Anadolu Üniversitesi, son teknolojiye sahip uygulama mutfaklarını açtı

Anadolu Üniversitesi, son teknolojiye sahip uygulama mutfaklarını açtı

4.03.2022 10:25:40

Anadolu Üniversitesi Eskişehir Meslek Yüksek Okulu Aşçılık Programı’nın son teknolojiyle donatılmış yeni uygulama mutfakları “ocak yakma töreni” ile açıldı. Üç ay gibi kısa bir sürede tamamlanan son teknolojiye sahip Anadolu Üniversitesi Ocak & Çörek mutfakları, nitelikli öğrencilerin yetişmesi için temel mutfak, pastacılık ve ekmekçilik tekniklerinin uygulanacağı önemli bir altyapı sunuyor. Okul, öğrencilerini yerelden evrensele giden yolda birer kültür taşıyıcıları olarak yetiştiriyor.

 

Eskişehir Anadolu Üniversitesi Eskişehir Meslek Yüksek Okulu Aşçılık Programı’nın Anadolu Üniversitesi Eğitim Destekleme Vakfı ve diğer birimlerinin katkılarıyla hayata geçirdiği son teknolojiyle donatılmış yeni uygulama mutfakları açıldı. “Anadolu Klarnetlisi Beşlisi” dinletisiyle başlayan “Ocak” ve “Çörek” uygulama mutfakları açılış töreninde, Anadolu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Fuat Erdal, Eskişehir Meslek Yüksek Okulu Müdürü Prof. Dr. Salim Şengel, üniversitenin verdiği nitelikli aşçılık eğitimi hakkında bilgi verirken Danışman Şef Cihan Çetinkaya aşçılık eğitiminde uygulamanın önemi hakkında bir konuşma yaptı. Program yapımcısı, yazar ve şef Asuman Kerkez ise, “Tarifinden Tarihine Buğday ve Bulgur” başlıklı bir konuşma yaptı ve bulgura dair kısa video gösterimi oldu. “İlk Ocak Yakma Töreni”, rektör ve misafirlerle gerçekleştirildi. Asuman Kerkez’in Urfa Boranı tarifi anlatısının ardından Anadolu mutfak kültürünün simge yemekleri ve içecekleriyle açılış sonra erdi.

Mutfakların isimleri Türkologlar tarafından verildi

Anadolu Üniversitesi Ocak & Çörek uygulama mutfaklarının isimleri Türkologlar tarafından belirlenmiş. Ocak, Türk kültüründe ateş yakmaya yarayan pişirme gibi amaçlarla kullanılan araç ve bazen de yer anlamına geliyor. Temel mutfak tekniklerinin uygulama mutfağı olan “Ocak”, Türk kültüründe önemli bir yere sahip. Önümüzdeki eğitim öğretim yılında açılması planlanan pastacılık ve ekmekçilik uygulama mutfağı “Çörek” ise, Kaygusuz Abdal’ın eserlerinde ve Divan-i Lügat-it Türk’te yeri olan bir hamur işinin adı.

Üç ay gibi kısa bir sürede tamamlanan mutfaklar, 4 bölümden oluşuyor. Ocak; 72 metrekarelik U modüler düzen sisteme sahip. İçerisinde temel mutfak teknikleri gibi derslere uygun ocaklar, fırınlar, tezgâhlar ve diğer araçlar yer alıyor. Bu alanda aynı anda 18 öğrenci eğitim alabiliyor. Çörek; 43 metrekare büyüklüğünde ve pastacılık ve ekmekçilik odaklı hazırlanan mermer tezgâhlar, taş fırın ve diğer araç gereçlerden oluşuyor. Bu alanda aynı anda 10 öğrenci eğitim alabiliyor. Bunun yanı sıra 5 metrekarelik kuru erzak deposu ve 12 metrekarelik soğutucu dolapların bulunduğu bir depo yer alıyor.

Rektör Prof. Dr. Fuat Erdal: “Öğrencilerimizin maharetlerini artıracakları bir uygulama alanı oldu"

Anadolu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Fuat Erdal, törende yaptığı açılış konuşmasında şunları söyledi: “Öğrenciler, diğer üniversitelere göre buraya daha yüksek puanla geliyor. Biz de kaliteli ve nitelikli öğrencilerimize hediye vermek istedik. Yetenekli öğrencilerin maharetlerini geliştirebilecekleri kaliteli bir mutfak tasarladık. Anadolu Üniversitesi Eğitim Destekleme Vakfı ile bu projeyi hayata geçirdik. Her iki mutfağımız da son teknolojiyle donanımlı, öğrencilerin derslerde teori olarak öğrendiği bütün bilgileri uygulayabilecekleri ve yeteneklerine yetenek katacakları, maharetlerini artıracakları uygulama alanı oldu.”

Prof. Dr. Salim Şengel: “Öğrencilerimiz, yerelden evrensele giden yolda kültür taşıyıcıları olarak yetişiyor”

Bu projenin özel sektör ve kamu iş birliğinin güzide bir örneği olduğunun altını çizen Eskişehir Meslek Yüksek Okulu Müdürü Prof. Dr. Salim Şengel, konuşmasında “Yüksekokulumuz bugün iki yeni mutfak kazandı. Açılışını yapacağımız bu mutfaklar, bu okulda daha nitelikli öğrencilerin yetişmesi için önemli bir altyapı oluşturacak. Bu altyapının oluşması için başka rektörümüz olmak üzere emeği geçen ve katkı veren herkese gönülden teşekkür ediyorum. 3 ay gibi kısa bir sürede böylesine bir mutfak hazırlanıp, bahar döneminde öğrencilerin eğitim ve öğretim süreçlerine kazandırıldı. Çok kıymetli öğretim elemanlarımız, öğrencilerimizi yerelden evrensele giden yolda kültür taşıyıcıları olarak yetiştiriyor. Bugün bu okulda yeni bir hayat başlıyor” dedi.

Şef Cihan Çetinkaya: “Aşçılıkta iş, duyuları etkilemekle başlıyor”

Aşçılığın bir sanat olduğunu söyleyerek sözlerine başlayan C2 Serve Danışmanlık Kurucusu Şef Cihan Çetinkaya, yaptığı konuşmada şunları söyledi: “Aşçılık bir yemek yapma sanatı ama bir o kadar da aşçı olmayan, birilerini etkileme sanatıdır. Biz burada yetişen öğrencileri birilerini etkileme sanatını anlatacaksak, bunun uygulama tarafı olmazsa olmaz. Uygulama, mutfakta bambaşka bir şey. İş önce duyuları etkilemekle başlıyor. Buradan mezun olan öğrenciler, bu mutfaklarda dünyanın ya da Türkiye’nin birçok yemeğini uygulama deneyimi kazanarak mezun olacak ve meslek hayatına bir sıfır önde başlayacak.”

 

Asuman Kerkez: “Hikayem; toprağı, insanı ve Yunus’u anlamakla başladı"

Asuman Kerkez, "Tarihinden Tarifine Buğday ve Bulgur” başlıklı sunumunda, bütün macerasının toprağı, insanı ve Yunus’u anlamakla başladığını anlattı. “Çamur olmakla pişmek ve insan olmakla buğday arasında bir bağ kurdum. Buğday ve su bir araya gelir hamur olur. Hamur da aslında bir çamurdur. Bilimsel yönden baktığımızda içindeki fitik asit dolayısıyla yenmez ama ne zaman pişer ve ekmek olur, işte o zaman sofranın baş köşesine oturur. Buğday ve bulgurun hikayesini bir ara ihmal etmişiz. Bir tabak pilavdan, bir sıkım köfteden ibaret olmayan, binlerce yıllık eşsiz kültürü ifade eden, dünyada her geçen gün daha da önem kazanan bulgura sahip çıkmak, hak ettiği değeri kazandırmak ve gelecek nesillere bırakmak en büyük amacım. Buğday ve bulgurun yurt içinde ve yurt dışında hak ettiği değeri alabilmesi adına yaptığım çalışmalar devam edecek” dedi.

Osman Güldemir: “Gastronomi dünyasının beklentilerini karşılayan özellikli bir altyapımız var”

Anadolu Üniversitesi Eskişehir Meslek Yüksekokulu Aşçılık Programı Öğretim Üyesi Osman Güldemir ise, birçok farklı alana hitap eden bu mutfaklarda öğrencilerin daha kaliteli eğitim alabileceklerini belirterek şu bilgileri verdi: “Anadolu Üniversitesi olarak yükseköğretim kurumları içerisinde 2001 yılından beri aşçılık programında eğitim veriyoruz. Mezunlarımızdan aldığımız dönüşlerle yıldan yıla eğitim kalitemizi artırdık. Nihayetinde şu an içinde bulunduğumuz mutfaklarla artık sektörün talebi olan, gastronomi dünyasının beklentilerini karşılayan, Osmanlı mutfak uygulamaları, yemek stilistliği, pastacılık ve çikolatacılık gibi dersleri daha nitelikli şekilde verebileceğimiz altyapıya kavuştuk. Diğer üniversitelerden farkımız özellikle altyapı, öğretim elemanlarımızın sektör tecrübeli olması ve öğrencilerin tamamen ücretsiz eğitimle mezun olmaları… Yani malzemesine kadar tamamen Anadolu Üniversitesi'nin destekleriyle eğitimler gerçekleşiyor. Mutfaklarımızda çağın teknolojik altyapısı ve ekipmanlarıyla farklı sayı ve kapasitelerde değişik temalarda dersler vermemiz mümkün oluyor. Farklı ocaklarımızdan, fırınlarımızdan, pürmüzlerimizden tutun pastacılık, ekmekçilik ve çikolatacılığa kadar özel ekipmanlarımızla bütün donanıma sahip olduğumuz için ders neyi gerektiriyorsa o uygulamaları layığıyla yapabilecek imkânımız var."