Mövenpick Hotel Asia Airport, renkleri ve dokuları İstanbul’u anlatıyor

Mövenpick Hotel Asia Airport, renkleri ve dokuları İstanbul’u anlatıyor

25.05.2022 14:36:14

İstanbul’un yeni iş otellerinden Mövenpick Hotel Asia Airport, Uluslararası Sabiha Gökçen Havalimanı’nın yaşam merkezi olma iddiasında! Etkileyici lokasyon özellikleri yanı sıra iç mekân tasarımındaki renk ve dokularıyla şehri anlatan 12 katlı, 294 odalı otel, dünya ve ülke mutfağından özenle seçilen reçeteleriyle de dikkat çekiyor.

Gastronomi Dergisi

Emin Holding yatırımı olarak 04 Ekim 2021 tarihinde hizmet vermeye başlayan Mövenpick Hotel Asia Airport, Accor Hotels bünyesinde bulunan Mövenpick markasıyla hizmet veriyor. Otel markasıyla holding arasında 20 yıllık franchise anlaşması yapıldığını söyleyen Mövenpick Hotel Asia Airport Genel Müdürü Müjdat Oral, şehrin bu yeni otelini Gastronomi Dergisi’ne anlattı.

İstanbul Anadolu Yakası’nın en heyecan verici mekanlarından biri olan Mövenpick Hotel İstanbul Asia Airport; 12 katlı “business class” konsepti ve 294 odasıyla misafirlerine kaliteli hizmet vermeye odaklanmış durumda. “Hizmet kalitemizi en üst düzeyde tutarak şehrin ve Sabiha Gökçen Havalimanı’nın yaşam merkezi olmayı hedefliyoruz” diyen Müjdat Oral şöyle konuşuyor: “Bizi diğer otellerden farklı kılan en önemli avantajımız mimarı projenin ihtişamı dışında, eğitimli ve kalifiye personel istihdam ediyor olmamız. Amacımız pandemi sürecinden beri istihdam ettiğimiz personeli uzun vadede sektöre kazandırmak. Hedefimiz, otelimizin lokal misafirlerimizin de günlük yaşamlarının bir parçası haline gelmiş olmasını sağlamak ve bir odadan çok daha fazlası olan ortak bir yaşam alanına dönüşmektir. Bu doğrultuda, pandeminin sosyal hayatımızdan çalmış olduğu zamanı telafi etmek için büyük bir misyon yüklendiğimizi düşünüyoruz ve bu misyonu sürdürülebilir kılmak için büyük bir keyifle çalışıyoruz.”

Pandemi sonrası şehir otelciliğinde nelerin değişeceğini sorduğumuz Oral, “Pandemi sürecinin hizmet sektörüne daha yenilikçi ve sürdürülebilir bir yaklaşım getirdiğini düşünüyoruz. Bu süreçte, insan faktörü ve dijital dünyanın birbirine entegre olmasıyla birlikte şehir otellerinde teknolojinin getirdiği tüm yeni imkânların yansımalarını görüyor olacağız. Örneğin, temaslı alanları azaltma, yüz okuma sistemleri, akıllı toplantı salonları verebileceğimiz örneklerden sadece birkaçı” diyor.

Otelde neler var?

Otelin lokasyonu ve özelliklerinden söz eden Genel Müdür Müjdat Oral şunları kaydediyor: “İstanbul’un hızla gelişen Anadolu Yakası’ndaki en yeni ve en lüks oteli olan Mövenpick Hotel İstanbul Asia Airport, Uluslararası Sabiha Gökçen Havalimanı’na kolay erişimin yanı sıra, Teknopark, Intercity Formula 1 pisti ve Türkiye’nin en büyük outlet alışveriş merkezi Viaport’a yakınlığıyla misafirlerimiz için vazgeçilmez bir konumda bulunuyor. Ülkenin en büyük şirketlerinin genel merkezlerine, iş merkezlerine ve organize sanayi bölgelerine yakın konumu ile de iş dünyasına ayrı bir avantaj sağlamakta. Üstün teknolojiyle donatılmış Mövenpick Hotel İstanbul Asia Airport’ta; Mint Restaurant ve patisserie konseptiyle dikkat çeken Cafe De Pera bulunmakta. Günün yorgunluğunu atmaya yardımcı olacak 5 metrekare alana konumlandırılmış Botanica Spa & Wellness’ta spor kompleksi, eksiksiz hizmet sunan spa ve kapalı havuz yer alıyor. Ayrıca, sınırsız imkânların bir arada olduğu Mövenpick Hotel İstanbul Asia Airport; aralarında 2 bin kişi kapasiteli balo salonu, toplam 21 adet toplantı salonlarıyla misafirlerimize hizmet veriyor.”

Bakır başrolde

Mövenpick Hotel İstanbul Asia Airport’un mimari tasarım projesi, Atölye A Mimarlığın kurucusu olan Ayhan Geveli’ye aitt. İç mekânda tasarım argümanı, İstanbul’u ziyaretçilerine otelin konumu itibariyle biraz merkezden ayrı kalması bakımından değişik bir dilde anlatmak, onlara ilk gördüklerinde ve ayrılırken güzel anılar bırakmak, tat, koku, görüntü gibi tamamlayıcı duyguları harmanlayan bir bütünsel çalışmanın özeti olarak kabul ediliyor. İç mekânda seçilen renkler ve dokular İstanbul’u anlatan, dramatize eden öğelerden oluşuyor. Ahşabın tonu, mermerler, cam, metalin renk seçimi bütünsel olarak içinde bulunduğu coğrafyadaki yeri ve İstanbul’u anlatan öğeler arasında. Bakır rengi ve bakırın kendisi özellikle bu proje için başrol niteliğinde. İstanbul bakır ve bakır işçiliğiyle bir dönem kendi coğrafyası içinde bu dalda endüstri, zanaat ve sanat anlamında ileri seviyelerde yer almış bir şehir. Kentin hafızasında oldukça yer ediyor. Tasarımcı bu olguyu tüm proje içinde çok hassas ve yeter miktarda modern insanın anlayacağı tatta kullanımına gayret edilmiş.

Otomasyonla hızlı müdahale

294 oda, 7 farklı oda tipi ve 445 yatak kapasitesiyle misafirlerine hizmet verdiklerini belirten Genel Müdür Oral, “Otelin teknolojik ve dijital donanımını planlarken daha çok kişiselleştirme, sürdürülebilirlik ve gelişmiş müşteri deneyimini göz önünde bulundurduk. Otelimizde müşterilerimizin beklentilerini karşılayacağını düşünüldüğümüz akıllı hublar, tablet cihaz ve Android telefon/IOS sistemlerine yatırım yaptık. Aynı zamanda bu teknolojinin otelin otomasyon sistemlerinde kullanılması sayesinde hızlı müdahale fırsatı ile düşük maliyetler yaratıyoruz” diyor.

Mutfak konsepti

Otelin mutfağında deneyimli bir isim olan Şef Ahmet Arslan bulunuyor. Mutfak konsepti, yaklaşımları ve restoranlardan bahseden Arslan şunları vurguluyor: “Mutfakta fark yaratmak için her zaman yeni trendleri takip ederim ve birikimlerimle harmanlarım. Sonuç odaklı çalışan bir şefim, insanlarla uyumluyum, bilgiye ve önerilere her zaman açığım. Alt yapıya önem veririm ve personeli incitmeden yetiştirmeye özen gösteririm. İnsanları mutlu edecek şekilde, pozitif ve yapıcı mesajlar vermeye itina gösteriyorum. Genelde uluslararası mutfaklarda tecrübe edindim ve bu yüzden sunumlarımda farklı kültürlerin izlerine yer vermeyi tercih ediyorum. Otelimizde 2 ayrı restoranımız bulunuyor. Biri Akdeniz mutfağına sahip olan Mint Restaurant, diğeri ise dünya mutfağı konseptliyle tüm çeşitliliği menüsünde bulunduran Swiss Bistro. Otelimizde aynı zamanda, sizi müthiş kahve kokularının karşıladığı ve çikolatanın aşkına hayır diyemeyeceğiniz Cafe De Pera patisserie konseptimiz bulunuyor. Misafirlerimiz için özenle hazırlanmış tatlı seçeneklerimiz arasında, nefis kokular eşliğinde tercih yapmakta bir hayli zorlanıyorlar. Birçok alternatif tatlarla damaklarınızda yer edinecek lezzetlerimiz sizi adeta nostalji yaratan tatlı bir yolculuğa çıkarıyor. Menülerimizin güncel olması ve farklı tatları bir arada misafirlerimize sunabilmek için ekip olarak tüm yeni trendleri takip ediyoruz.”

Otelin öne çıkan lezzetleri

Menüden ve öne çıkan yemeklerden söz eden Mövenpick Hotel İstanbul Asia Airport Şefi Ahmet Arslan, “Swiss Bistro menüsünde, mevsime uygun meyve ve sebzelerle hazırlanan yemekler yer alıyor; ayrıca geleneksel İsviçre tariflerinin de bulunduğu lezzetlerle aynı zamanda vegan içeriklere sahip özenle hazırlanmış eşsiz reçetelerin tabaklarda buluştuğunu söyleyebilirim. Modern damak tadını ortaya çıkarmak ve geleneksel olanı yeniyle bir araya getirmek için menülerimiz, kendi konusunda uzman profesyonel aşçılarımız tarafından hazırlanmakta. Swiss Bistro’da öne çıkan yemeklerimiz; Ispanak yatağında Enginarlı Deniz Levreği, Risotto eşliğinde Kuzu İncik, Ananas soslu Bonfile, Yoğurtlu Kebap ve tüm Napoli Pizza’larını en güzel içeceklerimiz eşliğinde denemenizi tavsiye ediyoruz” diye anlatıyor.

Mövenpick Hotel İstanbul Asia Airport’ta çalışmaktan mutluluk duyduğunu dile getiren Arslan, “Global bir markanın çatısı altında Türk şefler olarak, ülkemizin yemek kültürünün ve turizminin dünyaya tanıtımında önemli bir rolümüz olduğunu düşünüyoruz ve kendimizi her gün daha fazla geliştirmek için çok çalışıyoruz. Bu konuda otel yönetiminin bizlere büyük ölçüde katkı sağladığını sizlerle paylaşmak isterim. Bundan sonraki meslek hayatımda her günümü bu amaç uğruna, kendimi ve ekibimi yenileyerek geçireceğim” şeklinde konuşuyor.

Şef Ahmet Arslan kimdir?

1966 yılında Ankara’da doğan Şef Ahmet Arslan, ilkokul, ortaokul ve liseyi bitirdikten sonra dedesi, babası ve amcalarının mesleği olan aşçılığa ilgi duymuş ve bu mesleği seçmiş. Ata mesleği haline gelmiş olan aşçılığı seçerek geleneği bozmamış. 32 yıldır işini severek yapan şef, dünyanın birçok ülkesinde farklı mutfakları tecrübe etme fırsatı bulmuş ve farklı kültürlerden lezzetleri misafirlerine sunmuş. Şef Ahmet Arslan, aşçılığı dünyaca ünlü ressam Picasso’nun resim sanatıyla özdeşleştiriyor. Ona göre; “Aşçılık da ressam olmak gibi bir şey, mutfaktaki en güçlü silahınız yaratıcılığınız”diyor. O, hep fark yaratmak için klasik tarzlara kendi yaratıcılığını da katıp, ortaya eşsiz lezzetler çıkarmış. 19 yılı yurt dışında çeşitli ülkelerde, 13 yılı ise Türkiye’de geçmiştir. Şu an da Mövenpick Hotel İstanbul Asia Airport’da mesleğini severek icra ediyor.