Beş duyuya hitap eden LÜBNAN MUTFAĞI
Orta Doğu'da, Doğu ve Batı arasındaki ticaret yolunun üzerinde olan Lübnan’ın mutfağı çok zengindir. Binlerce yıllık medeniyetlerin yaşadığı bu bölgede, Arap, Batı ve Doğu kültürü aynı potada erimiş ve zengin bir mutfak kültürü oluşmuştur.
Reklam
Lübnan mutfağı baharatları, kokusu ve rayihası bol otları, rengarenk sunumları ile oryantalist ama bir yandan da modern bir yemek kültürüne sahiptir. Binlerce yıllık medeniyetlerin yaşadığı bu bölgede, Arap, Batı ve Doğu kültürü aynı potada erimiş ve zengin bir mutfak kültürü oluşmuştur.
Reha TARTICI
Orta Doğu'da, Doğu ve Batı arasındaki ticaret yolunun üzerinde olan Lübnan’ın mutfağı çok zengindir. Binlerce yıllık medeniyetlerin yaşadığı bu bölgede, Arap, Batı ve Doğu kültürü aynı potada erimiş ve zengin bir mutfak kültürü oluşmuştur. Lübnan Mutfağı, Lübnanlıların yaşam felsefesini ortaya koymaktadır. Uzun yıllar Osmanlı ve Fransız hâkimiyeti altında kalan Lübnan, Ortadoğu’nun Avrupai yüzü olarak da bilinir. Kültürel ve tarihsel bir harmoni içinde yaşayan bu özel ülkenin mutfağının bu durumdan etkilenmesine de şaşırmamak lazım.
Lübnan mutfağı baharatları, kokusu ve rayihası bol otları, rengarenk sunumlarıyla oryantalist ama bir yandan da modern bir yemek kültürüne sahiptir. Ege, Akdeniz ve Arap mutfağından yoğun şekilde etkilenen Lübnan mutfağının karma bir Akdeniz mutfağı özelliği taşıdığını söylemek yanlış olmayacaktır.
Nohutun her türlü mezesini görebilirsiniz
Mezeler, Lübnan Mutfağının olmazsa olmazlarıdır. Semsek, humus, tabule, zahter salatası, çiğ köfte, patlıcan ezme ve kıbbe meze zengini olan bu mutfakta öne çıkan lezzetlerdir. Mutfağında 130 çeşit mezeyi barındıran Lübnan'da bu mezeler ana yemekten önce ekmek ya da lavaşla birlikte tüketilirken zaman zaman bu mezeler ana yemek olarak da servis edilmektedir.
Lübnan Mutfağında nohuta çok önem verilir. Nohutun her türlü mezesini görebilirsiniz. Humus ve falafel nohutla yapılan mezeler arasında en bilindik lezzetlerdir. Bu mutfakta önem verilen bir başka lezzet de neredeyse her mezeyi süsleyen zeytinyağıdır. Lübnan, bir zeytin ve zeytinyağı cennetidir. Salatalara ve yemeklere konulan zeytinyağı aynı zamanda sabah, öğlen, akşam değişik karaf ve kaselerde sofralarda da sunulur. Humus ve babagannuş, Lübnan mutfağının olmazsa olmaz mezeleridir. Türk mutfağında da yeri olan bu mezeleri Lübnan'ın lüks restoranlarından esnaf lokantalarına kadar hemen her yerde tatmak mümkündür.
Lübnan mutfağı, Osmanlı’dan izler taşımaktadır
Lübnan mutfağı hiç kuşku yok ki uzun yıllar hâkimiyeti altında yaşadığı Osmanlı İmparatorluğundan da izler taşımaktadır. Osmanlı’dan kalan izlerin başında bulgur ve acı kullanımı gelmektedir. Bu nedenle Lübnan mutfağı Güney Doğu mutfağını andırmaktadır. Osmanlı’dan gelen bir başka etki de yoğurt kullanımıdır. Türk mutfağından sonra en fazla yoğurt kullanımı Lübnan mutfağında görülmektedir. Yoğurtla yapılan çorbalar ve soslar bu mutfağın vazgeçilmezleridir.
Zahter, en çok kullanılan baharattır
Baharat kullanımı da Lübnan Mutfağının öne çıkan özelliklerinden biridir. En bilinen, en meşhur ve en çok kullanılan baharat zahterdir. Zahter, kekik türünden gelmektedir. Ancak kekikten çok daha aromalı ve lezzetlidir. Zahterin farklı şekillerde kullanımı görülmektedir. Tazesi, salata malzemesi olarak; tozu, susam unu ve zeytinyağıyla karıştırılınca kahvaltı malzemesi, kurusu da zahterli pide malzemesi olarak kullanılmaktadır.
Bulgur, nohut, fasulye ve zeytinyağı cenneti olan bu Orta Doğu ülkesinde ana yemeklerde et kadar bakliyat tüketimi de öne çıkmaktadır. Et yemekleri açısından da oldukça zengin olan Lübnan mutfağında kuzu eti daha fazla tercih edilmektedir. Eti yoğurtla da servis eden Lübnanlılar et yemeklerinde mutlaka sarımsak kullanırlar. Lübnan mutfağı hem bilgi hem tecrübe hem emek hem de marifet gerektiriyor.