip.
Âşıkların harman olduğu, türkülerin ok olup savrulduğu Erzurum, elbette en çok kar ve kış turizmi ile anılıyor. Adrenalin ve doğa sporları için eşsiz destinasyonlardan biri olan Erzurum, Türkiye’nin turizm potansiyeline gastronomi kültürüyle de çok şey katabilecek zengin bir mutfağa sahip. Hatta Erzurum Büyükşehir Belediyesi, “Erzurum’un Turizm Potansiyeline Gastronomi Kültürü ile Katkı Sağlama Projesi” kapsamında “Erzurum Mutfak Kültürü” isimli bir kitap da hayata geçirdi. Türkiye’nin yöresel lezzetler portföyüne yeni bir perspektif kazandırmak için böyle bir kitaba imza attıklarını dile getiren Erzurum Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Sekmen, “Erzurum’da mutfak; tarih, kültür, medeniyetlere beşiklik etmiş bu kadim kentin konuşan dili demek. Erzurum’da teneffüs edilen oksijen bile başlı başına bir turizm potansiyeli iken, oldukça zengin geleneksel ve yöresel mutfağımızı değerlendirmemek büyük bir eksiklik olur. Yöresel tatlarımızı hem kültür turizminin önemli enstrümanları hem de kentin tanıtımı için kıymetli birer vesile olarak değerlendiriyoruz” diyor.
Et ve süt üzerine kurulu sıra dışı bir mutfak
Erzurum et ve süt üzerine kurulu sıra dışı bir mutfak kültürüne sahip. Bilhassa süt ürünleri oldukça özel. Yayık tereyağı, diğer deyişle ayran yağı Erzurum mutfağının vazgeçilmezleri arasında. Erzurumlular için tereyağından daha değerli olan bir ürün var ki artık hemen hemen hiç yapılmıyor diyebiliriz: Kuru Kaymak. Yaylalarda taze sütün kendi özel tepsisinde 10 saat odun ateşinde kaynatılmasıyla yapılan kuru kaymak, şimdilerde çok özel süt ürünleri satan şarküterilerde nadiren bulunuyor. Bir başka lezzet olan kerti loru, civil peyniriyle lorun hafif tuzlanarak kat kat yine toprak küplere basılıp saklanması ile elde ediliyor. Bu peynir özellikle kışın küflenerek göğermiş peyniri oluyor. Yapımı oldukça meşakkatli olan Karnavas pekmezi kış aylarında Erzurumlular için vazgeçilmez bir şifa kaynağı. Olur ilçesinin Karnavas köyüne ait bu özel pekmez, haziranın ilk yarısından temmuzun ortasına kadar toplanan taze ve tatlı dutların yoğun ve sürekli harlanan odun ateşiyle beslenerek hazırlanan ocaklar üzerinde, büyük kazanlarda kaynatılmasıyla elde ediliyor.
Çaşırsız kiler olmaz!
Tavukçuluk ve arıcılığın yaygın olduğu ilde, özellikle sığır, mor Karaman ırkı koyun popülerdir. Hatta o meşhur cağ kebabın olmazsa olmazı da Mor Karaman koyun etidir. Erzurum bölgesinin en önemli lezzetlerinden biri de kavurmadır. Erzurum’da yemekler genelde ayran aşı ile başlar, cağ kebabı ile taçlanır, kadayıf dolması ile tatlanarak son bulur derler. Erzurum’un meşhur yemeklerinden biri olan dut çullaması, çaşır otundan yapılan yemekler de parmak ısırtan cinsten. Maydanozgiller familyasından olan çaşır, tavada kavrulduktan sonra harika bir lezzet haline geliyor. Unutmayın, Erzurum’da çaşırsız kiler olmaz!
Erzurum’da her türlü musibet yöresel olarak çor diye adlandırılıyor. Çor dert manasına geldiğinden şalgam turşusu da hastalıkların şifası alarak kabul ediliyor. Çoru yani hastalığı götüren illeti yok eden şalgam turşusu ve ondan yapılan yemek manasına gelen çortutu pancarı da meşhur, ekşimsi tadıyla sevilen geleneksel bir yemek. Olmazsa olmaz yemeği taçlandıran ise kadayıf dolmasından ziyade demir tatlısıdır diyebiliriz.
Erzurum mutfak değerleri saymakla bitmez ancak yine de en bilinenlerini şöyle sıralayabiliriz: Lor dolması, patatesli lahana dolması, İspir fasulyesi, gliko, aşmalı yahni, çiriş, ayran çorbası, hıngel, Tatar böreği, eşkili dolma, şalgam dolması, şalgam çırtması, haşıl, ekmek dolması, kaz lokması, çortulu pancarı, muşmula turşusu, tandır ketesi, tel helvası, lokum, sini ketesi, hurma tatlısı, peynir helvası, kadayıf dolması, demir tatlısı, pestil çullaması, dut çullaması… Velhasıl, kentin sürdürülebilir olmak için doğasında olan üretim ilişkilerinden, coğrafya ve kültürünün derinliğinden doğan Anadolu kaynaklı bir duruşu var. Şehirler de tıpkı insanlar gibi ona hayatiyet kazandıran, geçmişiyle bağını kuran ve geleceğe hazırlayan belleğe sahiptir. Geniş mutfak kültürünü ve derin arka planını Hoştur Gastronomi ile yakından tanıdığım Dadaşlar Diyarı Erzurum’un gastronomi değerleriyle de yeni bir cazibe noktasına dönüşeceğine inancım tam.
Şenyurt Cağ Kebabı
Şenyurt, kentin cağ kebabında harikalar yaratan mekanı diyebiliriz. Salaş, lokanta tadında, sokak arasında gerçek bir cağ kebabı deneyimi için doğru bir adres. Kuruluş tarihi 40 yıl öncesine dayanan işletmenin Erzurum’da üç farklı bölgede ve aynı zamanda Bingöl’de şubesi bulunuyor. İşletme sahibi Ali Karataş, mekanı ziyaret edenleri müşteriden öte misafir olarak gördüklerinin altını çiziyor.
Kıyasettin Temelli Kıraathanesi Kültür ve Sanat Merkezi
Yoncalık’ta bulunan 65 yıllık geçmişe sahip Temelli Kıraathanesi, Erzurum Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Sekmen’in talimatı ile tadilat edilmiş. Unutulmaya başlayan aşıklık geleneği yaşatılsın diye artık “Aşıklar Kahvesi” olarak hizmet veriyor. Sözün kısası bu kıraathanede Erzurum ruhunu teneffüs ediyorsunuz. Temel Temellinin, oğlu Kıyasettin Temelli ile birlikte 1959 yılında kurduğu ses gazinosu ile Erzurum tarihine ve kültür hayatına giren, 1974 yılında Ses Kıraathanesi daha sonra Temelli Kıraathanesi adını alan mekanın birçok özelliği var. Öncelikle ticari amaç gütmeden gelenekleri yaşatıyor. İşletmecisi olan Şener Temelli, soğuk kış aylarında en çok tüketilen besinlerden biri olan patatesi, sobasının fırınında pişirerek misafirlere ikram ediyor. Temelli kıraathanesinden içeriye girdiğinizde Ahmet Hamdi Tanpınar’ın beş şehrinde anlatmış olduğu Erzurum müzik geleneğini burada yaşıyorsunuz. Burayı diğer kıraathanelerden ve kahvelerden ayıran en önemli fark ise kendilerine özgü teknikle demlemiş oldukları sabır çayı adını verdikleri çayları. Erzurumlunun çay içmeden kafasının pası açılmaz derler. Buranın çayı sadece kafanın pasını değil kalbin pasını da siliyor.
Ve Palandöken Hotels
Erzurum Palandöken dağının eteklerinde konumlanmış, panoramik bir manzaraya sahip Ve Hotels Palandöken, Palandöken Dağı’nın en yüksek zirvesinde bulunuyor. 25 standart oda, 8 aile odası olarak toplam 33 oda, 9 villasıyla toplam 126 yatak kapasitesine sahip otel, güvenli turizm sertifikasına sahip.
Ejder 3200 Palandöken
Ejder 3200 Palandöken ve Konaklı Kayak Merkezleri; muhteşem doğası, gökyüzüne olan yakınlığı, pist uzunluğu, alternatif çok sayıda pist imkanı, pistlerde etkinlik alanları, pist üzerinde restoran, kafe, dinlence ve konaklama imkanları, kristalize toz kar kalitesi ve en uzun kayak sezonu ile tam bir cazibe merkezi niteliğinde.
Ejder 3200 Kayak Merkezi, Türkiye’nin en büyük kayak merkezidir. Erzurum Palandöken, kayak severlere ve snowboard tutkunlarına 3200 metrede, yani zirvede pist imkanı sunan tek kayak merkezidir. 5 ay kayak sezonuna sahip 55 pistten oluşan Palandöken, 71 km pist uzunluğuna sahip. 14 km ile Türkiye’nin en uzun tek parça pistine sahip olan merkez, dünyada da en uzun üçüncü tek parça pist. Kayak merkezinde bulunan APRES SKİ Küre Restoran, dünyada 2720 metrede bir ilk. Küre Restoran, kayak tutkunlarına Erzurum’un lezzetlerini sunuyor. Yine merkezde bulunan ve her yanı cam ile kaplı olan Kapsül Kafe ise, modern konseptiyle sıcak bir kahve keyfi için güzel bir mekan. Kapsül Kafe içerisindeki Ejder Store bölümünde Erzurum yöresel ürünlerinin satışı yapılıyor.
Görmeden gelmeyin!
Erzurum Kongre Binası
19’uncu yüzyılda inşa edilerek yatılı kız okulu olarak hizmet veren Yakutiye ilçesi Kongre Caddesi'nde bulunan kongre binası, Cumhuriyet döneminde satın alınarak eğitim amaçlı kullanılmasının yanı sıra Millî Mücadele döneminde de önemli kararların alınmasında rol oynadı. Geçmişinde deprem ve yangın gibi felaketlere maruz kalan bina, geçirdiği tadilatlarla günümüze kadar geldi. Türkiye Cumhuriyeti’nin temellerinin atıldığı Erzurum Kongresi’ne de ev sahipliği yapan binada; Osmanlı ve Cumhuriyet dönemine ait 76 paha biçilmez tablo ile toplamda 152 parça eser, Allah'ın 99 isminin yer aldığı Esma-ül Hüsna tabloları ve yaklaşık 3 bin kitap kapasiteli Erzurum’un ilk sanat kütüphanesi yer alıyor.
Çifte Minareli Medrese
Erzurum’un sembolü haline gelen bir Selçuklu eseri. Selçuklu Sultanı Alaaddin Keykubat'ın kızı Hundi Hatun veya İlhanlı Hanedanları’ndan Padişah Hatun tarafından yaptırılmış olabileceği düşüncesiyle Hatuniye Medresesi de deniliyor. Özellikle taç kapısında bulunan bezemeler, Selçuklu taş süslemesindeki derinliğin ve estetik anlayışın muhteşem örneklerini oluşturuyor. 1942 ila 1967 yılları arasında Erzurum Müzesi, günümüzde ise hem müze hem de resim sergi salonu olarak hizmet veriyor.
Yakutiye Medresesi
İlhanlı hükümdarı Sultan Olcayto döneminde Gazan Han ve Bolugan Hatun adına, Hoca Yakut Gazani tarafından 1310 yılında yaptırılmıştır. Anadolu’daki kapalı avlulu medreselerin en büyüğü olan Yakutiye Medresesi plan düzeni, dengeli mimarisi ve iri motifli süslemeleri ile Erzurum’un en gösterişli yapılarından biri. 1995 yılında restore edilen medrese, günümüzde Türk İslâm Eserleri ve Etnografya Müzesi olarak kullanılıyor.
Tarihi Erzurum Evleri
Birden fazla eski Erzurum evinin birleştirilerek, restore edildiği Erzurum Evleri, restoran müze olarak kenti ziyaret edenler tarafından yoğun ilgi görüyor. Burada kente özgü binlerce tarihi eşya sergileniyor ve Erzurum’a özgü yöresel lezzetler sunuluyor. Tarihi bir süreç yaşayarak günümüze kadar gelebilen bu evlerin gelecek kuşaklara aktarılması sanat ve kültür kimliğinin yok olmaması açısından oldukça önem taşıyor.
EBB Sosyal Tesisler Tebriz Kapı Kültür ve Sanat Çarşısı
Erzurum’un Selçuklular döneminde dünyaya açılan kapısıydı Tebriz Kapı. İran’la ilişkilerin kurulmasında ve İpekyolu aracılığıyla ticaretin artırılmasında önemli rol oynadı. Pek çok yıkım ve ardından birçok güzelliğe tanıklık etti tarih sayfasında. Yıkılmaz bir iradenin sembolü olarak direndi yüzlerce yıla. Ana mimarisinin bozulmayıp, küçük değişikliklerle güncel görüntüsüne kavuşan Tebriz Kapı; seramik, bakır işlemeleri, halı, kilim ve çeyiz gibi el işi ürünlerin tanıtımını sağlayıp kafeteryalarıyla da sosyal bir merkez niteliğinde.
Aziziye Cirit Sahası
Türklerin Orta Asya’dan Anadolu’ya getirdikleri, asırlardan beri sürdürdükleri gelenekler arasında “savaş oyunu” olarak yer alan ve geleneksel atlı spor olarak anılan atlı cirit, Erzurum’da hala keyifle oynanıyor. Cirit sporunun yaşatılması ve gelecek nesillere tanıtılması hedefiyle Merkez Aziziye ilçesindeki cirit sahasında gerçekleştirilen gösteri maçları ise büyük ilgi görüyor.