Uludağ’da tarımda yeni vizyon konuşuldu

Uludağ’da tarımda yeni vizyon konuşuldu

26.03.2021 12:45:07

Komili sponsorluğunda, ilk günün son oturumu olan “Tarımda Yeni Vizyon” da tarımın geleceğine yönelik atılacak adımlar ve stratejiler ele alındı. 

Reklam

Sürdürülebilir tarımsal üretim, yeterli ve güvenilir gıdaya erişim, kırsal kalkınma yeni dönemin en önemli ve ülkelere rekabete avantajı sağlayacak konuları arasında yer alıyor.  Bursa 'da Komili sponsorluğunda düzenlenen “Tarımda Yeni Vizyon” da tarımın geleceğine yönelik atılacak adımlar ve stratejiler ele alındı. 

Aram Ekin Duran’ın moderatörlüğündeki panele Bunge Gıda Türkiye Ülke Lideri Turgut Yeğenağa, Sütaş Yönetim Kurulu Başkanı Muharrem Yılmaz, Adana Çiftçiler Birliği Başkanı Mutlu Doğru, Türkiye Yem Sanayicileri Birliği Başkanı Ülkü Karakuş ve Akdeniz Yaş Meyve ve Sebze İhracatçılar Birliği Başkanı Nejdat Sin katıldı.

“Tarımda kendi kendimize yetebilmeliyiz”

Pandeminin bize kendi kendine yetebilen bir ülke olmanın kıymetini hatırlattığını söyleyen Bunge Gıda Türkiye Ülke Lideri Turgut Yeğenağa, “Tarihte birçok toplum kendi kendini besleyemediği için dağıldı, kuraklık çoğu medeniyetin sonu oldu. Tarımsal üretim çok önemli. Özellikle belli başlı yağlı tohumlarda kendi kendimize yetebilen bir ülke olmalıyız. Çiftçimizi üretim konusunda desteklemeli, üretim maliyetlerinin azaltılması konusunda eğitmeliyiz. Türkiye’de sulanabilir tarım arazilerinin oranı artırılmalı ve salma değil damla sulama kullanmalıyız. Ayçiçek yağı stratejik ürün ilan edilmeli, zira ayçiçeği küspesinin yem sanayine de büyük katkısı var. Böylece yem ithalatımızı da azaltarak dış ticaret açığımıza katkıda bulunmuş oluruz” dedi. 

“Tüketiciler güvenilir gıda beklentisinde”

Sütaş Yönetim Kurulu Başkanı Muharrem Yılmaz, konuşmasında şunları söyledi: “Gıdada değer zinciri geniş bir alan, bunu pandemiyle daha çok konuşmaya başladık. Bu alanda toplumun bizden beklentisi özellikle iki ana hususta ortaya çıktı. İlk olarak insanlar bizden gıdalarını güvence altına almamızı bekliyorlar, arz güvencesi bekliyorlar. İkinci olarak da bu gıdanın güvenilir olmasını istiyorlar. Biz de stratejilerimizi bu yönde güncelledik. Bize sadece süt ürünleri üreticisi olarak değil, sütçülük kurumu olarak bakmak lazım. Üreticilerin eğitimi, damızlıkların yetiştirilmesi, beslenmede kullanılacak bitkilerin gübresinden kullanılacak enerjiye kadar dikey entegrasyonu sağlamış bir kurumuz. Bunu sürdürülebilir kılmak dijital sektörlerin bizim sektöre girmesiyle mümkün. Bu sayede tarımda dünyayla mücadele edebilecek noktaya gelebiliriz. Sanayi ve üretici birlikteliğiyle başarı elde edebilir ve rekabet gücü kazanabilir, üniversiteyi de buna dahil ederek bilimi sahaya aktarabiliriz.” 

“Gıdaya erişimde zorluk çekmeyecek

seviyeye gelmeliyiz”

Pandemide tarımın ön plana çıktığını, hatta sağlıktan sonra en çok konuşulan konu olduğuna dikkat çeken Adana Çiftçiler Birliği Başkanı Mutlu Doğru, şunları ifade etti: “Uluslararası emtia fiyatlarının yükselmesi ve gıdada küresel talebin artması 2021’i riskli hale getiriyor. Girdilerin artması 2021’de ürün maliyetlerine yansıyor. Genç çiftçilerin sayısı ve ekilebilir tarım arazilerinin miktarı azalıyor, bu konuya eğilmemiz lazım. Tarım Türkiye’de ve dünyada çok önemli, gençlerin bu alanda enerjisinden faydalanmak gerekiyor. Gençleri tarıma çekmek için tarımdan kazanmalarını sağlamak lazım. Küçük çiftçileri kooperatif çatısı altında, büyük üreticileri de büyük tarımsal şirketler altında birleştirerek bölünmeyi önlemek lazım. Böylece teknolojiden daha çok faydalanabilir, verimliliği artırabilir, 2050’de tarımsal üretimi yüzde 50 artırma hedefine ulaşabiliriz. Geleceğin tarımını farklı bir vizyonla, tarıma sosyal ve ekonomik bir gözle bakarak Türkiye’yi gıdaya erişimde zorluk çekmeyecek hale getirmek lazım. Biz çiftçiler buna hazırız.”

“Tüm dünya sağlık ve gıdanın

öneminin farkına vardı”

Türkiye Yem Sanayicileri Birliği Başkanı Ülkü Karakuş, tüm dünyanın sağlık ve gıdanın ne kadar stratejik olduğuna dair 2020’de bir ders aldığını söyledi. Karakuş, “2020’de Türk tarımı hiçbir ürüne raflarda yok demeyerek sınıfı geçti. Bu özel sektörün dinamizmini gösteriyor. Biz yüzde 45 oranında ürünlerimizi ithal etmek zorunda kalıyoruz. Yem maliyetinin hayvansal ürünlerdeki payı yüzde 70, buradaki her artış hayvansal ürünlerde kendini hissettiriyor. 2021 yılında gıda konusunda yeni bir dünyaya uyandık. Daha önceki fiyatların olamayacağını içselleştirmemiz, kabullenmemiz gerekiyor. Aslında arzda bir sıkıntı yok. 2021’de uluslararası gıda piyasasından büyük alımlar yapmamak suretiyle, minimum stokla devam ederek fiyatların düşmesini sağlayabiliriz.”

“İhracatta en önemli kriter izlenebilirlik”

Akdeniz Yaş Meyve ve Sebze İhracatçılar Birliği Başkanı Nejdat Sin, ülkelerin gelişmişlik düzeyi ne olursa olsun tarım ekonomik hayatta önemli bir yere sahip olduğunu söyledi. Sin, şöyle devam etti: “Türkiye meyve üretiminde dünyanın önde gelen ülkeleri arasında. Pandemi sürdürülebilir gıda güvenliğinin önemini öne çıkardı. Sürdürülebilir verimli ve sürekli tarımsal faaliyet öncelikli hedefimiz olmalı, tarladan sofraya süreç şeffaf bir şekilde işlemeli. Üretim, hasat ve hasat sonrası kayıpların önlenmesi için yapılacak iyileştirmeyle, paketlemeyle ve pazarlamayla üç aşamada gıda güvenliğini en üst seviyede tesis etmek zorundayız. Bizim ihracatımız 2021’de yüzde 20 artış gösterdi. İhracatın yüzde 65’i beş ülkeye gidiyor. Türkiye’de üretim artıyor, ürün kalitesi de artıyor ama bunu daha üst noktaya taşımalıyız. AB, Rusya, Orta Doğu başta olmak üzere elimizdeki pazarları koruyarak yeni pazarlara açılmalıyız. İhracat yaptığımız pazarlardaki en çok aranan kriter izlenebilirlik. Bu konuda doğru adımları atmalıyız.”

“Üreticiyi koruyor, tüketiciyi kolluyoruz”

Uludağ Ekonomi Zirvesi ilk gün kapanış konuşmasını yapan T.C. Tarım ve Orman Bakanı Dr. Bekir Pakdemirli, 21. yüzyılın stratejik sektörlerinde tarım ve gıdanın önemli bir yeri olduğunu söyledi.

"Tüm ekonomileri olumsuz etkiledi"

Pakdemirli, konuşmasına şöyle devam etti:  “Pandemi tüm ekonomileri olumsuz etkiledi. Tarım ve gıda sektörü de bundan nasibini aldı. Ülkeler sınırlarını kapatınca tedarik ve üretim süreci sekteye uğradı, bazı bölgelerde panik yaşandı. Tarım savunma kadar önemli bir sektör. Biz bu süreci başarıyla atlattık. Vatandaşlarımızın gıda ürünlerine rahatça erişimini sağladık. Gıda milliyetçiliği ve yerli üretim bu dönemde öne çıktı. Dünyadaki gıdanın üçte biri kayıp ve israf oluyor. Buna engel olmalı, bilgiyi ve teknolojiyi tarımla daha fazla buluşturmalıyız. Optimizasyon öncelikli konumuz. Suyun yüzde 70’den fazlası tarımda kullanılıyor, tarımda verimli su kullanımını sağlamak zorundayız. 2050’de yüzde 60 daha fazla gıda üretimine ve yüzde 15 daha fazla suya ihtiyacımız olacak. Bunun için tarımda verimliliğe daha fazla yatırım yapmamız gerekiyor. Ülkemiz coğrafi konum olarak avantajlı ve nadir bir biyoçeşitliliğe sahip. 4 saatlik uçuşla dünya nüfusunun yüzde 40’ına ulaşabiliyoruz. İyi bir potansiyelimiz, güçlü insan kaynağımız var. Bunu daha çok üretime ve ihracata çevirmeliyiz.”

Konuşmasın devamında bakanlığın tarım ve gıda alanında üretici koruyan, tüketiciyi kollayan projelerinin detaylarına yer veren Pakdemirli, “Uludağ Ekonomi Zirvesi’nin çıktılarının Türkiye için faydalı olacağına inanıyor, organizatörlere ve katılımcılara teşekkür ediyorum” diyerek sözlerini sonlandırdı.