The Museum Hotel Antakya ile müzede bir gece geçirmek artık hayal değil!

The Museum Hotel Antakya ile müzede bir gece geçirmek artık hayal değil!

2.11.2021 10:54:54

Odanızın penceresinden baktığınızda yüzyıllar öncesine gideceğiniz, geçirdiğiniz her dakika tarihle iç içe olabileceğiniz bir yer düşünün. Öyle ki, bu yer hem bir arkeoloji müzesi hem de geceyi geçirebileceğiniz bir otel olsun.

Röportaj: Burcu GÜRTÜRK / Gastronomi Dergisi

Asfuroğlu Grubu tarafından hayata geçirilen The Museum Hotel Antakya, arkeoloji ve turizmi tek potada eriten, Türkiye’nin en özel projelerinden biri. Geçtiğimiz sene The New York Times’ın dünyada görülmesi gereken 52 yerden biri olarak gösterdiği müze otel, 13 farklı medeniyete ait 30 binden fazla eserin gün yüzüne çıkmasını sağlayarak hem bölgeye hem de ülke turizmine yepyeni bir soluk kazandırmış. The Museum Hotel Antakya’yı, The Museum Hotel Antakya ve Turizm Yatırımları CEO’su Sabiha Asfuroğlu ile birlikte gezdik ve bu özel projeyle ilgili tüm hikâyeyi kendisinden dinledik. 

The Museum Hotel Antakya ne zaman açıldı?

The Museum Hotel Antakya, 2019 yılında misafirlerini ağırlamaya başladı. Ancak otelimizin hikâyesi bundan çok daha uzun yıllara dayanıyor. 1990’lı yıllarda şu an otelimizin bulunduğu şirketimize ait olan arazi, demir çimento deposu olarak kullanılıyordu. 2009 yılının başında ise buraya beş yıldızlı bir otel yapma fikri doğdu. Bulunduğumuz alan üçüncü derece sit alanı olduğu için öncelikle kazı yapılması gerekiyordu. Otelin çift katlı bir bodrumu olmasını istedik bu nedenle daha derin bir kazı yapıldı ve böylelikle hikâyemiz başladı. Kazılan her yerden tarihi bir eser, bir mozaik gün yüzüne çıkıyordu. 35 arkeolog, beş restoratör mimar,120 işçi ile arkeolojik çalışmalara başlandı. Aralarında dünyanın en büyük tek parça taban mozaiğinin de dâhil olduğu 30 binden fazla kalıntıya ulaşıldı. Bu eserlerin hepsi müzeye devredildi. 

Ne kadarlık bir yatırım gerçekleştirdiniz?

Normal şartlarda bir otelin hayata geçirilmesi için gereken yatırım tutarının dört katını harcadık. Buna rağmen otelin hem Antakya’ya hem ülkemize çok büyük bir katkı sağlayacağına inandığımız için projeye inatla devam ettik. 

İşletmede global bir marka ile işbirliği düşünüyor musunuz?

Şu an herhangi bir markayla işbirliği düşünmüyoruz. Çünkü buranın gerçekten kendine has bir kimliği var. O yüzden kendi başına devam etsin istiyoruz.  

Otelin konsepti, lokasyon, hizmet ve ürünlerinden bahseder misiniz?

Müze otel konseptiyle kapılarımızı açtık. Otelimiz ilçe merkezine çok yakın bir konumda St. Pierre mevkiinde yer alıyor. İçerisinde 2019 yılında Kültür ve Turizm Bakanlığı’na devrettiğimiz otelden bağımsız bir girişi bulunan Necmi Asfuroğlu Arkeoloji Müzesi bulunuyor. Günübirlik ziyaretçilerimiz dilerse arkeolojik kazılardan çıkan eserleri müzeyi ziyaret ederek görme imkânına da sahip oluyor. Biz aslında otelimizi hayata geçirirken yereli güçlendirmek istedik. Otelimizde çalışan personelimiz bu bölgeden; mutfağımızda kullandığımız tüm ürünler yerel malzemelerden. Çünkü biz Antakya aşığı bir aileyiz. 

Otelimiz içerisinde şehre yeni bir soluk getiren mekânlarımız, farklı büyüklükteki toplantı odalarımız, düğün ve davetler için balo salonumuz, tam donanımlı Balans Spa ve Fitness merkezimiz bulunuyor. 

Otelcilik sektöründeki iddianız nedir? Müze konsepti ile öne çıkıyor olmak rekabette size nasıl avantajlar sağlayacak?

Arkeoloji ve turizmi harmanlayarak Türkiye’de eşi benzeri olmayan bir işe imza attık. Düşünün müzede bir gece geçiriyorsunuz. Bu açıdan otelin duygusal yönü ve enerjisi bambaşka. Otelimizi farklı kılan bir başka konu burada bulunan eserlerin birbirinden farklı yüzyıllara ait olması. Misafirlerimiz burada farklı dönemlere tanık oluyor ve tam anlamıyla bir zaman tüneline geçiş yapıyor aslında. Ayrıca, taban mozaikleri ve Roma Hamamları gibi tarihi eserleri orijinal yerlerinde sergiliyoruz. Farklı bir konaklama deneyimi yaşamak, medeniyetler beşiği Antakya’nın güzelliklerini keşfetmek isteyen herkesi bekliyoruz.

Misafir profiliniz ve satış-pazarlama stratejiniz hakkında bilgi verir misiniz?

Otelimizde hem Türk hem dünya vatandaşlarını ağırlamak istiyoruz. İstanbul, Efes, Kapadokya ve Antalya Türkiye’nin öne çıkan destinasyonları arasında yer alıyor. Antakya da neden bunlardan biri olmasın. Projemizin, turistleri bu bölgeye çekebilecek başka bir cazibe kaynağı olacağına inanıyoruz. Geçen sene New York Times tarafından dünyada görülmesi gereken 52 yerden biri olarak gösterildik. Bu bizim için büyük bir gurur kaynağıydı.  

The Museum Hotel Antakya’nın mimari projesi kime ait? 

Yapılan kazı çalışmalarında ortaya çıkan tarihi eserleri korumak amacıyla proje planının tamamen eserlere uygun olarak şekillenmesini istedik. Bu nedenle Türkiye’nin ve hatta dünyanın en başarılı mimarlarından biri olan Emre Arolat’ın kapısını çaldık. Emre Bey otelimizi “Arkeolojik alana iliştirilmiş bir yapı” olarak tanımlıyor. Bu projeyi Emre Arolat’tan başkasının yapabileceğini düşünemiyorum. 

Otelimiz 66 çelik bacak üzerinde yükseliyor. Odalarımızı da bu çelik bacaklar taşıyor. Yüzde 90'ı çelik konstrüksiyon olarak dizayn edilen projede yaklaşık 20 bin ton yapısal çelik ve 5 bin ton inşaat demiri kullanıldı. Ayrıca bu miktar, Paris'te bulunan Eyfel Kulesi'nde kullanılan miktardan üç kat daha fazla.

Oda sayısı, oda çeşitleri, özellikleri, teknolojik ve dijital donanımlar neler? Toplam yatak kapasiteniz ne kadar? İç dekorasyonda nelere dikkat ettiniz?

200 odamız, toplamda 400 yatak kapasitemiz bulunuyor. Müze ve kazı alanı, dağ, St. Pierre Kilisesi ve şehir manzaralarına hâkim standart, süit ve kral dairesi oda seçeneklerimiz mevcut. Bir de Nas Konut’umuz bulunuyor. Ayrı bir girişi ve toplantı odaları olan otelden daha izole bir tatil geçirmek isteyenler bu konutumuzu tercih edebilir. Odalarımızın dekorasyonunda otelimizin ve Antakya’nın ruhunu yansıtan dokunuşlar yapmaya özen gösterdik. Misafirlerimizin bir müzenin içerisindeki konakladıklarını odalarındayken bile hissetmelerini istedik. Odalarımızda televizyon, mini bar, oturma köşesi ve mermer banyo bulunuyor; 24 saat oda servisi ve ücretsiz Wi-Fi imkânı sunuyoruz.

Mutfak yaklaşımınız ve restoranlarınızdan bahseder misiniz? Menüleriniz hakkında bilgi verebilir misiniz? 

The Museum Hotel Antakya’da konuklarımıza hem yerel hem de özel bir gastronomi deneyimi yaşatmayı hedefliyoruz. Otelimizin farklı konseptlerde beş mekanı bulunuyor. Misafirlerimiz Hatay mutfağının yöresel lezzetleri için Ayan Meyan’ı, after partiler ya da özel davetler için Sixty Six’i, zengin bir açık büfe kahvaltı ve akşam yemeği için Sefahat’i, hamburger, tatlı, salata, leziz kokteyller için Birdy’i, keyif için manzarası ile büyüleyen Seyri Alem’i tercih edebilirler. Kahvaltı menülerimizde Antakya’da biz neyi tüketiyorsak misafirlerimize de onu sunmaya özen gösteriyoruz. Antakya peyniri, Antakya tereyağı Antakya zeytini, biberli ekmeğimiz, külçemiz açık büfemizde mutlaka yer alıyor. 

Öne çıkan yemekleriniz neler? 

Bu bizim için cevaplaması zor bir soru. Ayan Meyan’daki mezelerimizin her biri çok beğeniliyor. Künefemiz, peynirli irmik helvamız harikadır. Birdy hambugerimiz ve brownie tatlımız Antakya içinde popüler olmuş durumda.