Endüstriyel mutfak sektörünü ‘Güç Birliği’ büyütecek
2,2 milyar dolar dış ticaret fazlasıyla ülke ekonomisine katkı yapan Türkiye endüstriyel mutfak sektörü, üretim gücü ve teknolojisiyle iç pazarda da tüm ihtiyaçlara karşılık veriyor. TUSİD Yönetim Kurulu Başkanı Güçlü Kaplangı, gerçekleştirdikleri ve önümüzdeki dönemde genişletecekleri yeni iş birlikleriyle sektörü daha da büyütmek istediklerini belirtiyor.
Reklam
Özgür KARABOĞA
Endüstriyel Mutfak, Çamaşırhane, Servis ve İkram Ekipmanları Sanayicileri ve İş adamları Derneği (TUSİD) Yönetim Kurulu Başkanı Güçlü Kaplangı, Türkiye'nin üretim gücü ve markalaşan sektörüyle endüstriyel mutfakta 5 ekol ülke arasında olduğuna dikkat çekiyor. Tasarım ve teknolojisiyle iç pazarın tüm ihtiyaçlarına cevap veren endüstriyel mutfak sektörünün 2021 yılında 2,2 milyar dolar dış ticaret fazlası verdiğini vurgulayan Kaplangı, "Endüstriyel mutfak üretiminde dünyanın önde gelen sanayileşmiş ülkelerini geride bıraktık. Sektörümüz her yıl ortalama yüzde 10 büyüyerek, Avrupa'nın 2'nci büyük endüstriyel mutfak ekipmanları üreticisi haline gelmeyi başarmıştır" ifadelerini kullanıyor.
Güçlü Kaplangı: “TUSİD’in gücünü ve etkisini bilen bir sosyal çevre yarattık”
Endüstriyel mutfak ekipmanları sektörünün temsilcisi olarak diğer sivil toplum kuruluşlarıyla ve kamu kurumlarıyla olan ilişkilere büyük önem verdiklerini anlatan Güçlü Kaplangı, “Bu ilişkilerimiz özellikle son 5 yıl içinde ivme kazandı. Dernek olarak, endüstriyel mutfak, çamaşırhane ve servis ekipmanları üreticilerinin bir şekilde iltisaklı olduğu ve kesişen kümelerin içinde bulunduğu STK’larla ciddi ilişkilere girmek üzere bir strateji belirledik. Aralarında DEİK, İSO, İTO, İDDMİB, ETÜDER, ZÜCDER’in de bulunduğu yaklaşık 35 STK ile ilişkiler kurup birebir görüşmeler sağladık. Kurduğumuz ilişkilerin bize sonuç odaklı çok büyük faydası oldu; çünkü diğer sektörlerle sorunlarımızın hemen hemen aynı olduğunu gördük. Bu temaslar sayesinde sorunlarımızı daha gür bir sesle dile getirerek ortak çözümler arama şansı buluyoruz. Bundan da son derece memnunuz. TUSİD’in gücünü, etkisini, amacını ve büyüklüğünü bilen bir sosyal çevre yaratmanın da mutluluğu içindeyiz” diyor.
STK’larla yaptıkları görüşmelerde kendilerine, endüstriyel mutfak, çamaşırhane ve servis ekipmanı tedariği ihtiyacı doğduğunda mutlaka TUSİD çatısı altındaki firmalarla iletişim kurarak taleplerini iletebileceklerini söylediklerini ifade eden Güçlü Kaplangı, “TUSİD 325’in üstünde firmayı kendi çatısı altında barındırmasına rağmen sektörün cirosunun yüzde 90’ından fazlasını temsil ediyor. Dolayısıyla üyelerimizle yapılacak iş birlikleri katma değerli üretimin yanı sıra kayıt dışılığın önlenmesi bakımından da çok kıymetli” ifadelerini kullanıyor.
Türkiye’de endüstriyel mutfak sektörünü sürdürülebilir kılan üç sektör turizm, kamu ve catering yani endüstriyel yemek sanayisi olduğuna değinen Kaplangı, “Catering endüstrisi ülkemizde çok büyük bir alana hitap ediyor. Bu sektör ciddi oranda Türkiye endüstriyel mutfak sanayinin ürünlerini kullanıyor ve bu bağlamda bize önemli oranda destek veriyor. Dolayısıyla iş birliğimizi geliştirerek sektörlerimizi büyütmek açısından her türlü ortak çalışmaya dün de hazırdık, bugün de hazırız” diye konuşuyor.
“2023 sektör açısından fuarlar yılı olacak”
İstanbul Demir ve Demir Dışı Metaller İhracatçıları Birliği ile ciddi bir çalışma yürüttüklerini hatırlatan Güçlü Kaplangı, “Sektörümüzdeki firmaları gerek UR-GE projelerinde yurt dışına giderken gerekse milli katılımlarda bizleri destekleyen bir birliğimizin olması çok önemli. 2023 yılında sektörümüzü 6 fuara götüreceğiz. Yaz ayları çıkarılırsa neredeyse 40 günde bir fuara katılacağız. Bu sektörümüzün dış tanıtımı açısından çok önemli bir çalışmadır. Aynı zamanda da firmalarımız için ciddi bir maliyet demek. Ticaret Bakanlığı vasıtasıyla birliğimizin desteği çok kıymetli” diye konuşuyor.
Dünyada yapılan en büyük endüstriyel mutfak fuarlarından ikincisi olan Hostech by TUSİD’in iki yılda bir İstanbul’da yapıldığına değinen Kaplangı şunları söylüyor: “Biliyorsunuz fuara yurt dışından katılan satın alma heyetlerini uçak ve otel masraflarını karşılamak suretiyle misafir ediyoruz. Dolayısıyla İstanbul’u endüstriyel mutfak sektöründe dünyadaki tüm satıcıların istedikleri her ürünü A’dan Z’ye bulabilecekleri bir merkez haline getirme hedefimiz var. Fuar kapsamında ETÜDER ile iş birliği yapıyoruz. Fuarda ETÜDER üyeleri 9, 10 ve 11. salonlarda yer alacaklar. Dolayısıyla bu iş birliği de çok büyük sinerji yaratacak. Bunun yanı sıra ZÜCDER bizim kardeş derneğimiz. Kendileriyle her türlü ortak çalışmayı gerçekleştiriyoruz. İstanbul Ticaret Odası ile geçtiğimiz yıllarda Dubai’de düzenlenen fuarda çok önemli bir organizasyona imza atarak üyelerimizi götürmüştük. Kısacası tüm sivil toplum kuruluşlarıyla sektörün lehine ve faydasına olacak iş birliklerini gerçekleştirmek için çok yoğun mesai harcıyoruz. Bu ilişkilerin ilgili sektörleri ittiğini, geliştirdiğini, bizlere yeni bilgiler öğrettiğini ve işletmelerimize ticari açısından büyük avantajlar sağladığını iyi biliyoruz.”
Peki TUSİD iş birliği içinde olduğu STK’larla hangi projeleri yürütüyor, iş birliği yapma potansiyeli yüksek derneklerin başkanları ve yöneticileri neler düşünüyor, hangi istek, talep ve önerilerde bulunuyorlar? Dilerseniz bunlara göz atalım.
Çetin Tecdelioğlu: “Endüstriyel mutfak ihracatını yükseltmeyi hedefliyoruz”
İstanbul Demir ve Demir Dışı Metaller İhracatçıları Birliği (İDDMİB) Yönetim Kurulu Başkanı Çetin Tecdelioğlu, dünya genelinde tanınan Türk endüstriyel mutfak ekipmanları sektöründe müşteri beklentilerini eksiksiz karşılanmasına yönelik projeleri hayata geçirme zamanının geldiğini belirterek, “Kalite belgelendirmelerinden karbon düzenlemelerine, insan kaynağından yeni imalathanelere kadar ihracata konu ihtiyaçlara TUSİD iş birliğiyle çözümler bulacağız” diyor.
“UR-GE projelerinin faaliyetine başlayacağız”
Terzi usulü çözümlerin bulunması için en verimli yöntemin kümelenme projeleri olduğunu vurgulayan Tecdelioğlu, “2023 yılında Ticaret Bakanlığı’nın koordinasyonunda endüstriyel mutfak sektörü UR-GE projelerinin faaliyetlerine başlayacağız. Yurt dışı pazarlama, eğitim ve danışmanlık faaliyetleriyle hem tanıtım hem de üretim unsurlarını geliştirip endüstriyel mutfak sektörünün küresel çaptaki konumunu hak ettiği seviyelere çıkaracağız. Endüstriyel mutfak sektörümüz için de geçmişteki başarılarıyla ve küme firmalarının arasında oluşan birlikte hareket etme sinerjisiyle başka UR-GE projelerinin başlatılmasına vesile olan Endüstriyel Mutfak Sektörü Yurt Dışı Pazarlama Takımı’yla yeni bir UR-GE projeleri planladık” diye konuşuyor.
Türk endüstriyel mutfak sektörünün en iyi şekilde temsil edilmesi ve tanıtılması için gereken tüm çalışmaları yaptıklarını anlatan Çetin Tecdelioğlu sözlerini şöyle sürdürüyor: “Türkiye markasını en iyi şekilde tanıtmanın yolunun satınalmacılara Türkiye tecrübesini yaşatmaktan geçtiği kanaatindeyiz. Seyahat kısıtlamalarının olduğu 2021 yılında TUSİD’in düzenlediği Hostech by TUSİD Fuarı’nı 6 ülkeden 176 profesyonel satın almacının birliğimizin alım heyeti programı kapsamında ziyaret etmelerini sağladık. Cumhuriyetimizin 100. yılında gerçekleştirilecek Hostech by TUSİD 2023 Fuarı’na İDDMİB ve TUSİD iş birliğiyle daha geniş katılımlı bir alım heyeti programı düzenleyerek mutfak sektöründe alım yapacakların İstanbul’u ziyaret etmeden alım kararı vermemelerini sağlayacak bir kültürü geliştirmeyi planlıyoruz. Ayrıca, 2023 yılının ilk yarısında ABD, Almanya ve İtalya’daki önemli 5 farklı fuara Birliğimiz tarafından Milli Katılım Organizasyonları düzenleyeceğiz.”
Melih Şahinöz: “TUSİD ile güç birliğimiz artarak devam ediyor”
Ev Dışı Tüketim Tedarikçileri Derneği (ETÜDER) Yönetim Kurulu Başkanı Melih Şahinöz, 2022 yılında ev dışı tüketim sektörünün çok iyi bir büyüme yakaladığını belirtiyor. Horeca kanalları için endüstriyel mutfak sanayi ve ev dışı tüketim sektörlerinin birbirini tamamlayan iki parçası olarak ifade eden Şahinöz, “Mutfak sanayi yüksek teknolojisi ve kaliteli ekipmanlarıyla iyi malzeme ve güvenilir gıda ürünleri olmazsa şeflerimiz mutfaklarında lezzetli, ödüller alan birbirinden güzel yemeklerini sürdürebilir şekilde yapmakta çok zorlanır. Dolayısıyla bu iki sektörün birlikte el ele çalışmasının, Türk gastronomisi için kritik önem taşıdığının altının çizmek istiyorum” diyor.
Dünyayı derinden sarsan Kovid-19 pandemisinin güvenilir gıdaya erişim ve gıda tedariğinin önemi konusunda hassasiyetleri artırdığını dile getiren Melih Şahinöz, bu dönemde Gıda Güvenliği Derneği ve ETÜDER’in restoranlarda tüketilen gıdaların kökenleri hakkında bilgi edinilmesiyle ilgili yeni bir proje başlattığını belirterek, “Bu projede TUSİD gibi ev dışı tüketim sektörünü oluşturan tüm tarafların katkılarıyla Tedarik Zincirinde Güven Rehberi ve Güvenilir Tedarikçi Programını başlattık. Proje QR kod yardımıyla yeme içme noktalarında tüketicilere akıllı telefonları üzerinden, tabaklarındaki yemeklerde kullanılan ham maddelerin hangi markaya ait olup, hangi tedarikçi tarafından yeme içme noktasına ulaştırıldığı bilgisi aktarıldığı ve böylece tüketicilerde bir farkındalık yaratarak tabağındaki yemekte kullanılan ham maddelerle ilgili bilgi alabilme hakkına kavuşmaları sağlanıyor” diye konuşuyor.
“Ziraat Bankası Bankkart Projesi sektörün nakit akışına katkıda bulundu”
ETÜDER olarak TUSİD ile ortak gerçekleştirdikleri bir diğer projenin ise Ziraat Bankası Bankkart Projesi olduğunu anlatan Şahinöz, “Pandeminin sektörde yarattığı finansal zorlukları hafifletmeyi amaçlayan bu projeyi 2020 yılı kasım ayında hayata geçirdik. Ziraat Bankası Bankkart Başak Tedarik Zinciri Finansmanı ürünü müşterilerimize alım kolaylığı sağlarken sektörün nakit akışının da düzene girmesine faydalı oldu. Türkiye’nin çok farklı şehirlerinde gerçekleştirilen festivaller ve etkinliklerle şehirlerin markalaşması yönünde adımlar atılıyor ve gastronomi öne çıkarılarak bir ürün olarak sunuluyor. Bu çerçevede TUSİD ve ETÜDER’in ortak katılımıyla birlikte organize edilen etkinliklerin çok daha nitelikli olduğunu ve kamuoyunda ses getirdiğini görüyoruz. Bu tip birlikte çalışmaların gerek iç gerekse dış turizmin ilerleyen dönemlerde hız kesmeden ve artarak devam etmesine olumlu etki yapacağından eminiz” ifadelerini kullanıyor.
TUSİD’i son yıllarda kendilerine çok yakın hissettikleri bir STK ve önemli bir paydaş olarak gördüklerini vurgulayan ETÜDER Yönetim Kurulu Başkanı Melih Şahinöz, ortak çalışmaları önümüzdeki yıllarda daha da genişleterek sürdürmeye devam edeceklerini söylüyor. 20-24 Eylül 2023 tarihlerinde İstanbul Fuar Merkezi’nde yapılacak Hostech by TUSİD Fuarı’yla birlikte ilave salonlarda ETÜDER Ev Dışı Tüketim Ürünleri Fuarı’nın yapılması kararı aldıklarını açıklayan Şahinöz sözlerine şöyle devam ediyor: “Her iki fuar Türkiye’nin kendi alanındaki en önemli sektörlerinin güç birliğiyle muazzam bir sinerji yaratarak gerek katılımcı gerekse ziyaretçi anlamında önemli kazanımlar sağlayacak. Bu güç birliğinin hem sektörümüz hem de ülkemiz için önemli bir adım olacağına inanıyoruz. Birlikte çalışarak bu vizyonu inşa etmemize vesile oldukları için TUSİD Yönetim Kurulu Başkanı Sayın Güçlü Kaplangı ve tüm TUSİD yönetim kurulu üyelerine, ayrıca tüm koordinasyonu yapan TUSİD Direktörü Evren Kulaçoğlu’na teşekkür etmek isterim.”
Prof. Dr. Mehmet Tanyaş: “Endüstriyel mutfak sektöründe lojistik maliyetler çok yüksek”
Dünyada stratejik sektörlerin başında görülen lojistik sektörü, gelişmiş ülkelerde gayri safi yurt içi hasılanın yüzde10-12’sini oluşturuyor. Bu çerçevede Türkiye’de lojistik sektörünün büyüklüğünün yaklaşık 1.560 milyar TL olduğu öngörülüyor. Dolar bazında ise bu değer 84 milyar dolar. Bu miktarın yarısının lojistik sektörü, diğer yarısının da farklı sektörlerdeki üretim/ticaret şirketleri tarafından kendi olanaklarıyla gerçekleştirildiği varsayılıyor. Peki böylesine devasa bir sektörle endüstriyel mutfak sektörü arasında ilişkiler hangi seviyelerde gerçekleşiyor?
Konuya ilişkin değerlendirmelerde bulunan Lojistik Derneği (LODER) Başkan Yardımcısı
Prof. Dr. Mehmet Tanyaş, endüstriyel mutfak ekipmanlarının satış fiyatı içindeki lojistik gider payının yüksek ürünler olduğuna dikkat çekiyor. Özellikle sevkiyat planlama kapsamında yurt içi ve yurt dışı yükleme planlama süreçlerinin sorunsuz şekilde ve dinamik bir süreçte tamamlanması, paketleme ve depolamanın verimli bir şekilde gerçekleştirilmesi, nakliye operasyonlarının optimizasyonunun sağlanması, uçtan uca izlenebilirliğin ve takibin hayata geçirilmesi, dokümantasyonun eksiksiz ve doğru bir şekilde gerçekleştirilmesinin başlıca araştırma, proje ve eğitim konuları olduğunu kaydeden Tanyaş, “Lojistiği temel ilkesi konsolidasyondur. Konsolidasyon lojistik maliyetleri düşürmede öncelikli bir konudur. Diğer taraftan endüstriyel mutfak sektörünün ürün ve montaj hassasiyeti de büyük önem arz etmektedir. Bu durumda her iki konuyu birleştirecek lojistik şirketlerin oluşturulması ve desteklenmesi gerekmektedir. Bu yaklaşım dönüş yükü oluşturmada da avantaj sağlayacaktır. Endüstriyel mutfak üreticileri, ürünlerinin hassasiyeti ve kurulum aşaması nedeniyle lojistik faaliyetlerini genellikle kendileri gerçekleştirmektedir. Doğal olarak uluslararası lojistik ve gümrük faaliyetlerinde dış kaynak kullanmaktadırlar” diyor.
“Endüstriyel mutfak ürünleri lojistiğinde ortak projelere ihtiyaç var”
LODER olarak endüstriyel mutfak sanayicileri ve bu sektörün temsilcisi olan TUSİD ile şu ana kadar ortak bir proje gerçekleştirmediklerini açıklayan Mehmet Tanyaş şöyle devam ediyor: “Halen üniversitelerle, bazı sivil toplum kuruluşları, otomasyon ve yazılım şirketleriyle ortak etkinlikler gerçekleştirmekteyiz. Endüstriyel mutfak ürünleri lojistiği ve tedarik zinciri yönetimi alanında düzenlenecek bir etkinliğin sektöre yarar sağlayacağına inanıyorum. Öncelikle sektör verilerine dayalı bir ön çalışma yapmakta yarar var. Daha sonra endüstriyel mutfak ürünleri sanayicileriyle lojistik sektörlerinin temsilcilerini ve akademisyenleri bir araya getirerek çağdaş çözümler üretilebilir.”
Samim Saner: “Tedarik Zincirinde Güven projesi tüketicinin şeffaflık talebine cevap verecek”
Türkiye’de gastronomi sektörünü ilgilendiren gıda güvenliği sorunlarının; tedarik zinciri ve mutfak kaynaklı olmak üzere iki kategoride ele alınması gerektiğini belirten Gıda Güvenliği Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Samim Saner, merdiven altı üretim de düşünüldüğünde konunun çok önemli bir mesele olarak değerlendirilmesi gerektiğini söylüyor. Gıda güvenliğinde tüketicilerin farkındalığının son yıllarda arttığına dikkat çeken Saner, “Çevremizdeki birçok kişinin restoranlarda yedikleri gıdada kullanılan yağdan veya benzeri bir şeyden şikayetçi olduklarını ve ‘Acaba ne kullanıyorlar?’ dediklerini duymuşsunuzdur. Bizim dernek olarak yaptığımız tüketici araştırmalarında da tüketicinin şeffaflık ve güven isteği ön plana çıkıyor” diyor.
TUSİD projenin en önemli sacayağı konumunda
Tüketicilerin şeffaflık talebi karşısında dernek olarak ETÜDER ile birlikte ve TUSİD de dahil olmak üzere 10 sivil toplum örgütünün katılımıyla ‘Tedarik Zincirinde Güven’ projesini geliştirdiklerini anlatan Samim Saner, “Uzun zamandan beri üzerinde geliştirilen proje tüm teknik alt yapısı ve yazılımıyla artık uygulamaya hazır, hatta pilot uygulamaya geçti. Şu an itibarıyla yaklaşık 50 kuruluş sistemi kullanır halde. Bu proje sayesinde tüketiciler gittikleri restoranlarda akıllı telefonlarını kullanarak okuttukları QR kod üzerinden o restoranın hangi marka ham maddeleri nereden aldığını görebilecekler. Bu sisteme sadece BRC, IFS, ISO 22000 sahibi veya TZG denetimlerinden geçen güvenilir tedarikçiler girebilecek. Tüketicinin şeffaf ve güvenilir gıda beklentisine yenilikçi bir çözüm getiren bu proje dünyada bir ilk. Bu proje kapsamında TUSİD ile olan iş birliğimiz çok önemli zira proje sadece gıda tedarik zincirini değil, restoranlarda gıda güvenliğini etkileyecek tüm ekipmanları da içeriyor. Bu projenin sektörün gelişimi ve itibarı için çok önemli bir adım oluşturacağını düşünüyoruz” diye konuşuyor.
Bir işletmede gıda güvenliğinin sağlanması için inanç, eğitim ve teknik alt yapı gerektiğine dikkat çeken Samim Saner, “İşletme yönetiminin ve personelin gıda güvenliğine inanması en önemli başlangıç. Gıda güvenliği bir işletme kültürü haline gelmediği sürece yapılanlar buz üzerine yazı yazmaya benziyor. Eğitim ise her şeyin omurgasını oluşturuyor. Eğitim konusu ise bizim Gıda Güvenliği Derneği olarak temel misyonumuz” diyor. Saner, gıda güvenliğinin birçok farklı alanı bir araya getiren ortak payda, aynı zamanda tüketici güveninin ve sektörel itibarın önemli bir garantisi olduğunu belirterek, “Bu bağlamda TUSİD ve üyeleriyle gıda güvenliği ve hijyenle ilişkili olarak iş birliğimizi geliştirmek ve ihtiyaç alanları hakkında bilgi almak isteriz” ifadelerini kullanıyor.
Mesut Öksüz: “TUSİD ile birlikte küresel rekabet gücümüzü artırıyoruz”
Türkiye’nin en fazla dış ticaret fazlası veren sektörlerinden biri olan züccaciye sektörü 2022 yılını 7 milyar dolar ihracatla kapatmayı hedefliyor. Sektör olarak 2023 yılında da ihracata ağırlık vereceklerini açıklayan Züccaciyeciler Derneği (ZÜCDER) Yönetim Kurulu Başkanı Mesut Öksüz, “Avrupa’daki enerji krizinden dolayı yatırımcıların Türkiye’ye yöneldiklerini görüyoruz. Burada parite kısmı ihracatçıyı zora sokuyor. Yine finansmana erişim konusu her zamankinden daha fazla önem kazanıyor. Önümüzde bir de seçim süreci var. İlk çeyrekte biraz daha bizim önümüzü görme zaman dilimimiz olacak olsa da kendimize 2023’te 7,5 milyar dolarlık bir ihracat hedefi belirledik. İhracatımızı canlı tutabilmek adına da üretici marka buluşmalarımıza ağırlık vereceğiz. Hem yurt içinde hem de yurt dışında organizasyonlarımız olacak. Türkiye’de de fuarlarımızla ihracatımızı desteklemeye devam edeceğiz” şeklinde konuşuyor.
Züccaciye sektörünün; endüstriyel mutfak, cam, metal, seramik gibi 8 sektörü bünyesinde bulundurduğunu hatırlatan Mesut Öksüz, en çok ihracatın ise endüstriyel mutfak sektörü tarafından gerçekleştirildiğini dile getiriyor. Öksüz, “İhracat son 10 yılda yüzde 77,1 artmış olup yıllar içinde artış eğilimi görülmüştür. En yüksek ihracat değeri 2021 yılında gerçekleşmiş ve 2,4 milyar doların üzerine çıkmıştır. İhracat son 5 yılda yüzde 42,5 artarken, 2021 yılında bir önceki yıla göre yüzde 32,5 artarak 2,4 milyar dolar olmuş ve ihracat kg birim fiyatı da 4 dolara yükselmiştir. Dış ticaret dengesinde, her yıl artan şekilde fazla veren endüstriyel mutfak eşyaları sektörü bu fazlayı, 2021 yılında 2,21 milyar dolar gibi çok yüksek bir seviyeye taşımış durumdadır” diyor.
ZÜCDER ve TUSİD’in Ev ve Mutfak Eşyaları Federasyonu (EVFED) çatısı altında faaliyetlerini sürdürdüğünü hatırlatan Mesut Öksüz şunları söylüyor: “Dünyada ev ve mutfak eşyaları sektörünün etkinliğini ve rekabet gücünü artırmak, 2023 hedeflerine ulaşabilmede daha fazla pay sahibi olmak adına federasyon çatısı altında birlikte yol alıyoruz. Bununla birlikte derneğimizin yürüttüğü her projenin içerisinde endüstriyel mutfak üreticilerini görmemiz mümkün. İç içe geçmiş iki sektörden bahsediyoruz. Bütün projelerimize TUSİD destek verdiği gibi ZÜCDER olarak biz de TUSİD’in düzenlediği organizasyonlara destek veriyoruz.”
Hüseyin Bozdağ: “Endüstriyel mutfak sanayiyle etle tırnak gibiyiz”
Türkiye’de endüstriyel yemek sektörü; 81 ilde örgütlü ve Tarım ve Orman Bakanlığı’ndan lisanslı 6 bin 450 firmayla günde 6 milyon insana toplu yemek hizmeti sunuyor. 6,5 milyar dolarlık pazar hacmine ulaşan sektör her yıl ortalama yüzde 10-15 büyüyor. Sektörde doğrudan 400 bin, dolaylı olarak ise 1,5 milyon insan çalışıyor. Endüstriyel mutfak ekipmanları sektörüyle yemek sanayinin etle tırnak misali birbirinden ayrı düşünülmemesi gereken iki sektör olduğuna vurgu yapan Yemek Sanayicileri Dernekleri Federasyonu (YESİDEF) Başkanı Hüseyin Bozdağ, “Endüstriyel mutfak sektörüyle ve çatı kuruluşu olan TUSİD ile geçmiş yıllarda hem sosyal sorumluluk projelerinde hem de ticari olarak ortak çalışmalar yaptık. Örneğin 1999 yılında yaşanan Gölcük depreminde ve çeşitli sel felaketlerinde Kızılay’ın koordinatörlüğünde TUSİD ile yardım çalışmalarında yer aldık. Son yıllarda bu konuda bir yavaşlama oldu. İş birliğimizin artarak devam etmesi bizleri fazlasıyla mutlu eder” diye konuşuyor.
“Catering ve gastronomide dünyaya endüstriyel mutfak sektörüyle birlikte açılabiliriz”
Aynı zamanda Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Hizmet Sektör Meclis Başkanı da olan Hüseyin Bozdağ, Türkiye’de hizmet sektörünün 2,8 milyon istihdamıyla en büyük iş gücüne sahip sektörü konumunda bulunduğunu belirterek, “160 bin işletmenin faaliyet gösterdiği Türkiye hizmet sektörünün yıllık pazar büyüklüğü 28 milyar dolara ulaşmış durumda. Yakın bir dönemde önemli bir gelişme oldu. Türkiye Hizmet İhracatçılar Birliği’nde catering ve gastronomi komitesi kuruldu. Biz de bu birliğin önemli bir paydaşı olacağız. Örneğin yüzde 100 yabancı sermayeli bir fabrikaya keseceğimiz yemek faturasının ihracat sayılması için Ticaret Bakanlığımız ile görüşmelerimiz devam ediyor. Bunun yanı sıra turistik bir bölgemizde büyük ya da küçük bir restoranda turistin yaptığı kredi kartı ödemesi özel bir banka yazılımıyla ihracat kalemi olarak değerlendirilecek. Yemek hizmeti verdiğimiz firmaların yüzde 80’i ihracat yapıyor. Bu firmaların bütçelerinde ihracattan doğan teşvikleri ve KDV iadelerini alabilmeleri için yeminli mali müşavirlik aracılığıyla bizlerden tasdik almaları gerekiyor. Bu durum hizmet sektöründeki 160 bin firmanın dünyaya açılması hedefini doğuracak, dolayısıyla ülke ekonomisine ciddi döviz girdisi olabilecek. Bu süreç pek çok sektörün işin içine girmesi anlamına geliyor. Doğası gereği endüstriyel mutfak sektörü bu sürecin en önemli parçası olma potansiyeline sahip. Bu sebeple TUSİD’in bu gelişmeleri yakından irdeleyerek ortak projelerde yer almasının çok önemli olduğunu düşünüyorum” diyor.
Sayit Karabağlı: “Lokantalarımızda merdivenaltı ekipman kullanımı çok yaygın”
Türkiye genelinde 130 bin lokanta, restoran, döner büfesi, kafe ve pastaneyi çatısı altında bulunduran Türkiye Lokantacılar ve Pastacılar Federasyonu’nun Genel Başkanı Sayit Karabağlı, endüstriyel mutfak sektörünün kendileri açısından çok önemli olmasına rağmen ilişkilerde bazı kopukluklar yaşandığını belirtiyor. Geçtiğimiz yıllarda TUSİD ile iletişim kurmak amacıyla birkaç girişimde bulunduklarını belirten Karabağlı, “Ortak çalışarak sektörümüzü daha bilinçli hale getirmek, lokantacı esnafımızı endüstriyel mutfak ekipmanlarındaki yeni teknolojilerden ve gelişmelerden haberdar etmek son derece mümkün. Ayrıca büyük firmaların dışında endüstriyel mutfak sektöründe merdivenaltı üretim yapan çok sayıda firma var ve bu durum fiyat istikrarsızlığını ve kalitesi düşük ürünlerin lokanta ve restoranlarda kullanımının önünü açıyor. Bir araya gelerek bu sorunları aşmak için girişimlerimiz oldu ama maalesef başarılı olamadık. Bizler endüstriyel mutfak sanayicilerinden herhangi bir yardım istemiyoruz. Beraber güç birliği yapalım istiyoruz” diyor.
“TUSİD ile indirimli fiyat konusunda bir anlaşma yapılabilir”
Endüstriyel mutfak ekipmanlarında yüksek fiyatların lokantacı esnafının merdiven altı olarak tabir edilen kalitesi düşük ürünlere yönelttiğine dikkat çeken Sayit Karabağlı, “Maalesef yeterli bilgi sahibi olmayan esnafımızın krom diye aldığı ürün 4-5 gün sonra paslanmaya başlıyor. Bu da ciddi masraflar doğuruyor. Bu tarz düşük kalitede ürünlerin sektörümüzde yüzde 70 oranında kullanıldığını gözlemliyoruz. Bu işletmelerden temsilcileri endüstriyel mutfak sanayicileriyle bir araya getirerek iş birliği kurulsa bu durumdan herkesin kazançlı çıkacağına inanıyorum. Bu aşamada TUSİD ile ortak çalışabiliriz. Örneğin TUSİD çatısı altında faaliyet gösteren firmalara yönlendireceğimiz federasyonumuza üye olan işletmelere endüstriyel mutfak ekipmanı alımında belirli indirimler yapılabilir. Bu durum her iki sektörün yararına olacaktır” şeklinde açıklamalarda bulunuyor.