Metro Türkiye’den “Tabağında ne var?” hareketi

Metro Türkiye’den “Tabağında ne var?” hareketi

30.03.2021 12:45:46

Gıdaların izini sür, bilgiyle beslen. Tüm meyve ve sebzelerde 15 farklı kiriterde bilgi, QR  kod ile izlenebilecek.

Reklam

Gıda güvenliğini sağlama amacıyla izlenebilirlik konusunda gerçekleştirdiği ilklerle sektörde öncü olan Metro Türkiye, başlattığı “Tabağında ne var?” hareketiyle et, balık ve baldan sonra tüm meyve ve sebze ürünlerinde de yüzde 100 izlenebilirlik sağlıyor. 

Tarladan sofraya yolculukta denetim

Yaklaşık 200 tedarikçisiyle birlikte 1.550 tarla ve binlerce dönümlük üretim alanını sistemine dâhil eden ve düzenli olarak denetleyen Metro Türkiye, 430 meyve sebze çeşidinde ve toplam 8.500 adet taze sebze ve meyve ürününün tamamında kendi geliştirdiği dijital izlenebilirlik sistemini müşterilerine sunuyor. Bu sistem ile tüketiciler, tüm taze meyve sebzelerin tarladan sofraya yolculuğunu ürünün üzerinde yer alan QR kod ile takip edebilecek ve 15 farklı bilgiye erişebilecek. Metro Türkiye, kurduğu sistemle iş birliği yaptığı kooperatif ve tedarikçilerine bağlı 105 bin üreticiyi doğrudan etkileyerek yerel üretimi de destekliyor.

İzlenebilirlik uygulamasından bir adım öte

30 Mart 2021 - Gıda güvenliği konusunda hayata geçirdiği ilklerle sektöre öncülük eden Metro Türkiye, “Tabağında ne var?” hareketiyle 2014 yılında başlattığı izlenebilirlik uygulamasını bir adım öteye taşıyor.  Türkiye’de ilk kez 2014 yılında ette izlenebilirlik uygulamasını başlatan Metro Türkiye, balık ürünleri ve bal ile devam eden bu uygulamasını meyve ve sebze ürünlerine de taşıdı. 

Meyve ve sebzelerin hayat hikayesi

Metro Türkiye’de yer alan toplam 8 bin 500 adet ürünü kapsayan 430 taze sebze ve meyve çeşidinin tarladan sofraya uzanan hayat hikâyesi, 15 farklı izlenebilirlik bilgisi ile paylaşılıyor. Hem profesyonel müşteriler hem de son tüketiciler, ürünün etiketinde yer alan QR kodu okuttuğunda, hangi çiftçinin ürünü hangi tarlada ne zaman hasat ettiğinden, ürünün pestisit ve ağır metal analizlerine, hasat edildiği tarla ve paketlendiği tesislerin gıda güvenliği ve adil çalışma koşullarına uyumluluk denetimlerinden, organik ürün sertifikasına ve besin değeri analizlerine kadar tüm hikâyesini görebilecek ve güvenle tüketebilecek.

105 bin  üreticiden gelen 8 bin 500 ürün 

Pandemi ile birlikte artan gıda güvenliği talebine yönelik olarak temel gıdaların tümünde izlenebilirlik sağlayan Metro Türkiye, müşterilerinin tükettikleri gıdalarla ilgili olası tüm sorularını yanıtlıyor. Metro Türkiye’nin meyve sebze ürünlerinde gıda güvenliği ve adil çalışma koşullarında güvenceyi sağlayabilmek amacıyla organize ettiği tarla ve paketleme tesisi denetimleri takip edilebiliyor, ürün bir kooperatif ürünü ya da coğrafi işaretli ise bu bilgilere de kolaylıkla ulaşabiliyor. Yüzde 100 gıda güvenliği hedefiyle 30 yılda 1.550 tarlayı yerinde kontrol eden, 189 bin analiz gerçekleştiren Metro Türkiye, tedarikçilerin hem tesislerini hem de ürünlerini belli periyotlarda denetliyor. 430 meyve-sebze çeşidinde 8.500 ürün, başta pestisit ve ağır metal olmak üzere 530 parametrede test edildikten sonra tüketicilere sunuluyor. İzlenebilirlik uygulaması için tedarikçilerine özel eğitimler de veren Metro Türkiye, kendi geliştirdiği sistemle iş birliği yaptığı kooperatif ve tedarikçilerine bağlı 105 bin üreticiye de dokunarak, yerel üretime ve üreticiye de destek oluyor.

“Gıdaların izini sür, bilgiyle beslen”

Tüketicileri de ne yedikleri konusunda daha bilinçli olmaya davet eden “Tabağında ne var?” hareketi, Metro Türkiye CEO’su Sinem Türüng’ün ev sahipliğinde Gıda Güvenliği Derneği Başkanı Samim Saner ve Sağlıklı Beslenme Uzmanı Dilara Koçak’ın katılımıyla gerçekleşen basın toplantısında duyuruldu. 

Gıda güvenliğindeki mevcut durumu göz önünde bulundurarak tüketicilere “Tabağında ne var?” sorusunu sorarak yola çıktıklarını söyleyen Sinem Türüng, “Kovid-19 pandemisinin güvenli ürün seçiminde farkındalık yaratması, taklit ve tağşişte yaşanan artışlar ve kontrolsüz, bilinçsiz pestisit kullanımı gıdanın olduğu her yerde beklentileri değiştiriyor. Bugün, gıdamızın güvenliği adına en kritik bilgilere, örneğin gıdanın hangi tarlada yetiştirildiğini, hangi çalışma koşulları altında, hangi denetim ve analizlerden geçerek tabağımıza kadar geldiğini ürün etiketlerinden öğrenemiyoruz. Oysa ki, gıdamızın asıl hikâyesi ve yolculuğu burada başlıyor. Metro Türkiye olarak 430 çeşitte 8.500 meyve sebze ürünümüzün tamamının tabağımıza kadar olan tüm yolculuğunu, kurduğumuz denetleme ve gıda güvenliği sistemimiz ile müşterilerimizle paylaşmaktan ve bu konuda toplumsal bir bilinç yaratmaktan büyük mutluluk duyuyoruz. ‘Tabağında ne var?’ hareketi ile tüketicilere ‘Gıdaların izini sür, bilgiyle beslen!’ diyerek tabaklarında ne olduğunu şeffaflıkla öğrenebilecekleri, sektörümüzde bir ilk olarak 15 farklı başlık altında bilgi sunan bir izlenebilirlik sistemi hayata geçiriyoruz. İklim değişikliğinin geldiği noktanın ve genç nüfusun bilinçli yaklaşımının da etkisiyle pek çok tüketicinin alternatif proteinler, güvenli gıda, sorumlu kaynak konularında daha bilinçlendiğini ve ürün seçimlerinde bu başlıklara dikkat ettiğini de görüyoruz. Biz bu değişimin geçici değil kalıcı olacağına inanıyoruz ve herkese tabağında ne var ne kadar farkındasın diyoruz” dedi. 

“Bilgilendirme hareketi çok kıymetli”

Beslenme Uzmanı, Sürdürülebilir Yaşam Aktivisti ve UN FAO destekçisi Dilara Koçak, “Birleşmiş Milletler Genel Kurulu 2021 yılını Uluslararası Meyve ve Sebze yılı olarak ilan ettiği bu dönemde Metro Türkiye’nin et, balık ve baldan sonra meyve ve sebzelerde de oluşturduğu bu dijital iz sürme ve bilgilendirme hareketi çok kıymetli. Meyve ve sebzelerin üretildiği tesisler gıda güvenliğine uygun mu, adil çalışma koşulları sağlanmış mı? Hangi çiftçi hangi tarlada ne zaman hasta etmiş, pestisit ve ağır metal analizleri nedir? Metro Türkiye’nin bu uygulaması bize tam da bu sorunun cevabını veriyor. Gıda ürünleri 530 parametrede pestisit ve ağır metal testine tabi tutuluyor. Tükettiğimiz gıdalarda bu testlerin yapıldığını ve ürünlerin bu testlerden geçtiğini bilerek güvenle tüketmemiz çok önemli. Çünkü gıda ürünlerinde kullanılan pestisitler ve ürünlere karışan ağır metallerin insan sağlına çok büyük olumsuz etkileri bulunuyor.  Pestisitler tarımsal üretimde kullanılan toksik etkili kimyasal maddeler olarak tanımlanabilir, dolayısıyla gıdalarda da kalıntı bırakabilirler. Kalıntılı ürünlerin yenmesi, alınan zehrin dozuna bağlı olarak akut ya da kronik, çeşitli sağlık zararlarına neden olabiliyor. Kısırlık, üreme sağlığı bozukluları, hormonal sistemde ve sinir sisteminde bozulmalar ve kanser gibi sağlık sorunlarına yol açıyor. ‘Tabağında ne var?’ sorusunu tüketicisine sordurmayı hedefleyen ve onları gıdaların izini sürmeye davet eden Metro Türkiye ailesine bu projeleri için çok teşekkür ediyor ve bu projenin bir paçası olmaktan mutluluk duyuyorum.” dedi.

Tarladan çatala bütünsel bakış

Gıda güvenliğinin tarladan çatala bütünsel bir bakış açısı gerektirdiğini ve bu bakış açısının da en önemli kavramının "izlenebilirlik" olduğunu belirten Gıda Güvenliği Derneği Başkanı Samim Saner ise şunları söyledi: “Tüketicilerin alışverişlerinde satın aldıkları ürünlerin nerede, kimin tarafından, hangi tarihte üretildiğini daima sorgulaması gerekiyor. Özellikle içinde bulunduğumuz Kovid-19 döneminde tüketici farkındalığında da bu konuda önemli bir gelişme görüyoruz. Tüketicilerin artık satın aldıkları ürünlerin güvenilirliği konusunda daha seçici davranmaya başladığını söyleyebiliriz. Metro Türkiye’nin başlatmış olduğu ‘Tabağında ne var?’ hareketinin tüketicileri bu konunun önemi hakkında bilgilendiren bir hareket olması açısından da çok değerli buluyoruz.”