Karaköy’den Bodrum’a uzanan hikaye No: 81 HOTEL
No: 81 Hotel, Bodrum Türkbükü’nde Ege ruhunu yansıtan bir butik otel. Ege Denizi’nin bu genç otelini ve otelin DAZE ismindeki iddialı restoranını No: 81 Hotel Genel Müdürü ve Yönetim Kurulu Üyesi Pamir Karakaya ile konuştuk.
Reklam
Mehmet GÜNELİ
Egeli ruhunu yansıtan No: 81 Hotel, lokal değerleri öne çıkarırken Bodrum’un doğasına uygun bir atmosfer yaratıyor. Otelin restoranı DAZE’nin iddialı lezzetlerinde Akdeniz mutfağı öne çıkarken sadelik ve ekolojik kıymet markanın önceliği oluyor. Karaköy Perşembe Pazarı’ndaki o dükkanın kapı numarası her şeyin başlangıcı oluyor.
No: 81 Hotel, Bodrum Türkbükü’nde Ege ruhunu yansıtan bir butik otel. Ege Denizi’nin bu genç otelini ve otelin DAZE ismindeki iddialı restoranını No: 81 Hotel Genel Müdürü ve Yönetim Kurulu Üyesi Pamir Karakaya ile konuştuk. No: 81 Hotel’in temellerinin 2015 yazında Bodrum Türkbükü’ndeki DAZE ile birlikte atıldığını söyleyen Karakaya, otelin hikayesini şöyle anlatıyor: “Genç bir marka olarak görünse de günümüze gelişinin naif bir hikayesi var. Ailemizin turizm yatırımı olan otel, dedem rahmetli Cevdet Öztan’ın yazlarını geçirdiği bir ev olarak başladı, ilerleyen dönemlerde zamanın modern mimari anlayışıyla bir otel projesi olarak devam etti. Uzun yıllar farklı işletmeciler tarafından yönetilen otel, 2015 yılında gençleştirilerek No: 81 adıyla yeni kimliğini buldu ve ailemizin yönetimine geçti. Ben de otelin genel müdürü olarak görev yapıyorum. Misafirlerimizin en çok yönelttiği soru 81 isminin hikâyesi ise dedemin Karaköy Perşembe Pazarı’ndaki dükkanına uzanıyor. Dükkanın kapı numarası olan 81’i otelin ismiyle yaşatıyoruz.”
En büyük hedeflerinin sürdürülebilirlik olduğunu belirten Pamir Karakaya, “No: 81 Hotel, Bodrum Türkbükü’nde 49 odalı butik bir otel. Ege Denizi’nin kıyısındaki otelimizde, sahip olduğu geniş yeşil alanlar ve çeşitli bitki türleriyle misafirlerimize doğayla iç içe bir tatil imkânı sunuyoruz. Bünyemizdeki DAZE markasıyla restoran, plaj ve bar operasyonunu yönetiyoruz, markanın temelinde iyi yemek, iyi içki ve iyi müzik arayışı yatıyor. Sosyal bir iş yapıyoruz ve bunu hem misafirlerimiz hem de kendimiz için eğlenceli kılarak yaratıcı süreçlerin önünü açmak ana prensibimiz. Sürdürülebilirlik ise en büyük hedefimiz” diyor.
Ekolojik çiftlik projesi
Değirmen81 olarak isimlendirdikleri bir projeleri daha olduğunu dile getiren Karakaya, Burası 55 dönüm üzerine kurulu ekolojik bir çiftlik. Bünyesinde narenciye bahçelerini, yeşil seraları, büyük baş hayvanları, egzotik balıkları ve daha birçok canlı türünü barındırıyor. Bunu yaparken de elektriğini kendi üretiyor, suyunu sirküle ediyor ve atıklarını gübre olarak ileri dönüştürüyor. Amacımız, karbon ayak izimizi minimuma indirmek ve bunu yaparken kendi yaklaşımlarımızı da adapte ederek misafirlerimize aktarmak” diye konuşuyor.
Otelde 7 farklı tipte deniz veya bahçe manzaralı 49 oda bulunduğunun altını çizen Genel Müdür Pamir Karakaya, odaların tamamında doğal malzemeler kullanılarak sadeliğin hâkim kılındığını söylüyor. Dekorasyonda kullanılan pastel tonlara bahçelerin yeşili ve Ege’nin maviliği kontrast katıyor. Mimaride ön plana çıkan modern dokunuş Bodrum’un doğasına uygun tasarımı ve malzeme seçimiyle bölgenin atmosferini içeride yaşatıyor.
Kişisel hizmet öne çıkıyor
Pandemi döneminde kişiselleştirilmiş hizmete odaklandıklarını vurgulayan Karakaya, şunları kaydediyor: “Pandemi 2020 yılında hayatımıza girdi ve geçen sezonda birçok tecrübe edindik. Otelimizin pandemi şartlarına uygun hale getirilmesi için çeşitli yatırımlar yaptık ve her şeyin başında ekibimizle birlikte kendimizi de bu süreç hakkında eğiterek geçen sezonu hiç vaka yaşamadan atlattık. Bu sene maske, sosyal mesafe ve hijyen kurallarını devam ettirmenin yanı sıra Güvenli Otel Sertifikası kapsamında standartlarımızı tescil ettirdik ve düzenli denetimlerle sürecin geçen seneki gibi sorunsuz atlatılmasını hedefliyoruz. Pandemi döneminde misafirlerin kişiselleştirilmiş hizmete, kalite algısına ve deneyim odaklı arayışlarına şahit olduk. Sadece tatil olarak basite indirgenmiş alışkanlıkların yerini, deneyimin ön planda olduğu, misafirlerine doğru şekilde yenilik ve kişisel hizmet üreten bir anlayışa bırakacağını düşünüyoruz.”
“Toparlanma kolay olmayacak”
Turizm sektörünün geçen yıllara göre ciddi bir daralma yaşadığını ifade eden Pamir Karakaya, “Hem yerli hem de yabancı turist bazında yaşadığımız bu daralma toparlanma sürecinin kolay ve hızlı olmayacağını kanıtlar nitelikte. Sektör çeşitli büyüklükteki yatırımları kapsıyor, bu süreçte ayakta kalabilen işletmelerin, adapte olarak ve yatırımlarını sürdürerek pandemi döneminden daha güçlü bir şekilde çıktığını göreceğiz. Tüketici tercihlerini göz önünde bulundurarak değişen, dünya düzenine ayak uydurabilen kurumlar toparlanmada öncü rolü oynayacak. Bununla birlikte mevcut pazarın dijital izlenebilirliğini artırarak; markalaşma, müşteri ve iş geliştirme süreçlerinin doğru yönetimiyle dünya standartlarını yakalaması gerektiğine inanıyoruz” şeklinde konuşuyor.
DAZE Akaretler ailenin en genç üyesi
Sektördeki büyüme hedeflerinden de söz eden Karakaya şunların altını çiziyor: “DAZE Akaretler ailenin en genç üyesi, grubun yeme içme operasyonunu yürütmek üzere Türkbükü’nde yarattığımız marka, büyüme hedeflerimizin ilkini gerçekleştirmemize olanak sağladı. Akaretler semti İstanbul’un tarihi dokusunu hala hissedebileceğiniz ender noktalardan bir tanesi. Sıraevler 41 numarada konumlanan projenin her aşamasında yapının tarihi ve içindeki yaşanmışlıkların korunması hedeflendi. Dış cephenin mimari özellikleri, iç mekandaki detaylarda modern şehir hayatının yansıması olarak kendine yer buldu. Sadece restoran olmaktan öteye geçmeyi hedeflediğimiz proje gastronominin, miksolojinin, görsel sanatların ve müziğin birlikteliğiyle vücut bulan bir DAZE deneyimi olarak tasarlandı.”
Mutfakta lokal malzeme evrensel teknik
No:81 Hotel’in şefi Gürkan Ürün ise 2014 yılından beri yurt içi ve yurt dışında Executive Chef olarak çalışmış. Aynı zamanda Türkiye’de birçok yarışma organizasyonu yapan şef Dünya Aşçılar Birliği Türkiye jürisi olmaya hak kazanmış. En büyük tutkusu ülkemizde ve dünyadaki gastronomi trendlerini takip etmek ve bunu kendi yorumuyla misafirlere sunmak. Mesleki felsefesini “en iyiye yakışır işler yapmak” olarak tanımlayan Gürkan Şef ekibiyle beraber sürekli araştırma ve daha iyinin peşinde koşmayı hedefliyor.
Butik bir restorana sahip olduklarını söyleyen Şef Gürkan Ürün, “Kapasite olarak tek oturumda 80 kişiye hizmet veriyoruz. Burada dikkat etmemiz gereken husus, yarattığımız hizmetin butik olmasından ziyade sunduğumuz ürün kalitesi ve bu ürünlerin işlenme şekli. Modern Akdeniz Mutfağı olarak adlandırdığımız bir menümüz var. Malzemelerin lokalliğine ve tekniklerin evrenselliğine inanıyoruz. Çeşitli kontrastlar yaratmak adına da egzotik meyvelerden ve alternatifsiz olarak adlandırdığımız malzemelerden yararlanıyoruz. Bir gün içerisinde 3 farklı menü servisimiz var; bu sene suşi barımızı ekledik. Akşam menüsünde deneyimleyebileceğiniz lezzetler, lokal malzemelerin modern yorumları olarak adlandırabilir; örneğin, Ege Denizi’ne ait bir balığı, Fransız menşeli bir sosla, literatürden İspanya’ya ait bir garnitürle tadabilirsiniz. Fakat balığın mevsimi geçtiğinde menüde tekrar göremezsiniz” diyor.
Menü konseptinden de söz eden Şef Ürün şunlara işaret ediyor: “Konseptimiz aslında ürünlerin kendisi üzerine kurulu. Kaliteli yetiştirilmiş, mevsiminde, özenle işlenmiş ürünler kullandığınızda doğa ana ve buna vesile olan zanaatkârların emeği yol gösterici oluyor. Bize kalan da doğru ürünleri doğru tekniklerle işleyerek bir araya getirmek oluyor. Sadelik ve minimalizme olan tutkumuz bu tercihlerin en büyük sebebi diyebiliriz. Otelimizin dekorasyonuna hâkim olan sadelik, restoranın konumlandırılmasından, kullandığımız sunum ürünlerine kadar kendini gösteriyor. Doğayla iç içe olmanın zarafetini yaşatmaya çalışıyoruz diyebiliriz.”
İtalyan mutfağı tercih ediliyor
Yemeklerde misafir tercihlerinden söz eden Şef Gürkan Ürün, özellikle İtalyan mutfağının daha çok tercih edildiğini söylüyor. Ürün, “Sanırım halkımız Türk mutfağına yakın buldukları için deneyimleme konusunda daha açık fikirli davranabiliyorlar. Örneğin, burratayı iki günde bir taze tedarik ediyoruz, 5 senedir kesintisiz çalıştığımız bir üreticimiz var. Ürün o kadar kaliteli ve taze ki yaratıcılığımızı körüklüyor. Mesela bu mevsimde Değirmen81’de çilekler dökülmeye başladı ve neden olmasın diyerek, yetiştirdiğimiz 3 farklı cins çileği çeşitli şekillerde işleyerek servis ediyoruz. Mesela bu sezon ilk defa otelin içinde bir suşi bar yarattık ve aldığımız pozitif dönüşler beklediğimizin çok üstündeydi. Hatta tadımları birlikte yaptığımız, ürünlerin gelişim aşamalarına dahil olanlar bile var. Misafirlerimizin bizlerle aynı heyecanı paylaşıyor ve arayışı yaşıyor oluşu motivasyon kazandırıyor” diye ifade ediyor.