Külsan 1 ana banner
Empero tepe orta
Öztiryakiler
Endüstriyel mutfakta hedef: AMERİKA PAZARI

Endüstriyel mutfakta hedef: AMERİKA PAZARI

2.12.2022 10:58:06

Rusya - Ukrayna savaşından sonra yükselen enerji maliyetleri ve Avrupa’da geçtiğimiz mayıs ayından itibaren etkili olan resesyona bağlı olarak yatırımların daralması, Türk endüstriyel mutfak ihracatçılarının alternatif pazar arayışlarını hızlandırdı. Bu noktada hedef ülke olarak ABD öne çıkıyor. Sektör firmaları, fuarlar ve tanıtım çalışmalarıyla bu dev pazardan önemli bir pay elde etmeyi planlıyor.

Türkiye’de tasarım ve teknolojisiyle iç pazarın ihtiyaçlarına cevap veren endüstriyel mutfak sektöründe yüzde 95-96’sı KOBİ niteliğinde olan 800 firma faaliyet gösteriyor. Bu firmaların içinde 300 üretici firma TUSİD çatısı altında yer alırken, bu kuruluşlar sektör cirosunun yüzde 90-92’sini gerçekleştiriyor. Aynı zamanda bu firmaların yüzde 70’e yakın bir bölümü ihracat yapıyor. Sektörde ülke genelinde 150 bin kişi çalışıyor.

Endüstriyel mutfakta ilk 10 aylık ihracat 2,04 milyar dolar

İstanbul Demir ve Demir Dışı Metaller İhracatçıları Birliği (İDDMİB) verilerine göre, 2021 yılında ev ve mutfak eşyaları ile endüstriyel mutfak ekipmanları sektörlerinin toplam ihracatı Kovid-19 pandemisinin en yoğun yaşandığı 2020 yılına göre yüzde 33,5 artarak 6,03 milyar dolar seviyesinde gerçekleşti. 2021’de söz konusu sektörlerde dünya genelinde yapılan toplam ithalat 294 milyar olarak kaydedildi. Başka bir deyişle Türkiye, 2021 yılında küresel talebin yüzde 2,05’lik kısmına arz yaparak bu sektörde dünya genelinde en çok ihracat yapan ülkeler arasında 8’inci sıraya yerleşti. Türkiye endüstriyel mutfak ürünleri sektörü 2021 yılında yüzde 35 büyüyerek 2,4 milyar dolarlık ihracata karşılık, 200 milyon dolarlık ithalat yaparak 2,2 milyar dolar dış ticaret fazlası verdi. Yine İDDMİB’ten alınan verilere göre, Ocak - Ekim 2022 döneminde 2021’in aynı dönemine göre, endüstriyel mutfak ekipmanları sektörünün ihracatı yüzde 0,68 artışla 2,04 milyar dolar, genel mutfak eşyaları sektörünün toplam ihracatı ise yüzde 0,07 artışla 4,96 milyar dolar oldu. Sektör bu yılın sonunda ise 2,8 milyar dolar ihracat hedefliyor.

2021 yılının sonunda, pandemi kısıtlamalarının giderek azalacağı ve bununla birlikte müspet bir ticari iklimin ortaya çıkacağı öngörüsüyle genel mutfak eşyaları sektörünün 2022 yılı ihracat hedefini 7 milyar dolar olarak belirlediklerini belirten İDDMİB Yönetim Kurulu Başkanı Çetin Tecdelioğlu, “2022 yılında karşılaştığımız doğalgaz ve enerji kısıtlamaları, Ukranya - Rusya çatışması, küresel ekonomideki resesyon eğilimi ve yüksek enflasyona bağlı durgunluk, ABD Merkez Bankası FED’in faiz artırım kararlarıyla fazla değerlenen doların dengeleri değiştirmesi gibi nedenlerle 2022 yılındaki ticaret atmosferi beklenilenden farklı oldu” diye konuşuyor.

Çetin Tecdelioğlu: “İhracatın yüzde 56’sı İngiltere ve AB ülkelerine”

Endüstriyel mutfak ekipmanları sektörünün Ocak - Ekim 2022 dönemindeki ithalatının 2021 yılının aynı döneme göre yüzde 6 azalarak 182 milyon dolar olduğunu açıklayan Tecdelioğlu, “Türk endüstriyel mutfak ekipmanları sektörü 2021 yılında ülkemize 2,20 milyar dolar dış ticaret fazlası kazandırmıştı. 2022 yılının sonundaki dış ticaret fazlasının da 2,25 milyar dolar olması öngörülüyor. Endüstriyel mutfak ekipmanları sektörü 185 ülkeye aktif ihracat gerçekleştiriyor. Ocak - Ekim 2022 dönemindeki 2,04 milyar dolar ihracatın yüzde 56,1’i İngiltere ve Avrupa Birliği (AB) ülkelerine yapıldı. Sektörümüzün en çok ihracat yaptığı ilk beş ülke Almanya, İngiltere, Fransa, İtalya ve ABD’dir” diye konuşuyor.

Güçlü Kaplangı: “İhracatta büyüme trendimiz yavaşladı”

Endüstriyel mutfak sektörü ihracatının bu yılın ilk çeyreğinde yüzde 12, ikinci çeyreğinde ise yüzde 3 büyüdüğünü açıklayan Endüstriyel Mutfak, Çamaşırhane, Servis ve İkram Ekipmanları Sanayicileri ve İş Adamları Derneği (TUSİD) Yönetim Kurulu Başkanı Güçlü Kaplangı, ihracatta büyüme trendinin yavaşladığını söylüyor. Bu durumun başlıca sebepleri arasında Rusya ve Ukrayna savaşının etkisiyle yükselen enerji maliyetlerini ve Avrupa’da geçtiğimiz mayıs itibariyle etkili olan resesyonu gösteren Kaplangı, “Yaşanan bu gelişmeler Avrupa ülkelerindeki yatırımları olumsuz etkiledi. Bildiğiniz üzere sektör olarak bizler yatırım malları satıyoruz. Bunu aşabilmek için diğer pazarlara açılmamız noktasında dernek olarak çok ciddi çalışmalar yapıyoruz. Kovid-19 pandemisi döneminde ihracatta yüksek bir büyüme yakaladık. Bunun en önemli sebebi Çin’in kapalı olmasından ötürü navlun fiyatlarının artmasıydı. Dolayısıyla o boşlukta daralan pazardan pay alarak büyüdük” ifadelerini kullanıyor. 

Türkiye’nin genel mutfak ürünleri ihracatı 6,5 milyar dolar seviyesinde olduğunu, bunun 2,4 milyar dolarını yani başka bir deyişle yüzde 40’lık bölümünü endüstriyel mutfak ürünleri ihracatının oluşturduğunu anımsatan Güçlü Kaplangı, “Sektörümüz dominant bir performans sergiliyor yani iç pazara ithal ürün girmemesi ve ihracat fazlası vermesi açısından kendini pozitif yönde ayrıştırıyor. İhracatta İngiltere, Almanya ve İspanya gibi ülkelerde oldukça kuvvetliyiz. Ayrıca Orta Doğu ülkelerinde, Kuzey Afrika pazarında ve Rusya’da etkiliyiz. Soğutucular (süper market soğutucuları, soğutucu buzdolapları, mutfak buzdolapları), pişirme ekipmanları, set üstü ekipmanlar ve bulaşık makineleri en fazla ihraç ettiğimiz ürünleri oluşturuyor” diyor

“Çin’den pazar payı almalıyız”

İhracatta kilogram başına birim fiyatın şu anda 4,1 dolar civarında olduğunu, yıl sonuna kadar 4,5 dolarları görmek istediklerini kaydeden Kaplangı, “Sektör olarak orta yüksek teknolojili ürünler üretiyoruz ve birim fiyatta ülke ortalamasının 4 katı kadar değer yaratıyoruz. Önümüzde iki türlü hedefimiz var. Birincisi katma değerli üründe büyümek, diğeri ise sektörümüz açısından dünyadaki 5 ekol ülkeden biri olmamıza rağmen birinci sıradaki Çin’den pazar payı alabilmek. Bilindiği üzere Çin’de üretilen ürünlerin hemen hemen tamamı Türkiye’de de üretiliyor. Dolayısıyla Çin’in ihracat pazarlarında mevcut ürünlerimizi koruyarak oradan da pay almak istiyoruz” diye konuşuyor.

İDDMİB Yönetim Kurulu Başkanı Çetin Tecdelioğlu, İstanbul’u endüstriyel mutfak sektörünün merkezi yapmak istediklerini açıklamıştı. Konuyla ilgili değerlendirmelerde bulunan Güçlü Kaplangı, “Dünyada yapılan en büyük endüstriyel mutfak fuarlarından ikincisi olan HOSTECH By TUSİD iki yılda bir İstanbul’da yapılıyor. Fuarımız bu hedefe gitme arzumuzu ciddi biçimde pekiştiriyor. Biliyorsunuz fuara yurt dışından katılan satın alma heyetlerini uçak ve otel masraflarını karşılamak suretiyle misafir ediyoruz. Dolayısıyla İstanbul’u endüstriyel mutfak sektöründe dünyadaki tüm satıcıların istedikleri her ürünü A’dan Z’ye bulabilecekleri bir merkez haline getirme hedefimiz var” açıklamalarında bulunuyor.

“ABD pazarına odaklandık”

Endüstriyel mutfak ekipmanları sektörü olarak önümüzdeki 2 yıl içinde yüzde 100 büyüme hedeflerinin bulunduğunu açıklayan TUSİD Yönetim Kurulu Başkanı Güçlü Kaplangı, bu hedef doğrultusunda odaklandıkları pazarların başında ABD’nin bulunduğunu ifade ediyor. ABD’nin mutfak eşyaları ithalatının büyük bölümünü Çin’den gerçekleştirdiğine dikkat çeken Kaplangı, “Çin’in mutfak ürünleri ihracatı 84 milyar dolar ve bunun yüzde 60’lık bölümünü ABD’ye yapıyor. Bu da 46 milyar dolar demek. Türkiye olarak ABD pazarında Çin’in ihracatından yüzde 10 pay yani 4 milyar dolar alırsak tüm sektörümüzü yüzde 100 büyütebiliyoruz. Bu çerçevede ABD’ye ihracat için alınması gereken ETL ve NSF belgeleriyle ilgili TUSİD olarak çok ciddi çalışmalarımız var. Geçtiğimiz ay UL heyetini derneğimizde ağırlayarak tüm üyelerimize eğitim semineri verdik. Üyelerimizin söz konusu bu belgeleri ve sertifikaları alarak ABD pazarına rahatlıkla ihracat yapabilmeleri konusunda dernek olarak üyelerimizi bilgilendiriyoruz” şeklinde konuşuyor.

TUSİD’in çalışmaları neticesinde ABD’de iki fuara katılacaklarının bilgisini paylaşan Kaplangı sözlerini şöyle sürdürüyor: “Bunlar önümüzdeki yıl şubat başında Orlando’da yapılacak NAFEM Fuarı, diğeri de mayıs ortalarında Şikago’da gerçekleştirilecek NRA Fuarı. Bu iki fuara belgeleri hazır olarak ya da ön çalışmaları tamamlanmış olarak yaklaşık 30’un üzerinde firmamız katılacak. Böylelikle bu pazardan ciddi bir pay alma noktasında önemli bir adım atmış olacağız. Ayrıca Amerika kıtasında Kanada, Brezilya, Şili, Meksika; Uzak Doğu Asya’da Çin, Hindistan, Pakistan, Filipinler, Endonezya, Vietnam gibi ülkeler ve ayrıca Avustralya mutlaka ihracatta etkili olmamız gereken pazarlar.”

Paslanmaz çelikte KDV’nin kaldırılması ve OSB talebi

Endüstriyel mutfak ekipmanları sektörünün temel hammaddesi olan paslanmaz çeliğe uygulanan yüzde 8’lik koruma vergisinin kaldırılmasını talep ettiklerini hatırlatan Güçlü Kaplangı, bunun özellikle Çin’le rekabette kendilerini rahatlatacağını belirtiyor. Sektör olarak devletten kendilerine özel bir OSB alanı tahsis etmesi talebinde bulunduklarını açıklayan Kaplangı, “ABD pazarına açılmayı hedeflediğimiz bugünlerde üretim kapasitemizi artırmamız gerekiyor. Üye firmalarımızın hemen hepsi çok katlı fabrikalarda üretim yapıyor dolayısıyla yerleri dar. Ayrıca metrekaresı 300-500 dolara yeni yer alıp bunun üzerine inşaat yapacak sermaye birikimleri de yok. Bu sebeple devletimizden bize özel bir OSB alanı tahsis etmesini istedik, inşaatın da TOKİ tarafından yapılmasını talep ediyoruz. 200’ün üstünde fabrikayı devreye almaya hazırız. Buna ek olarak devletimize belirli sayıda personel çalıştırma garantisi de veriyoruz. Bu şekilde ihracatımızı 2 katına çıkarmayı ve dış ticaret fazlamızı 2,2 milyar dolardan 4,4 milyar dolara çıkarabileceğimi taahhüt ediyoruz. Ticaret Bakanı Sayın Mehmet Muş ile görüştüm ve kendisine dosyayı sunduk. Sanayi ve Teknoloji Bakanı Sayın Mustafa Varank ile görüşmek üzere çalışmalarımızı yapıyoruz. Devletin bu projeyi desteklemesi durumunda endüstriyel mutfak sektörümüz çok kısa sürede yüzde 100 büyüyebilecek hale gelecek. OSB’lerde ayrıca sektörümüzde çalışacak iş gücünü de yetiştirme fırsatı yaratacağız” diye konuşuyor.

Peki, Türkiye’de endüstriyel mutfak denince akla gelen kuruluşlar ihracatta neler yapıyor, ajandalarında hangi hedefler bulunuyor? Dilerseniz konuya biraz da firmalar gözünden bakalım.

Empero’dan Amerika açılımı

Türkiye’nin önde gelen endüstriyel mutfak kuruluşlarından Empero, modern üretim tesislerinde kurulu yüksek teknolojiye sahip makine parkında ürettiği 3 bin çeşitten fazla ürünüyle profesyonel mutfakların çözüm ortağı olduğu gibi, dünya markası olma yolunda hızlı bir şekilde ilerliyor. Türkiye’de ithalatı olan birçok ürünü ilk defa kendilerinin üreterek milli sermayeye katkı sağladıklarını kaydeden Empero Group Yönetim Kurulu Başkanı Bekir Topuz, 80’den fazla ülkeye ihracat yaptıklarını ve yıllık cirolarının yüzde 60-65’inin ihracat kaynaklı olduğunu dile getiriyor.

Türkiye endüstriyel mutfak sektörünün Avrupa’da ikinci sırada olduğunu aktaran Bekir Topuz, “2 yılda bir yapılan fuarlarda da ülkemizin bu konuda ne kadar büyük bir paya sahip olduğu görülüyor. Gastronomi dünyada önemli bir yere sahip, Türkiye de bu anlamda en büyük oyunculardan. Bu da sektörümüze olumlu yansıyor. Sektörümüzün lider firmalarından biri olarak ihracatımızı genellikle Avrupa ağırlıklı yapıyoruz, bunu Arap, Afrika ve Asya ülkeleri izliyor. 3 binden fazla ürün çeşitliliğine sahibiz ve ihraç etmediğimiz ürün yok diyebilirim” ifadelerini kullanıyor.

2022 yıl sonunda ihracat hedeflerini tutturacaklarını ve 2023 yılı faaliyet planlarına şimdiden hazır olduklarını anlatan Bekir Topuz, Amerika pazarına yoğun bir çalışmayla giriş yapmayı planladıklarını ve Ar-Ge çalışmalarının bu yönde hızla ilerlediğini söylüyor. Geçtiğimiz mayıs ayında ABD’nin Şikago şehrinde yapılan NRA Fuarı’na katıldıklarının bilgisini paylaşan Topuz, “Bizim için gayet verimli ve heyecanlı geçen bir fuardı. Şu anda güncel faaliyetlerimiz arasında Amerika pazarına açılma hedefimiz var ve pazara uygun ürünlerin Ar-Ge çalışmalarını sürdürüyoruz” diyor. 

2023 yılında biri İstanbul’da, diğerleri ABD, Almanya ve İtalya’da gerçekleştirilecek 7 fuara katılacaklarını, bununla birlikte birçok Ur-Ge ve B2B çalışmalarında yer alacaklarını açıklayan Bekir Topuz, “Ben aynı zamanda İstanbul Demir ve Demir Dışı Metaller İhracatçıları Birliği’nde (İDDMİB) sektör komite başkanlığını yürütüyorum. Sektör olarak ihracat hedeflerimizi büyütmek için komite üyeleri çok değerli çalışmalar yürütüyor. 2023 yılında Empero olarak başarılarımızın devamını sağlayacağız” diyor.

Bekir Topuz: “Son yaşanan gelişmeler Türkiye’nin önemini gösteriyor”

Son dönemde yaşanan pandemi ve Avrupa’daki enerji sorunlarının Türkiye’nin dünyanın B planı değil A planı olduğunu gösterdiğini anlatan Bekir Topuz sözlerini şöyle sürdürüyor: “Bu sebepten ötürü ihracat kısmında herhangi bir zorluk veya aşılamayacak sorunlar olduğunu düşünmüyorum. Daha çok çalışarak ve emek harcayarak Türkiye’nin ihracatını geliştirmemiz ve artırmamız gerekiyor. Tüm iş insanlarına naçizane tavsiyem; ülkemizin kalkınması ve gelişmesi için elimizden gelenin en iyisini yapmak olacaktır.”

Kapp Mutfak 2023’te ABD’ye ihracata başlıyor

Endüstriyel mutfak sektörünün önde gelen oyuncularından Kapp, ana üretim grubu olan paslanmaz çelik ve plastik türevlerinden üretilen set üstü ekipmanların dışında her yıl tüketicilerin talepleri doğrultusunda ürün grupları geliştiriyor. Dünya genelinde 70 ülkede, Türkiye’nin tüm şehirlerinde ve online kanallardan her ölçekte mutfağa hitap eden firma, hazırlık, servis, pastacılık, açık büfe, restoran ve set üstü makineler gibi mutfakların olmazsa olmaz ürün gruplarında sektör profesyonellerine hizmet veriyor.

Bu yıl itibariyle cirolarının yüzde 55’lik bölümünü ihracat gelirlerinin oluşturduğunu belirten Kapp Mutfak Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Gürkaynak, “İhracatta Avrupa ülkeleri ve Orta Doğu pazarı ağırlığı oluşturuyor. Ama dünya üzerinde her coğrafyaya ürün ihracatımız var. Bu yıl içinde pazara sunduğumuz Chafing Dish açık büfe malzemeleriyle ihracatta etkili olmak istiyoruz. Bununla birlikte Ocak 2023’te lansmanını yapacağımız yeni ürünleri iç pazarda olduğu kadar yurt dışına da ihraç etmeyi hedefliyoruz” diyor. 

Kapp Mutfak son 1 yıllık dömende ABD’ye ihracat yapabilmek için için önemli adımlar attı. Şikago’da bir şirket kurup, depo kiralayan ve ekip oluşturan firma, 2023 yılının başından itibaren bu ülkeye ihracata başlamayı planlıyor. Ahmet Gürkaynak, “Bizim her anlamıyla bu pazarı anlamamız, burada etkili olabilecek ürünleri analiz etmemiz, kanunlarını ve mevzuatlarını öğrenip nihayetinde alt yapımızı oluşturmamız 1 yıllık süreç içinde gerçekleşti. Bu süreçte iş birliği yaptığımız bir danışmanlık firmasından profesyonel destek aldık. 2023 yılında bütün motivasyonumuzla ABD pazarına odaklanacağız” diye konuşuyor.

Ahmet Gürkaynak: “Endüstriyel mutfakta Türkiye markası algısını güçlendirmeliyiz”

Gerek Türkiye ekonomisinde yaşanan sıkıntıların gerekse de dünyadaki son gelişmelerin kendileri açısından ihracatın önemini daha da artırdığına dikkat çeken Gürkaynak, orta vadede ihracatın ciroları içindeki payını yüzde 70’lere çıkarmayı hedeflediklerini söylüyor. Türkiye’nin coğrafi konum olarak Avrupa ile Uzak Doğu arasında bulunduğunu belirten Ahmet Gürkaynak, “Sektör olarak bunu büyük bir avantaj olarak görüyoruz ancak bu durum zaman zaman dezavantaj olarak da karşımıza çıkıyor. Mesela Avrupalı endüstriyel mutfak üreticileri içinde eski ve dünyaca tanınan firmalar var. Uluslararası pazara hakimler ve saygınlıkları bulunuyor. Türk firmaları olarak bu markalara fason ürün üretsek bile Türkiye algısını yükseltmek zorundayız. Türk endüstriyel mutfak ürünlerini diğer pazarlarda bir İtalyan veya Alman firmalarının sahip olduğu marka algısıyla aynı seviyeye yükseltmemiz gerekiyor. Biz ne kadar fiyat ve mesafe avantajımız var desek bile ulaşmak istediğimiz müşteri bizi bir Avrupalı firmayla kıyasladığında karar vermek için düşünmek durumunda kalabiliyor” ifadelerini kullanıyor.

Tribeca ihracatta dümeni Amerika kıtasına çevirdi

2004 yılından bu yana endüstriyel mutfak ekipmanları ve otel ekipmanları sektöründe faaliyet gösteren Üçgen / Tribeca ihracatta da önemli çalışmalar yapıyor. Ürettikleri ürünlerin adetsel olarak yüzde 70’e yakınının ihraç edildiğini belirten Üçgen / Tribeca Şirketinin Kurucu Ortağı ve Tribeca General Trading L.L.C Şirketinin Kurucusu Taşkın Saklıca, “Bunun yüzde 50 – 55’ini biz yapıyoruz. Kalanı sektörümüzdeki diğer ihracatçı firmalarımız üzerinden yapılıyor. 2022 yılı ihracatımız ciromuzun yaklaşık yüzde 55’i civarındadır. Bunu Çatalca – İstanbul’daki 5 bin 200 metrekare kapalı alanlı üretim tesisimizde 65 kişiden oluşan bir ekiple yapıyoruz. İhracat rakamımızın yüzde 40’ı Avrupa Birliği ülkelerine, yüzde 50’si Orta Doğu ülkelerine, kalanı ise diğer ülkelere yapılıyor” diyor. 

Faaliyete başladıkları ilk günden itibaren ana hedeflerinin ihracat olduğunu anlatan Taşkın Saklıca, “Sektörümüzde bir ilki yaptık, Çin’de kendine ait bir tesisi olan tek firmaydık. Kasım 2019’da Birleşik Arap Emirlikleri’nde Hamriyah Free Zone – Sharjah’da bir depo açarak yine bir ilki yaptık. Depomuzda hem Tribeca ürünlerini hem de sektörümüzden 14 ayrı firmanın ürünlerini stoktan satış yapmak üzere organize ettik. Ancak pandemi şartlarından dolayı bazı şeyler ters olumlu seyretmedi. Ancak yılmadık. Aralık 2021’de depomuzu Dubai’nin sektörümüzdeki kalbi olan Salah Al Din Caddesi’nin hemen arka sokağına taşıdık. Bölgede ‘Tamam bunlar Tribeca’da hazırda var, ithal etmeye ve başka yerde aramaya gerek yok’ dedirtecek hale geldik” ifadelerini kullanıyor.

2023 yılında kendileri için önemli bir aşama olan ABD ve Kuzey Amerika pazarına gireceklerini açıklayan Taşkın Saklıca. Güney Amerika için de çok ciddi görüşmeler yaptıklarını belirtiyor. Kuzey Amerika için ‘Tribeca North America’ adıyla bir anlaşma yaptıklarını kaydeden Saklıca, “Başta Amerika, Kanada ve Meksika’da Tribeca markamızla ürünlerimiz pazarda olacak. Bunu güçlü kılabilmek için 1-3 Şubat 2023 tarihlerinde Orlando’da NAFEM, 20 – 23 Mayıs 2023 tarihlerinde Şikago’da NRA Show fuarlarına katılımcı olduk. Umarım biz ve diğer firmalarımızı için bu fuarlar başarılı ve hayırlı geçer” diye konuşuyor.

Taşkın Saklıca: “Enerji ve ekonomide belirsizliklerin azalması gerekiyor”

İhracat çalışmalarında yaşanan sorunlara da değinen Taşkın Saklıca, başta politik etmenler ve uluslararası rekabete bağlı ticari sebeplerden dolayı Türkiye’nin önüne pek çok engelin konulduğunu anlatarak, “Bu sadece firmamızın değil tüm ülkemizin sorunu. Mesela Suudi Arabistan’ın koyduğu engeller örnek olarak gösterilebilir. Neredeyse sorunsuz çalıştığımız ülke yok. Buna karşın sorunlar bir şekilde aşılıyor. Bizim güncel en büyük sorunumuz ekonomik sebeplerdir yani maliyet yaparken artık öngörü, tahmin, olasılık birimlerinin eskisi gibi çalışmaması. Enerjide ve ekonomide belirsizliklerin biraz normalleşmesi durumunda Türkiye ve sektör olarak şansımız daha da yükselecek. Umarım tüm sektörlerimiz bunu iyi değerlendirebilir” diyor.

GGM Gastro dünyada ve Türkiye’de marka bilinirliğini artıracak

Gastronomi alanında A’dan Z’ye ihtiyaç duyulan ürün çeşidini sektör profesyonelleriyle buluşturan GGM Gastro International, Türkiye’deki iş birimi GGM Gastro International Türkiye aracılığıyla Türk endüstriyel mutfak firmalarının Avrupa’ya satışlarını artırmalarında önemli rol oynuyor. İş birliği yaptıkları firmaların ihracatlarını kendilerinin gerçekleştirdiğini belirten GGM Gastro International Türkiye Yetkilisi Hagop Evingülü, “Firma olarak bu operasyonda merkezimizle Türkiye firmalarının arasında yer alıyoruz. Bu pencereden baktığınız zaman GGM Gastro Türkiye, ana merkezden bağımsız olmadığı, Türkiye’de Avrupa’nın minyatürü olarak aynı zamanda Türk üreticilerinin de Avrupa’daki imajı olarak görünüyor. Dolayısıyla firmamızın yıllık işlem hacmi çok büyük ve hemen hemen tamamını ihracat oluşturuyor. Bizim etkili olduğumuz ve liderlik ettiğimiz pazar tüm Avrupa genelidir. Ayrıca Afrika ve Orta Doğu’da kanallarımız ve bağlantılarımız mevcut. Bu yönde operasyonlarımızı genişletme planlamalarımız devam ediyor” ifadelerini kullanıyor.

Hagop Evingülü: “Ekolojik ve az enerji tüketen ürünler en önemli yatırım hedefimiz”

Türkiye Cumhuriyeti’nin 100’üncü yılının kutlanacağı 2023’te yurt içinde ve yurt dışında satışlarını yükseltmek istediklerini anlatan Hagop Evingülü, “Bunun yanında sosyal projelerimizi de çoğaltmak ve geliştirmek hedeflerimiz arasında. En büyük yatırım hedefimiz ise ekolojik ve az enerji tüketen ürünler ve bilinçli kullanımlar olacak. Türkiye’de ve dünyada gastronomi alanında GGM Gastro markamızın bilinirliğini sağlamak istiyoruz. Bu çerçevede insanlığa yatırım da denilebilir. Sektörümüzdeki fuarlar bizim çok önemli bir yer kaplıyor, başta Almanya olarak hem Türkiye’de hem de Fransa, İspanya ve diğer Avrupa ülkelerinde fuarlara katılıyoruz. Fuar alanlarında bizim olmamız hem imaj hem de katılımcıların da çoğalmasına destek oluyor” diyor.

Ajandalarında yer alan projeler hakkında da bilgi veren Evingülü, “Türkiye’deki iş partnerlerimizle birlikte ihracat bölümünü geliştirebilmek adına birtakım çalışmalar yürütüyoruz. Elbette ki operasyonumuz genel kapsamda güçlü bir iletişimle başlatılarak, dürüstlükle yürütülüp titiz bir disiplin sayesinde başarıya ulaştırılabilir. Bu şekilde hem yurt içi ticareti hem de ihracatın sorunsuz ve düzgün ilerleyebileceğinin kanaatindeyiz” şeklinde konuşuyor.

 

İnoksan 2025’e kadar satışlarında ihracatın payını yüzde 50’ye çıkaracak

İnoksan, sektöründe ileri teknolojiye sahip endüstriyel mutfak cihazlarıyla 5 yıldızlı otel ve tatil köylerinden AVM’lere, fast food zincirlerinden hastanelere, catering firmalarından pastane, plaza, restoran, fabrika ve diğer işletmelere kadar insanların toplu olarak bulundukları tüm kurum ve kuruluşların mutfaklarında projelendirme, taahhüt, anahtar teslimi montaj veya perakende cihaz ve ekipman satışı yoluyla ihtiyaçlarını karşılıyor. Firma 3 bölge müdürlüğü, 70 yurt içi yetkili satıcı, 120’nin üzerinde yetkili servis ve 70 ülkede yetkili satıcı-temsilci ağıyla hizmet veriyor ve ürünlerini müşterilerine ulaştırıyor. 2022 yılının ilk 9 aylık döneminde 40’ın üzerinde ülkeye ihracat gerçekleştiren İnoksan, 2025 yılına kadar toplam satışları içinde ihracatın payını yüzde 50’ye yükseltmeyi hedefliyor. 

Portföylerinde yer alan ürünlerin dünyada rekabet edebilecek kalite standartlarına sahip olduğunu söyleyen İnoksan Mutfak San. Tic. AŞ Yönetim Kurulu Başkanı Vehbi Varlık, “Bunun yanında ülke bazında teknik direktifleri de karşılayabilecek Ar-Ge’ye ve esnek üretim yeteneğine sahibiz. Bu nedenle ürünlerimizin gücüyle etkili olmayacağımız bir pazar yok. İtalya, Almanya, İngiltere ve Amerika Birleşik Devletleri başta olmak üzere gerçekleştirdiğimiz cihaz ve ekipman satışlarımız bunu destekliyor. İtalya’da tüm ürünlerimiz, Almanya’da soğutucu grup ve sunum-servis ekipmanları, İngiltere ve ABD’de bulaşık makinelerimizin yüksek derecede rekabetçi olduklarını görüyoruz. Temel hedefimiz, yurt dışı satış oranımızı önce yüzde 50’ye sonra da yüzde 80’lere ulaştırmak. Ancak asli hedefimiz katma değeri yüksek orta-ileri teknoloji içerikli cihaz ihracatında bunu başarmak. Bu şekilde kalıcı ihracat fazlası-dış ticaret fazlası sağlayan ülkeler arasında yer alabileceğimizi biliyoruz” şeklinde konuşuyor. 

Vehbi Varlık: “Hedef pazarlarda en önemli sorunumuz risk yönetimi”

Hedef pazarlarda en önemli sorunun risk yönetimi olduğuna vurgu yapan Vehbi Varlık, finansal sistemlerin ve bilgi-enformasyon sağlayıcı kurumların tam olarak gelişmediği ülkelerde müşterilerine limit oluşturmakta zorlandıklarını, bunu kısmen Eximbank KV ihracat sigortasıyla aşmaya çalıştıklarını belirterek şöyle devam ediyor: “Burada da risk puanı yüksek ülkeler için sigorta primlerinin yüksekliği dikkat çekmektedir ki kârın önemli bir kısmını sigorta primine ödemek durumunda kalıyoruz. Aşamadığımız alacak limit sorunları olduğunda ise zorunlu olarak avans ödemeli ihracat, akreditifli ihracat yöntemini uygulamak zorunda kalıyoruz. Bu ise işlem hacmimizi otomatik olarak daraltıyor. AB dışındaki ülkelerde gümrük vergisi ve fon oranlarındaki yükseklik ürün bazında rekabetçiliğimizi azaltıyor. Bunun yanında ülke bazlı yerel sertifikasyon ve belgelendirme maliyetleri kârlılığımızı azaltıcı sonuç doğuruyor. Bazı pazarlarda da fikri ve sınai mülkiyet haklarının korunmaması, ürünlerimizin kopyalanmasına, Ar-Ge çalışmalarımızın haksız şekilde elde edilmesine neden olabiliyor. Bunları ortadan kaldırmak için ise, birçok ülkede marka ve patent tescilleri yapmak zorunda kalınıyor.”

Öztiryakiler’den Kuzey Amerika pazarında büyüme hedefi

Türkiye’nin önde gelen endüstriyel mutfak ekipmanları üreticilerinden Öztiryakiler, yüksek teknolojili makinelere sahip 130 bin metrekare kapalı üretim tesisinde, hazırlık, pişirme, taşıma, bulaşık, soğutucu, açık büfe ve servis ekipmanlarının yanı sıra masa üstü servis ekipmanları, temizlik ve hijyen sistemleri ve mobil sahra yaşam üniteleri üretimi gerçekleştiriyor. Öztiryakiler, Ozti markasıyla 130’dan fazla ülkeye ürün satıyor. Bu özelliğiyle firma birçok global restoran ve prestijli otel zincirinin onaylı ve en çok tercih ettiği tedarikçilerden biri konumunda.

Firma olarak yurt dışındaki iş ortaklarının kalite ve beklentilerini karşılıyor olmalarının kendilerini küresel pazarda ileriye taşıdığını anlatan Öztiryakiler Madeni Eşya San. ve Tic. AŞ Yönetici Ortağı & Üretim Koordinatörü Murat Öztiryaki, “Rakamlara baktığımızda endüstriyel mutfak ürünleri sektöründe en fazla ihracat yapan markayız. Toplam satışlarımızın yaklaşık yüzde 55’i ihracat satışlarından oluşuyor. Ozti markamızla Avrupa, Orta Doğu, Afrika, Güney Amerika ve Asya’da büyük satış kanallarına sahibiz. Halen ihracatta bir numaralı bölgemiz Avrupa’dır. Burayı Orta Doğu ve Afrika takip ediyor. Bundan sonraki büyütmeyi hedeflediğimiz pazar ise Kuzey Amerika pazarı” açıklamalarında bulunuyor.

 

Murat Öztiryaki: “Çorlu fabrikamızda kapasitemizi artırıyoruz”

Üretimde yatırımlara hız kesmeden devam ettiklerini, yeni teknolojileri takip ederek üretim hatlarına entegre ettiklerini açıklayan Murat Öztiryaki, “Buzdolabı üretiminin gerçekleştiği Çorlu’daki fabrikamızda yeni teknolojiye sahip üretim hatlarımızda kapasite artışına gidiyoruz. Patentini aldığımız ürün sayımızı her geçen gün artırıyoruz. 50 kişilik alanında uzman Ar-Ge ekibimizle verdiğimiz hizmetlerle dünyadaki marka bilinirliğimizi artırmaya devam ediyoruz. Küresel pazarda endüstriyel mutfak ürünlerimizle güven ve kalite odaklı çalışmalarımızın sürdürülebilirliğini sağlayarak ulaştığımız 130 ülkenin sayısını daha da yükseltmeyi hedefliyoruz. Ülkemiz adına ihracatımızı artıracak katma değerli ürünlere her geçen gün yenisini ekleyerek sektörümüze kazandırıyoruz. Dünyaya ürettiğimiz mutfaklarda, marka kalitemiz, hızımız ve servis desteğimizle var olan güvenimizi ve gücümüzün sınırlarını genişletiyoruz” diye konuşuyor.

SGS’den 5 kıtada, 80 ülkeye ihracat

SGS Mutfak Ekipmanları, 1999 yılından beri sektörde edindiği bilgi, teknoloji ve kalite anlayışını ürünlerine yansıtarak, 5 kıtada 80 ülkeye ihracat gerçekleştiriyor. Üretimini İzmir Torbalı’daki fabrikasında yapan firma, Avrupa’daki ürün lojistiğini ve hizmetini ise Almanya’nın Münih şehrinde bulunan depo ve showroom aracılığıyla gerçekleştiriyor. Ürettikleri her ürünün kullanıcı ve yatırımcılar açısından beklentilerinin en üst seviyesinde karşılanması için taviz verilmeksizin kalite kontrol uyguladıklarını kaydeden SGS Mutfak Ekipmanları Kurucu Ortağı Sebahattin Üzeyir, Ar-Ge ve Ür-Ge departmanlarında da mükemmeliyetçi bir yaklaşımla prosesleri ve çalışmaları yürüttüklerini ifade ediyor. Üzeyir ayrıca, her geçen yıl artan arz ve talebe göre kapasitelerini sorunsuz bir şekilde artırdıklarına dikkat çekiyor. 

Kovid-19 pandemisi ve bu yılın şubat ayında başlayan Rusya - Ukrayna savaşının global olarak birçok piyasayı zora soktuğunu belirten Sebahattin Üzeyir, “Bizler daha önceden de piyasalarda yaşanan krizlerden nasıl birlik ve beraberlik içinde çıktıysak, aynı ortak akılla bu süreci de atlatacağız. Bu yıl için satışlarımızda artışı yakalamayı başarmış durumdayız. Ürettiğimiz her endüstriyel mutfak ekipmanımız eşit oranda diğer ülkelere dağılıyor. Uzun yıllardır 5 kıtaya önemli düzeyde ihracat gerçekleştiriyoruz. Bu yıl geçen dönemlere göre her kıtada adet satışlarımızda artış bulunuyor. 2022 itibariyle özellikle Amerika kıtasında elde ettiğimiz artış ivmesi ve kendi ihracat rekorumuzun 10. ayda yinelenmesi bir sonraki başarılarımızın benzerlerinin gelmesi için bizlere yardımcı olacak” ifadelerini kullanıyor.

Sebahattin Üzeyir: “Münih’teki depo ve showroom yatırımımız olumlu sonuçlar verdi”

SGS, 2019 yılında Almanya’nın Münih kentinde açtığı depo ve showroom ile Avrupa pazarlarındaki etkinliğini artırmayı hedeflemişti. Konuyla ilgili değerlendirmeler yapan Sebahattin Üzeyir, “İhracatımız yoğun olduğundan bu yatırım bizler için önemli ve gerekliydi. Bu yatırımın global olarak zor bir dönemde gerçekleşmesi bizim için tabii ki zorlayıcı oldu. Lakin aradan geçen 3 yılda bu yatırımın önemini olumlu olarak hissettik. Orta vadede farklı bir kıtada yine buna benzer bir yatırım gerçekleştirmek planlarımız arasında” şeklinde konuşuyor.

Her yıl olduğu gibi 2023’te de kendilerini yenileyici, üstüne daha da koyan, artan teknoloji ve kalite yatırımlarıyla satışlarını sürdürmek istediklerini anlatan Üzeyir, “Asıl amacımız şu ana kadar bulunmadığımız ülkelerde markamızı ve ülkemizi en iyi standart ve kalite anlayışıyla temsil etmek” diyerek sözlerini tamamlıyor.