Dünya çapında dönüşüme uğrayan misafir deneyimi…

Dünya çapında dönüşüme uğrayan misafir deneyimi…

6.08.2021 08:56:02

Sheraton Hotels & Resorts Sheraton İstanbul Levent Genel Müdürü Uygar Koçaş, “Sheraton İstanbul Levent konum olarak İstanbul’un iş ve yaşam merkezinde yer alıyor. Bu nedenle ürün ve hizmetleri bakımından yine Sheraton markasının donanımıyla çok iyi bir iş oteli olarak tasarlandı”

Reklam

İstanbul’un iş ve yaşam merkezi Levent’te konumlanan Sheraton İstanbul Levent, hem bölge sakinlerinin hem de seyahat edenlerin yeni buluşma, bağlantı ve işbirliği noktası olma hedefiyle kapılarını açtı. Markanın yeni vizyonu kapsamında gerçekleşen yepyeni modern güncellemeleriyle açılan ve baştan aşağı bütünüyle yenilenen otel, Sheraton markasının dünya çapında dönüşüme uğrayan misafir deneyimi anlayışını gözler önüne seriyor.

Yepyeni modern güncellemeler

Marriott Bonvoy portföyündeki 30 marka arasında yer alan Sheraton Hotels & Resorts Sheraton İstanbul Levent’i hizmete açtı. Markanın yeni vizyonu kapsamında gerçekleşen yepyeni modern güncellemeleriyle açılan Sheraton İstanbul Levent, misafirlerine, iş, seyahat, dinlenme ya da kutlama gibi her durumda kendilerini rahat ve ait hissedebilecekleri bir ortam sunuyor. Otelin 248 odası, gün ışığı da alan toplantı ve etkinlik alanları, Sheraton Club Lounge, Doğu Akdeniz lezzetleri sunan Levantino Restoran, rahatlatıcı masaj ve terapilerle Sheraton’a özel Shine Spa, Techno-Gym markalı ekipmanlardan oluşan spor merkezi ve 200 metrekarelik kapalı havuzuyla hem bölge sakinlerinin hem de seyahat edenlerin yeni buluşma, bağlantı ve işbirliği noktası olması bekleniyor. Baştan aşağı bütünüyle yenilenen otel Sheraton markasının dünya çapında dönüşüme uğrayan misafir deneyimi anlayışını gözler önüne seriyor.

İyi bir iş oteli olarak tasarlandı

Otelin bir dönüşüm projesi olduğuna dikkat çeken Sheraton Hotels & Resorts Sheraton İstanbul Levent Genel Müdürü Uygar Koçaş, bu süreçle ilgili şu bilgileri veriyor: “Sheraton, dünyada 70’ten fazla ülkede 440’ı aşkın otelle Marriott International bünyesinde yer alan en global marka. Sheraton markasının köklü mirası ve ülkemizdeki yüksek bilinirliği ile birlikte yeni vizyonu hem marka tercihinde hem de akabinde gerçekleşen ciddi dönüşümde çok büyük rol oynadı. Otelimizde hem genel alanlar hem de odalar bu yeni Sheraton vizyonu doğrultusunda tasarlandı. Sheraton İstanbul Levent konum olarak İstanbul’un iş ve yaşam merkezinde yer alıyor. Bu nedenle ürün ve hizmetleri bakımından yine Sheraton markasının donanımıyla çok iyi bir iş oteli olarak tasarlandı.”

Rehber Köpekler Derneği ile işbirliği

“İş ya da tatil, seyahat amaçları her ne olursa olsun misafirlerimizin sağlığı, konforu ve memnuniyeti her zaman en önemli hedefimiz” diyen Uygar Koçaş, uzun yıllardır farklı toplumların merkezinde yer almayı başaran Sheraton markasının köklerinden aldıkları ilhamla oteli hem seyahat eden turistleri hem de şehrin sakinlerini sivil toplumla buluşturan bir merkez olarak konumlandırdıklarını söylüyor. Koçaş, bu kapsamda sivil topluma dikkat çekmek ve misafirlerin toplumla bağ oluşturmalarına yardımcı olmak amacıyla toplantı odalarına Türkiye Rehber Köpekler Derneği’nin kahraman köpeklerinin isimlerini verdiklerini anlatıyor ve devam ediyor: “Rehber Köpekler Derneği ile başlattığımız bu işbirliğimizi farklı platformlara taşıyarak devam ettirmeyi, farklı projelerle desteğimize devam etmeyi arzu ediyoruz. Misafirlerimizin ve İstanbulluların toplumla ve birbirleriyle buluşabilecekleri, bağ kurabilecekleri, topluma faydalı olabilecekleri bir ortam sağlamak öncelikli hedeflerimiz arasında. Levent’te iş dünyasının, kaliteli alışverişin, kültür-sanat ve eğlencenin merkezinde yer alıyoruz ve misafirlerimizi tüm bu imkânlarla en iyi ve en rahat şekilde buluşturmak bizim için önemli.”

“Temize Olan Bağlılığımız” protokolünü uyguluyor

Sheraton İstanbul Levent’te lobi ve diğer ortak alanlar misafirlerin, İstanbulluların, turistlerin, dostların, iş arkadaşlarının ve toplulukların buluşma noktası olarak, rahatlık ve konfor odaklı tasarlanmış. Lobide ve restoranda yer alan özel yapım paylaşımlı büyük masalar insanlara bir arada olabilecekleri ortamlar sunuyor. Bununla birlikte ülkemizde de uzun yıllardır bilinen Sheraton misafirperverliği ve Marriott Bonvoy üyelerine sağlanan avantajlarla otelin farklılaştığını söyleyebiliriz.

Pandemi sürecinde açılan bir otel olarak her şeyden önce sağlık için hijyen kurallarına azami önem gösterdiklerini anlatan Uygar Koçaş, “Sheraton İstanbul Levent olarak, Marriott International’ın yiyecek ve su güvenliği, hijyen ve enfeksiyon önleme, otel operasyonları alanlarında önde gelen uzmanlarla birlikte hazırladığı ‘Temize Olan Bağlılığımız’ protokolünü uyguluyoruz. Bu protokollere bütün misafirlerin ortak alanlarda zorunlu olarak maske takması, CDC ve Dünya Sağlık Örgütü tarafından tavsiye edilen dezenfektanlarla yüzeylerin temizlenmesi dâhil... Ek olarak her check-in öncesi odaları en az 30 dakika UV ışınlarıyla dezenfekte ediyoruz. Ayrıca odalarda bulunan fan coil filtreleri her yeni misafir öncesi kimyasallarla temizliyoruz. Yüzeyleri dezenfekte ederken yüzeye yüzde 100 nüfuz etmek için elektrostatik spreyleme uyguluyoruz. Misafirlerimizin her alanda kendilerini daha güvende hissetmeleri amacıyla odalarına bıraktığımız kişisel hijyen kitleri temizlik açısından her ihtiyaçlarını karşılar doğrultuda tasarlandı. Odalarda kısmi açılabilen pencerelerimiz sayesinde dileyen misafirlerimiz odalarını dışarıdan direkt temiz havayla da havalandırabiliyorlar.”

Lezzetlere İtalyan Şef Giovanni Terracciano dokunuşu

Sheraton İstanbul Levent’te iki farklı yeme içme alanı bulunuyor. İsmi İtalyanca’da doğan güneş anlamına gelen Levante kelimesinden türetilen Levantino Restoran, Levant bölgesini kapsayan Doğu Akdeniz, Türk ve Orta Doğu mutfaklarından sevilen lezzetleri ferah, canlı ve rahat atmosferinde sunuyor. Menüde İtalyan Şef Giovanni Terracciano’nun liderliğinde hazırlanan ev yapımı makarnalar, İtalyan gurme pizzalar ve risottolar da yer alıyor. Bununla beraber misafirlere kendi pizzalarını ve pidelerini oluşturma seçeneği sunuluyor. Levantino’da sadece taze ve mevsiminde sebze-meyve kullanılıyor. İdeal lezzetleri sürdürülebilir kılmak için senede en az iki defa menüsünü güncelliyor. Açık mutfakta her şey şeffaf bir şekilde taze ve günlük olarak hazırlanıyor. Zengin meze çeşitleri, deniz ürünleri, ızgara et ve kebaplar da menünün öne çıkan seçenekler arasında.

Lobide kendine ait bölümde yer alan Goblet & Cup hem kafe hem bar hem de al-götür paket servisi olarak hizmet veren çoklu bir konsept sunuyor. Hızlıca tüketebileceğiniz pratik yemeklerden uzun uzun keyifle yiyeceğiniz esaslı yemeklere kadar çok farklı seçenek sunan Goblet & Cup’ta günün her saati gurme kahveler, özel harman taze çaylar ve farklı kokteyller sunuluyor.

Girişlerde temassız mobil anahtar kullanılıyor

Pandemi sürecinin hayatımızda birçok alanı değiştirdiğini ve bu değişikliklerin otel hizmetlerine de yansıdığını söyleye Uygar Koçaş, “Otelimizde misafirlerimize giriş çıkış işlemlerini kendi mobil cihazlarından yapma imkânı sunuyoruz. Odalarına girerken de yine temassız mobil anahtar kullanıyorlar. Odalarda yer alan ve konaklamaları süresince misafirlerimizin ihtiyaç duyabilecekleri detaylı bilgilerin yer aldığı konuk rehberimizi de dijital bir menü haline getirdik. Etkinlik ve toplantılarda da pandemi sonrası hibrit toplantı diye tabir edebileceğimiz karma formatlar uygulanmasını ön görüyoruz. Pandemi sürecinde oteller için en önemli konu misafirlerinin güvenlerini tekrar kazanmak oldu. Hijyene verilen önemi daha da artırdı. Misafirlerimizden aldığımız olumlu geri bildirimlerden de anlıyoruz ki hijyen ilerleyen dönemlerde de tüketicilerin karar verme aşamasında, seçimlerini etkileyen en önemli kriterlerinden biri olacak. Hijyenin yanı sıra yeni açık büfe uygulamaları da uzun bir süre daha hayatımızda olacak. Bu yeni uygulamalarda, misafirlerin en çok bir arada olup etkileşimde bulundukları ortak alanlar içerisinde olan restoranlarda, klasik açık büfe yerine servis elemanlarının yine misafirlerin seçimlerine göre büfeden servis etmesi veya masada paylaşımlı menü seçenekleri tercih ediliyor olacak. Temiz havanın otelde kullanılan mekânlara direkt erişimi ise bir süre daha mekân seçimlerinde önemli bir kriter olarak karşımıza çıkacak. Otellerdeki açık alanları içeriye katarak bu alanlara yeni fonksiyonlar kazandırmak sanırım birçok otel yöneticisinin kendisine sorduğu güncel bir soru haline geldi. Bir başka nokta ise kullanılan kimyasalların derecelerinin artmasıyla, ürünlerin özellikle ıslak alanlardaki kullanımında bu kimyasallara dayanıklılığı ve tabii ki kolay temizlenebilmesinin ön plana çıkması.” diyor.

“Pandemi sonrası Türkiye’nin turizmini çeşitlendireceğine inanıyorum”

Uygar Koçaş, Türkiye turizminin geleceğine dair şu öngörülerde bulunuyor: “Türkiye eskiden beri bir turizm ülkesi ve bundan sonra da öyle olacak. Fakat ben de dâhil olmak üzere çoğumuz potansiyelimizi tam kullanamadığımızı düşünüyoruz. Pandemi sonrası Türkiye’nin turizmini çeşitlendireceğine inanıyorum. Kültür turizminin özellikle hemen Kovid-19 salgınının ardından çok gelişeceğine ve onu takiben de turizmin, MICE alanında gelişmeler kaydedeceğini düşünüyorum. Yeni trendlere bakarsak, teknolojinin gelişmesi ile öncelikle iş seyahatlerinde azalma yaşanabilir, ki bunlar en çok bir iki günlük kısa seyahatlere online çözümlerle artık ihtiyaç duyulmaması şeklinde karşımıza çıkacak. Bununla birlikte toplantı turizmi Kovid-19 sonrası da devam edecek gibi gözüküyor. İnsanın doğasında fiziksel olarak etkileşime girmek vardır ve karantina zamanlarında çalışanların performansları tartışılıyor. Bu noktada otellere hibrit toplantı çözümleri için yatırım yapılması gerekecek. Bu yatırımları gerçekleştirirken de teknolojiyle birlikte fonksiyonel tasarım ve tabii ki mümkünse temiz havanın mekânlara direkt olarak ulaşması gibi unsurlara dikkat etmek gerekir. Yine teknoloji denince otellerde robotların daha fazla hayatımıza gireceğini söyleyebiliriz. Misafirlerimizle kişisel kontağı sürdürmek isterken, aynı zamanda da giderek pahalılaşan iş gücü piyasasında rutin işlerin robotlara verilmesi bence an meselesidir. Özellikle pandemi döneminde karşımıza çıkan ve evlerimize yakın yerlerde tatil yapma olarak tanımlanan kavram ‘staycation’ da bir süre hayatımızda önemli bir yer tutacak.”