Beyaz yakalılar ‘staycation’ ve ‘holistay’i keşfetti
Pandeminin etkisiyle turizmde küçük otellerin daha çok tercih edildiğini söyleyen Melek Hotels Genel Müdürü Uğur Zeren, “Bizim gibi küçük otellerin konumlandığı, deniz kenarı ve doğa turizminin öne çıktığı bölgelerde, şimdilerde adını sıkça duyduğumuza ‘staycation’ ve ‘holistay’ gibi konaklama çeşitleri öne çıktı. Güvenli bir alanda kalmak isteyen beyaz yakalı turist, hızlı internetin olduğu otellerde hem güvenle çalıştı hem de tatil yaptı. Uzun süre konakladılar, sezon kasım ayında hala devam ediyordu” diyor.
Reklam
Gastronomi Dergisi / Röportaj
2020 yılının başından bu yana tüm dünyanın korkulu rüyası haline gelen Kovid-19 etkilerini tüm sektörler adına sürdürmeye devam ediyor. Hayat dinamiklerimizi kökünden değiştiren bu virüs en çok da turizm sektörünü etkiledi dersek abartmış olmayız. Bu süreçte işletmelerin misafir memnuniyeti, misafirlerin de tatil anlayışı değişti. Süreçle ilgili "Kovid-19 sektörümüzü olumsuz yönde etkiledi. Uzun süredir zaten kriz yönetmek birincil işimiz olmuştu. Önceki yıllarda yaşanan terör saldırıları, Rus uçağının düşürülmesi gibi krizlerin yarasını 2019 yılının ümit veren yükselişiyle saracağımızı düşünmüştük; ta ki Kovid ortaya çıkana kadar. Turizm hassas bir sektör, savaş, terör ve salgın gibi olaylardan anında etkileniyor. 2016 yılı krizleriyle 10 milyondan fazla turist, 9 milyon doları geçen gelir kaybı yaşamıştık" diye konuşan Melek Hotel Genel Müdürü ve Küçük Oteller Derneği (TÜRKODER) Başkan Yardımcısı Uğur Zeren, bu sene daha fazlasının yaşanabileceğine dikkat çekiyor.
“Olanlar oldu, diyemeyiz”
“Tıpta aniden meydana gelen, yaşamsal tehlikeye neden olabilen, fizyolojik bir bozukluk olarak tanımlanan ‘kriz’ kelimesi, turizm sektörü için de sektöre hizmet veren yapıları yaşamsal tehlikeye sokmasıyla tanımının hakkını veriyor. Etkilerin olumsuz tarafını hepimiz hissediyor ve biliyoruz" diye konuşan Uğur Zeren şöyle devam ediyor: "Olanlar oldu diyerek üzülerek ve bekleyerek aksiyon alacak değildi sektör. Pandemiyle beraber alışık olduğumuz düzenin dışına çıkmak, uzan zamandır yapılması gerekli olan ama cesaret edilemeyen değişikliklerin yapılmasını sağladı. Dijitalleşmenin önemi anlaşıldı, elimizdeki ürün çeşitliliği fark edildi. İç turizmin, yerli turistin farkına varıldı ve hızlı bir şekilde değişmenin önemini hepimize hatırlattı.”
Bireysel turizme geçildi
Uğur Zeren'e göre pandemi sürecinde turizmde bazı değişiklikler olurken, çeşitlilik de arttı. Örneğin bu süreçte, kitle turizminden bireysel turizme geçiş hızlandı. Bireysel turizm, turistin alternatif turizm alanlarına ilgisini, ekoturizmi ve macera turizmini hareketlendirdi. Herkes elindeki ürün çeşitliliğini fark etti. “Hayatta kalmaya çalışırken, birçok yol deneniyor ve bunlardan bazıları, aslında yapılması gerekenlerin şimdiye kadar yapılmadığını hatırlatarak hayatımıza giriyor. Yaşamın ve sektörün normale dönmesiyle bu ürün çeşitliliği, işletmelere artı kazanç sağlamış olacak” diyen Zeren, şöyle devam ediyor: “İç turizmin ve yerli turistin ne kadar kıymetli olduğunu biz küçük oteller her zaman çok farkındaydık, diğer konaklama alanlarının da iç turizmin önemini anlamasını sağladı. Yapımız gereği misafirlerimizle birebir ilgilenebiliyoruz, bundan dolayı misafir ilişkilerimiz ve ‘loyalty’ oldukça kuvvetli. Zorlu 2020 yazını sürekli gelen misafirlerimizin desteğiyle çok hasar almadan atlattık ve bu misafir kitlesinin oranı küçük otellerde yüzde 70’lere kadar ulaşıyor. Bu kuvvetli kitle, diğer konaklama alanlarının da farkına varılmasını sağladı. Turizm, rekabetin en yoğun olduğu sektör; talebin azalmasıyla oteller için rekabet daha da arttı. Bu rekabet, otellerin farklılık yaratabilmek için kendilerini geliştirmelerine sebep oldu. Rekabetin yalnızca fiyat düşürerek yapılamayacağını bu süreçte sektörün tamamı görmüş oldu. Oteller yapılarına yeni özellikler, yeni hizmetler ekledi. Çalışan eğitiminin önemini fark ettiler, çalışanın misafir bağlılığı konusundaki etkilerini tekrar gördüler.”
Konaklama süreleri uzadı
Pandeminin etkisiyle turizmde küçük otellerin daha çok tercih edildiğini söyleyen Melek Hotels Genel Müdürü Uğur Zeren, “Bizim gibi küçük otellerin konumlandığı, deniz kenarı ve doğa turizminin öne çıktığı bölgelerde, şimdilerde adını sıkça duyduğumuza ‘staycation’ ve ‘holistay’ gibi konaklama çeşitleri öne çıktı. Güvenli bir alanda kalmak isteyen beyaz yakalı turist, hızlı internetin olduğu otellerde hem güvenle çalıştı hem de tatil yaptı. Uzun süre konakladılar, sezon kasım ayında hala devam ediyordu” diyor.
Zeren, küçük otellerin de en beğenilen özelliklerinin başında temizliğin geldiğine dikkat çekiyor. Küçük otellerde oda sayıları az olduğu için, kimyasal ürünler yerine, maliyeti daha yüksek olsa da daha kaliteli ürünler kullanabildiklerini belirten Zeren, pandemiden önce de birçok hijyen standardının küçük otellerde doğalında uygulandığını, yeni kurallarla bunun rutin alışkanlıklara dönüştüğünü aktarıyor.
Bir deneyim oteli geliyor
Melek Hotels pandemi sürecini bir sadeleşme süreci olarak geçirilmiş. Melek Hotels Pera ile birlikte birkaç otelini süreç içerisinde devreden grup, enerjisini Bozburun'da bu sezon hizmete sokmayı planladıkları yeni oteline yoğunlaştırmış. Açılacak yeni otelin karayla herhangi bir bağlantısı ve çevresinde başka bir işletme ya da yapı bulunmuyor. Misafirler Bozburun’dan teknelerle alınarak otele götürülecek. Birkaç taş ev ve lüks çadırlardan oluşan tamamen doğal ve doğanın içinde, kendine ait koyu olan bu yeni tesis için bir ‘retreat’ otel, bir deneyim oteli denebilir. Misafirlerin referansla ağırlanacak olduğu bu yeni konseptte online kanaldan rezervasyon yapmak mümkün olmayacak. Uzun zamandır dijitalleşme üzerine çalışan Melek Hotels'in yeni hedefi ise İstanbul'da bir oyun oteli açmak.
Bazı eylemler hayatımıza yerleşecek
Uğur Zeren, pandemiden sonra her şeyin geride kalacağını düşünenlerden değil. Bazı eylemlerin hayatımıza yerleşip bizimle beraber devam edeceğini düşünüyor. “İşletmeler için de böyle olacak. Ben aşılamaların çoğalması ama özellikle ilaç bulunmasından sonra daha rahatlayabileceğimizi düşünüyorum” diyen Uğur Zeren, son olarak şunları aktarıyor: "Küçük otellerin daha da ön planda olacağını; hatta kamp, kamping, glamping ve karavan tatili gibi izole tatil alanlarının çok daha ön planda olacağını düşünüyorum. Kötü bir hastalıkla mücadele ediyoruz, tedbiri hiç bırakmayıp bu zamanlarda aldığımız aksiyonları da cebe koyarak gidersek, güzel günler göreceğiz. Ülkemiz cennet, turizmde hak ettiği payı da alacaktır.”