Endüstriyel Mutfakta Kadın Eli
Gastronomi sektöründe sadece ince ve zarif detaylarda değil işin en derininde, mutfağında da kadın ruhu var. “Endüstriyel Mutfakta Kadın Eli” dosyamızın sayfalarını çevirirken, Türkiye’de kadın profesyonellerle fark yaratan endüstriyel mutfak firmalarını mercek altına alıyor ve sözü mutfaktaki kadınlara bırakıyoruz.
Reklam
Gastronomi sektöründe sadece ince ve zarif detaylarda değil işin en derininde, mutfağında da kadın ruhu var. “Endüstriyel Mutfakta Kadın Eli” dosyamızın sayfalarını çevirirken, Türkiye’de kadın profesyonellerle fark yaratan endüstriyel mutfak firmalarını mercek altına alıyor ve sözü mutfaktaki kadınlara bırakıyoruz.
Küreselleşen dünyada sürdürülebilir başarıyı yakalamanın yolları farklılaştı. Günümüz koşullarında markalaşmak için dijital ve teknolojik yenilikleri benimsemek, farklılıklara açık olmak şart! Ancak en önemlisi, çalışma hayatında çeşitliliğe ve kapsayıcılığa değer vererek, toplumsal cinsiyet eşitsizliğine engel olmak! Başarılı her işin mutfağında kadınlar ve erkekler eşit olmalı! Gastronomi sektöründe sadece ince ve zarif detaylarda değil işin en derininde, mutfağında da kadın ruhu var. “Endüstriyel Mutfakta Kadın Eli” dosyamızın sayfalarını çevirirken, Türkiye’de kadın profesyonellerle fark yaratan endüstriyel mutfak firmalarını mercek altına alıyor ve sözü mutfaktaki kadınlara bırakıyoruz.
Kadınların çalışma dünyasında eşit fırsatlara sahip olmasında herkesin payı olmalı. Geçtiğimiz yıl KPMG tarafından yapılan “Çalışma Hayatında Kadınlar Endeksi” çalışması, OECD ülkelerinde kadınların iş hayatına daha fazla katılmasının, OECD GSYİH'sini 6 trilyon dolar artırabileceğini ve cinsiyete dayalı ücret eşitsizliği farkının kapanmasının da OECD ülkelerinde kadınların gelirlerini 2 trilyon dolara çıkarabileceğini gösteriyor.
Bir diğer küresel araştırma şirketi olan Mercer’in yaptığı “Kadınlar İş Dünyasında Parladıkça Araştırması”nın sonuçları ise Türkiye’de firmaların yüzde 94’ünün çeşitlilik ve kapsayıcı iş ortamı uygulamalarının geliştirilmesine odaklandığını belirtiyor. Bu konuda dünya ortalaması yüzde 81 iken, Türkiye farkındalık konusunda yüzde 94 ile daha ileri bir noktada. Ancak firmaların yalnızca yüzde 34’ü belgelenmiş ve birden çok yıla yayılmış bir çeşitlilik ve kapsayıcı iş ortamı stratejisine sahip. Bu sonuçlar uygulama açısından şirketlerin daha alacağı epey yol olduğunu işaret ediyor. Peki, endüstriyel mutfak sektöründe durumlar nasıl? Kadınların mutfaktaki rolü ne? İşte endüstriyel mutfak sektöründe etkili olan kadın profesyonellerin, kadın istihdamı konusundaki görüşleri…
Deniz Gülen: “Kadına güç iş yok”
Endüstriyel mutfak ekipmanları alanında üretici olarak yer alan Evinoks, 2016 yılından beri kadınların makine sektöründe her düzeyde, ekonomik yaşamın içinde yer almalarını sağlamak amacıyla çalışmalar yürüten Birleşmiş Milletler Kadının Güçlenmesi Prensipleri (Women’s Empowerment Principles-WEP’s) platformu imzacıları arasında yer alıyor. Evinoks Genel Müdürü Deniz Gülen, mavi yakalı kadın çalışan sayısını yüzde 30 bandına çekmeyi hedeflediklerini söylüyor.
Evinoks, kadın iş gücünü ekonomiye kazandırmak adına anlamlı çalışmalar yapıyor. Firmanın Genel Müdürü Deniz Gülen, kadın istihdamına yönelik yaklaşımlarını anlatıyor. “Yönetim Kurulu Başkanımız N. Coşkun İrfan’a bu konuda bize önderlik ederek toplumsal cinsiyet eşitliğine gösterdiği duyarlılık için teşekkür ederiz” diyen Deniz Gülen, şu bilgileri aktarıyor: “Firmamızda bugün; beyaz yakalıların yüzde 40'ı ve genel müdür yardımcısı, müdür pozisyonlarında görev yapan yöneticilerin de yüzde 40'ı kadındır. Mavi yakalı çalışanlar arasında kadınları üretimde de çalışma hayatına katmaya yönelik çalışma ve eğitimlerimiz aralıksız devam etmekte olup gelecek 3 yıl içinde tüm mavi yakalılar arasında mavi yakalı kadın çalışan sayımızı yüzde 30 bandına çekmeyi hedefliyoruz."
Deniz Gülen, “’Kadına güç iş yok!’ sloganı ile firmamızın her alanında kadınların doğası gereği sorumluluk alma, dikkat, titizlik, farklı bakış açısı ve sonuç odaklılık konularında oldukça başarılı olduklarını gözlemliyoruz. Kadın çalışanlar firmamıza değer kattıkları gibi onlara sağladığımız güvenli, adil ve onurlu iş ortamının firmamızı tercih etme nedeni olduğuna inanıyoruz. Gastronomi sektörünün endüstriyel pazarında kadın/erkek yönetici olarak çalışmanın avantajları veya dezavantajından bahsetmek yerine Evinoks olarak biz bireyin sonuç odaklılığına yöneldik. Kadın ya da erkek fark etmeksizin çalışanlarımız için firmamızı nasıl güvenli bir liman ve tercih edilebilir yapabiliriz konularında çalışmalar yapıyoruz” şeklinde konuşuyor.
Hijyeni ön planda tutan ürünler
Evinoks, pandemi sürecinde yurt dışı ve yurt içi pazarında yüzde 20 büyüme gerçekleştirerek önemli bir başarıya imza attı. Pandemi döneminde Evinoks’un tercih edilmesini, hijyeni ön planda tutan ürünler geliştirmeyi geçmişten bu yana bir şirket geleneği olarak sürdürmelerine bağlayan Deniz Gülen, “Evinoks pandemi sürecinde kendi öz sermayesiyle 1 milyon Euro’luk lazer teknolojisi, robot uyumlu ve 4.0 uyumlu teknoloji alt yapısı yatırımı yapmayı başardı. Uluslararası Hilton, Accor gruplarının EMEA Bölgesi, onaylı tek Türk ekipman tedarikçiliğine ilaveten Wyndham grubunun da onaylı EMEA Bölgesi tedarikçiliğini aldı. Evinoks markasıyla dünyanın dev otel zincirlerine ürün satabilmek ülkemiz için gurur verici bir durum” diyor. Gülen, personelin kalite bilincini ve mesleki gelişimini artırmak amacıyla; beyaz ve mavi yakalı çalışanlara son 3 ayda 1040 saat eğitim verildiğini, Yalın Yönetim Felsefesi’ni uyguladıklarını sözlerine ekliyor.
Merve Sadiş: “Kadın bakış açısı markamızı güçlendiriyor”
Emart Makine, seyyar yiyecek içecek arabalarıyla horeca sektörünün belki de en eğlenceli tarafında yer alan firmalarından biri. Estetik tasarıma sahip ürünleriyle dikkat çeken firma bu tasarım gücünü kadınların estetik bakış açısından alıyor. Şirket Yöneticisi Merve Sadiş, “Tasarıma estetik değer katan kadın bakış açısı markamızı güçlendiriyor” diyor.
Emart Makine, horeca sektöründeki yolculuğuna 1998 yılından bu yana devam ediyor. Bu yolculukta kadın çalışanlarından güç alan firmanın yönetim kadrosunda başarılı bir iş kadını var: Merve Sadiş. Emart Makine’nin tasarımlarıyla dikkat çeken ürünlerinde kadınların estetik bakış açısının önemli bir katkısı olduğunu belirten Merve Sadiş şunları söylüyor: “Tasarıma estetik değer katan kadın bakış açısı markamızı güçlendiriyor. Kadının çalışma disiplini, araştırmacı ruhu, müşteri iletişimi her zaman daha etkili oluyor. Farklı form ve renk kombinasyonlarıyla beslenen yaratıcı tasarımlar bizi sektördeki rakiplerimizden farklılaştırırken global arenada da Emart markasının bilinirliğini artırıyor.”
“Sektörde kadın sayısı az”
“Sektörde olduğu gibi, ekibimizde de maalesef çok fazla kadın iş arkadaşımız yok. Umarım gelecek dönemde kadının ürünlere kattığı farklı bakış açısına yönelik bilinç yükselir ve sektörü zenginleştirir” diyen Merve Sadiş, “Sektördeki az sayıda kadından biri olarak her zaman ilgi ve destek görmek beni çok mutlu ediyor” diye konuşuyor.
Yeni normal olarak nitelendirilen pandemi dönemine de değinen Taka, çoğu sektörde olduğu gibi Emart’ın da dijital alandaki ticaretini güçlendirdiğini anlatıyor. Merve Taka, “Online reklamlarla web ve sosyal medyada ürünlerimizin tanıtımını artırarak çok daha geniş bir müşteri kitlesine ulaşmayı başardık. Ayrıca yeni dönemde işletmelerin farklılaşan ihtiyaçlarına uygun yeni çözümlerle ürün koleksiyonumuzu geliştirdik. Uzun yıllardır ürettiğimiz mobil arabalar ile yiyecek ve içecek sunumlarını zenginleştirmeye devam ediyoruz. Şu anda pandemiyle birlikte gelen kısıtlamalar, ürünlerimize olan ilgiyi daha da yoğunlaştırdı. Kafe ve restoranlar dükkan önlerine kurdukları masaların üzerinden servis yapmak yerine, kurumsal kimliklerini yansıtan özel tasarım Emart arabaları ile ürünlerinin satışını artırıyor. Oteller ise açık büfe yoğunluğunu azaltmak için farklı Emart arabalarıyla sunumlarını zenginleştiriyorlar. Online platformda buluştuğumuz müşterilerimizle toplantılar yaparak onların isteklerine uygun; kişiye, kuruma ve markaya özel yeni tasarımlar geliştirip sunumlarımızı gerçekleştiriyoruz. Yurt dışı bayilerimizle de ikili ilişkilerimizin devamlılığını sağlamak amacıyla toplantılarımız online ortamda devam ediyor.”
“İhracatta büyümek bize gurur veriyor”
“İhracatta büyümek, ülkemizi ve sektörümüzü global arenada temsil edebilmek bize gurur veriyor” diyen Merve Taka son olarak şunları dile getiriyor: “Avrupa, Afrika ve Orta Asya’daki müşterilerimiz artık Çin yerine tasarım gücü, kalite ve işçilik anlamında da farklılaşan Türk tasarımını tercih ediyor. Yeni kurduğumuz showroom’umuzda, video görüşmeleriyle müşterilerimize yeni ürünlerimizi tanıtmaya devam ediyoruz. Yeni normal dönemin doğurduğu ihtiyaçlara göre ürünlerimizde değişiklikler yapıyoruz. Örneğin, arabalarımızın ön kısmında müşteri ve satıcı arasında ürün para alışverişi için koyduğumuz camlı alanı genişletip direkler arasını komple cam veya pleksiyle kapatıp alışverişin sağlıklı yapılmasını sağlıyoruz.”
Gözde Yüce: “Markamın tutkunuyum”
Estrade Endüstriyel Mutfak Ekipmanları 30 yılı aşkın bir süredir yurt içinde ve yurt dışında hizmet veriyor. Firmanın Kurucusu ve Genel Müdürü Gözde Yüce ise hem markasına hem de endüstriyel mutfak sektörüne gönül vermiş bir profesyonel. Gözde Yüce’ye göre hedefini belirlemiş ve ona odaklanmış bir kadının, doğasında olan anaçlık, sabır, detaycılık, mükemmeliyetçilik ve azimle başaramayacağı hiçbir şey yok.
Estrade Endüstriyel Mutfak Ekipmanları kurulduğu ilk günden bugüne yoğun emekle çalışılan ve yönetilen bir firma. Bugün arkasında yine bir kadın temsilci, şirketin Genel Müdürü Gözde Yüce var. Gözde Yüce, “Bir kadının çocuğuna ve ailesine gösterdiği özen, titizlik ve sabırla emek verdiğim Estrade markası, endüstriyel mutfak sektöründe hem yerel hem de uluslararası mecrada tanınan 30’u aşkın ülkeye ihracat yapan bir marka haline gelmiş durumda” diyor. Tüm kadın iş arkadaşlarının dikkatli, titiz ve müşteri memnuniyeti odaklı çalışarak; verdikleri emekle markaya değer kattıklarını ve bu değerin tartışılamayacağını ifade eden Gözde Yüce, “Kadınlar daha çok kadınlardan feyiz alırlar. Bu sebeple sektör içerisinde bulunduğum 15 yıl boyunca, birçok kadın çalışana bir kadının neleri başarabileceğini görmelerini sağlayarak örnek olmaya çalıştım ve kendi içlerindeki gücü keşfederek kendilerine güvenmelerini sağlamaya çalıştım. Çünkü evini çekip çeviren, çocuklarını yetiştirmeyi başaran ve bu kadar yoğun bir tempoyu sadece içgüdü ve sevgiyle yöneten bir kadın, çok daha kolay olan iş hayatında haliyle başarılı olur. Hedefini belirlemiş ve ona odaklanmış bir kadının, doğasında olan anaçlık, sabır, detaycılık, mükemmeliyetçilik ve azimle başaramayacağı hiçbir şey yoktur” diyor.
“Sektörümüz maskülen”
Gözde Yüce şunları söylüyor: “Sektörümüz genel olarak maskülen bir yapıya sahip olduğu için ve diğer endüstriyel mutfak firmalarının yüzde 90’ının kurucuları ya da sahada aktif çalışanları erkek olduğu için, bazı yerel müşterilerimiz projenin onaylandığı, işin satışa döndüğü aşamada karşısında hemcinsini görmeyi bekliyor. Çünkü ticarette kendini bu şekilde daha rahat hissediyor. Yurt içinde çalıştığımız kurumsal firmalar ve yurt dışı müşterilerimiz ise daha çok ürün ve alıştıkları hizmet kalitesine önem veriyorlar, kadın olmamızın doğasında olan detaycılığımız ve mükemmeliyetçiliğimizi kendileri için bir avantaj olarak görüyorlar.
Yurt dışı projeleri ayrı bir önem ve dikkat gerektiriyor. Firmanın yurt dışı satışlarının tüm aşama ve operasyonlarını bizzat yürütüyor, teslim ettiğim her işte ülkem ve kendi adıma bir başarıya daha imza attığımı düşünüyorum. Bir kadın girişimci olarak sahip olduğum tecrübeyi ülkemizin kalkınması için çok sevdiğim endüstriyel mutfak sektöründe kullanıyor olmak, şahsım adına gurur verici. Sıfırdan oluşturduğum markamın ve bize artık pazarlama kanalıyla değil referansla ulaşan yurt dışı müşterilerimizle gerçekleştirdiğimiz ihracat çalışmalarının tam bir tutkunuyum. Türkiye’de kadın girişimcilik oranı yüzde 11, ihracatçıların ise sadece yüzde 7’si kadın. Kadın girişimcilerin teşvik edilmesiyle ekonomiye katacakları güç, ülkemiz için yadsınamaz bir öneme sahip. Bu sebeple kadın girişimcilerin ayrıcalıklı teşviklerle desteklenmesi şart.”
“Gıdanın olduğu yerde ekipman olmak zorundadır”
Gözde Yüce, endüstriyel mutfak ekipmanları sektörünün çalışmalarına hız kesmeden devam ettiğini dile getiriyor ve şunları aktarıyor: “Pandemide sektörel olarak satışlarımızda dalgalanmalar olsa da endüstriyel mutfak sektörünün kolay etkileneceğini düşünmüyorum. Dönemsel olarak ve ihtiyaca yönelik kimi sektörler zaman zaman atağa kalksa da insanın olduğu yerde gıda, gıdanın olduğu yerde de ekipman olmak zorundadır. İşte, endüstriyel mutfak sektörünü de diğer sektörlerden ayıran en önemli fark budur. Biz Estrade olarak bu süreci tüm yenilenme çalışmalarına daha fazla vakit ayırarak firmamız adına avantaja çeviriyoruz. Yeni normal olarak nitelenen döneme hazırlık olarak da en çok dijitalleşmeye önem veriyor ve dijital platformlarda güncellemelerimizi yapıyoruz.”
İlknur Ünver: “Kadın daima özveriyle çalışır”
Endüstriyel mutfak sektörünün güçlü temsilcilerinden biri, Gastroinoks. Kadın iş gücüne değer veren, mutfakta kadın elinin olması gerektiğine inanan markanın yönetici kadrosunda da sektörün deneyimli kadınları var: İlknur Ünver ve Sevde Yumrukçal. İlknur Ünver’e göre, kadın düzenlidir, disiplinlidir ve daima özveriyle çalışır.
Gıdanın hazırlığından sunumuna kadar ihtiyaç duyulan tüm mutfak ekipmanlarını sunan Gastroinoks, endüstriyel mutfak sektörünün önemli aktörlerinden biri. Firma, yönetim ekibindeki kadınların özverili çalışmasıyla gücüne güç katmayı sürdürüyor. Gastroinoks Yöneticilerinden İlknur Ünver, “Bir ürünün satışı için üretilmesi yeterlidir belki ama sürekliliği sağlamanın yolu markalaşmaktan geçer. Markayı da marka yapan emek, özveri ve çabadır. ‘Yuvayı dişi kuş yapar’ söylemi sanıyorum ki tam da bu noktayı açıklamak için uygun olacaktır. Çünkü kadın düzenlidir, disiplinlidir, sorumluluk sahibidir, yaptığı iş her ne ise, ona emek verir ve daima özveriyle çalışır. Bu saydığım tüm unsurlar da aslında gücü temsil etmektedir” diye konuşuyor.
Sevde Yumrukçal: “Kadın doğası gereği duygusaldır”
“Kadının doğasında olan düzen, sorumluluk bilinci ve disiplinin iş hayatında hızı beraberinde getirdiğine inanıyorum. Hız da rekabette daima öncelik ve avantaj sağlar” diyen Yumrukçal ise, sözlerine şöyle devam ediyor: “Doğası gereği duygusallığı ise kadının dezavantajı olabilir. Bu durum profesyonel yaklaşım açısından kadınları zaman zaman zora sokabilir.”
Pandemi sonrası “yeni normal” düzende, endüstriyel mutfak ekipmanları sektörünün oldukça hassas bir noktada durduğunu düşünüyor İlknur Ünver. “Sektör olarak zaruri bir yavaşlama, belki biraz dinlenme arası verdiğimiz bu dönemde; eksiklikleri, olması gerekenleri görmeli ve bu doğrultuda kaldığımız yerden değil, farkındalığı artırdığımız bir noktadan yola devam etmeliyiz” şeklinde konuşuyor.
Ünver şunları söylüyor: “Kendi firma/marka faaliyetlerimizin ağırlık noktasını ihracat kalemi oluşturuyor. Ancak salt ihracat yerine, 10 yılı aşkın süredir Rusya’da, yerleşik bir firma olarak yerinde ihracat faaliyetlerini sürdürüyoruz ve dünyayı derinden etkileyen pandemi sonrası yeni normal dönemde rekabetin çok daha ileri düzeyde olacağını düşünüyoruz. Çünkü bu süreç, bir bölge için oluşan dezavantajın, diğer bir bölgeye avantaj olarak yansıdığı yerel bir süreç değil. Bütün sektörleri ve bütün dünyayı aynı anda etkileyen, dolayısıyla avantajı kendi çabamızın oluşturacağı bir süreç olacak. İşte küresel bir sorun olarak bahsedebileceğimiz bu pandemi süreci, yeni yapılanan dönemde sektörü ciddi bir rekabet ortamına sürükleyecek. Firmamız bu dönemde de hem yurt içindeki hem yurt dışındaki faaliyetlerinde özellikle müşteri odaklı çalışmalara ağırlık veriyor. İlkemiz, ürünlerin alıcının istekleri doğrultusunda üretilerek pazarda yer almasıdır.”
Burcu Erdoğan Ergül: “Kadın eli sektörün vazgeçilmezi”
Otelcilik sektörüne sunduğu ayrıcalıklı ürünlerle fark yaratan markalardan biri olan Guestinhouse, tüm otel ihtiyaçlarının tek seferde karşılanmasını sağlıyor. Uzun yıllara dayanan hizmet yolculuğunda kadın çalışanlarından güç alan şirket için “Horeca sektöründe kadınlar” olmazsa olmaz. Guestinhouse Kurucu Ortağı Burcu Erdoğan Ergül’e göre kadınlar, sıcak insan ilişkileri kurmada etkili oluyor. Ancak bu sektörde kadın olmanın avantajları olduğu kadar dezavantajları da var.
Otel ekipmanları sektöründe verdiği hizmetle tercih edilen markalar arasında yer alıyor Guestinhouse. Bir otelin her türlü ihtiyacını A’dan Z’ye karşılayabilen firmanın titiz, detaycı ve özverili çalışmasının ardında kadınların gücü yadsınamaz. Şirketin Kurucu Ortağı Burcu Erdoğan Ergül de bu güce vurgu yapıyor elbette. “Ekibimizin yarısından fazlasının kadın olduğunu ve bu sebeple şirketimizin başarılarında ve pozitif ilerlemesinde kadın çalışanların yadsınamayacak bir etkisinin olduğunu belirtmek isterim” diyen Burcu Erdoğan Ergül, kadınların markalara kattığı güç ve değer hakkında şunları söylüyor: “Bence her kurumda ve kuruluşta erkeklerin ve kadınların farklı düşünce yapıları ve bakış açıları sayesinde eksikler tamamlanıyor ve fonksiyonel bir bütün oluşuyor. Bu açıdan bakınca, sadece erkeklerden veya sadece kadınlardan oluşan bir yapının çeşitli zorluklarla karşılaşacağını düşünüyorum. Ekibimizin kadın üyelerinin kattığı güçten bahsedecek olursak, kadınların yapıları itibarıyla detaylara önem vererek titiz bir şekilde çalışmaları, belli bir plan ve program çerçevesinde düzenli bir şekilde iş yapmaları, yer aldıkları projelere estetik bir bakış açısı katmaları ve sıcak insan ilişkileri kurarak müşteri ve tedarikçi memnuniyetini sağlamaları en önemli pozitif özellikleri olarak sıralanabilir.”
“Otelcilik erkek egemen bir sektör”
Burcu Erdoğan Ergül, “Otelcilik sektörü, otel yönetimi olarak bakıldığında dünya çapında kadınların sıklıkla yer aldığı bir sektör olmasına rağmen, yatırımcı kanadına ve otelcilik sektörüne üretim ve tedarik yapan firmalara bakıldığında, erkekler çoğunlukta… Erkeklerin egemen olduğu bir iş kolunda kadın olmanın çeşitli avantajları olduğu kadar dezavantajları da pek tabii ki bulunuyor” diyor. Sektörümüzde yer alan erkeklerin çoğunlukla eğitimli ve belli bir kültür seviyesinde olduğunu ve genel anlamda kadınlara daha nazik ve olumlu bir tutum içinde bulunduklarını söyleyen Ergül, ancak özellikle çeşitli problemleri içinde barındıran durumlarda, erkeklerin kadınları rahatsız edebilecek sert tavırlar takınabildiğini gözlemlediğini de dile getiriyor. Burcu Erdoğan Ergül, “Her hâlükârda kadın elinin titiz çalışmanın, insan ilişkilerinin ve estetik de dahil bütün güzelliklerin çok önemli rol oynadığı otelcilik sektörünün vazgeçilmezi olduğuna inanıyorum” diyor.
“Sektör krizden güçlü çıkacak”
Pandemi tüm sektörüler gibi horeca sektörünü de etkiledi. Bu konudaki düşüncelerini ise Ergül şöyle ifade ediyor: “Bildiğiniz gibi pandemi, ilk gününden itibaren hızlı bir şekilde bütün sektörleri olduğu gibi horeca sektörünü de derinden etkiledi. Buna rağmen, sektörümüzün dinamik, yenilikçi ve her türlü değişime çabuk adapte olan yapısı sayesinde, bu krizden de aldığı yarayı sararak güçlü bir şekilde çıkacağını öngörüyorum. Pandeminin başlangıcında, otellerin kapatılmasından yeniden açılmasına kadar geçen sürede iş ortaklarımız ve biz hiç durmadık. Normalleşme sürecinde müşterilerimizin ihtiyaçlarının neler olacağını öngörmeye çalışarak onların işlerine sağlıklı ve verimli bir şekilde dönüş yapabilmeleri için gerekli olan yeni ürünleri geliştirdik ve ürün gamımıza ekledik. Aynı şekilde, önde gelen yabancı ve yerli zincir otel müşterilerimiz de yeniden açılışlarında mevcut koşullarda misafirlerinin güvenliğini ve memnuniyetini nasıl devam ettirebilecekleri konusunda detaylı çalışmalar yaparak bu çalışmalar sonucunda planladıkları önlemleri ve hizmetleri hızlıca uygulamaya başladılar. Bu anlamda, horeca sektörünün tamamının değil ama ciddi ve profesyonel iş yapan kısmının pandemi sonrası döneme hazır olduğunu düşünüyorum.
Esra Batkı: Sanayici kadınlar olarak sayımız artıyor
Türkiye’de endüstriyel mutfak sektörünün öncü markalarından biri, İnoksan. Yurt içinde ve yurt dışında gerçekleştirdiği güçlü ve büyük projelerle tanınan markanın ekibinde kadınlar önemli bir paya sahip. Yönetici kadrosunda ve beyaz yakalı çalışanları arasında kadınlara önemli roller veren İnoksan’nın Genel Müdürü Esra Batkı, “Türkiye’de sanayici kadınlar olarak sayımız her geçen gün artıyor. Dikkatli ve detaycı yapımız iş hayatında fark yaratıyor” diyor.
İnoksan, endüstriyel mutfak sektörünün önemli yerli temsilcilerinden biri. Uzun yıllardır pek çok projeye imza atan, inovatif ve estetik yaklaşımlarıyla markasını yurt dışında da ileriye götüren İnoksan’ın yönetim kadrosunda kadın profesyonellerin payı büyük. Firmanın Genel Müdürü de yine başarılı bir iş kadını olan Esra Batkı. Endüstriyel mutfak sektörünün iş gücü gerektiren bir yapıya sahip olduğunu, bu nedenle de sektörde erkek çalışanların sayısının kadınlardan daha fazla olduğunu belirten Esra Batkı, endüstriyel mutfak sektöründe faaliyet gösteren İnoksan’da çalışan bir kadın olarak, isteyip de başaramayacakları hiçbir hayalin olmadığını söylüyor. Esra Batkı şöyle konuşuyor: “Bugün gelinen noktada hala öğreneceğimiz öyle çok şey var ki. Bunun için çalışmaya devam! Öncelikle sektörümüze daha sonra da şirketimize; sevgiyle, merhametle ve azimle kadın eli değmesine öncülük etmekten dolayı gururluyum. İnoksan olarak bugün üretim ve üst yönetimde çalışan kadın sayımız oldukça fazla. Bu durum bizi daha da güçlendiriyor. İmalat süreçlerimiz ve kullanılan birçok makinenin kullanımında fiziksel güç gerekiyor. Bu nedenle mavi yaka iş ekibimizin çoğunluğu erkek. Yönetici kadrolarımızın çoğunluğunu, beyaz yaka iş ekibimizinse yüzde 30’unu kadınlar oluşturuyor. Bizler bu sektörde artık daha aktif şekilde yer alıyoruz. Türkiye’de sanayici kadınlar olarak sayımız her geçen gün artıyor. Dikkatli ve detaycı yapımız iş hayatında fark yaratıyor. Hayattaki problemleri çözmeye odaklı yapımız, özgüvenli ve yenilikçi duruşumuz erkek egemen sektörümüzde bize başarı sağlıyor. Kadın ekip arkadaşlarımızın varlığı İnoksan’a her geçen gün değer katıyor.”
Kadın katılımıyla projeler anlam kazanıyor
Esra Batkı’ya göre, kadınların iş hayatındaki varlığı başarıya giden yolda oldukça önemli bir kriter. Yaratıcılıktan, karar süreçlerine kadar kadının potansiyelini keşfetmek ve değerlendirmek başarı odaklı organizasyonların daha büyük ölçekte de ekonomilerin, asla göz ardı etmemesi gereken bir konu. “İş hayatında, üniversitelerde, sivil toplum örgütlerinde kadının katılımı arttıkça projeler daha da anlam kazanıyor. 41 yıldır İnoksan endüstriyel mutfak sektörü ve imalatı alanında projeler çiziyor. Bugün 5 kıtaya ihracat yapan ve Türkiye’nin sayılı sanayi kuruluşları arasında yer alan bir şirkette genel müdürlük yapıyorum” diye konuşan Esra Batkı, “Erkek egemen bir alanda kadın olarak daha detaycı olmam bana avantaj sağlayan etmenlerden” diyor.
“Sağlıklı ve organik tüketim öne çıkacak”
Pandemide yeme-içme sektörünü tüketicilerin değişen ihtiyaçları, alışkanlıkları ve beklentileriyle hızlı bir dönüşüm sürecine girdiğini belirten Esra Batkı, “Tüketiciler çok daha seçici davranmaya başladı. Sağlıklı beslenme, güven ve pratikliğe olan duyarlılık arttı. Bu doğrultuda dijital dünya içerisinde var olan ve paket servis hizmeti bulunan firmalar süreçten daha az etkilendi. Türkiye’de birçok şirket bu hızlı dönüşüme kolaylıkla adapte oldu. Önümüzdeki süreçte yeni nesil daha aktif olurken, firmalar da daha düşük maliyetlere dönmeye çalışacak. Daha sağlıklı ve organik tüketim öne çıkacak. Yaşamdaki değişimle birlikte yaratıcı çözümler ve fark yaratan modeller ortaya çıkacak. Tüm bu değişimlere ayak uydurabilen işletmeler başarılı olacak” diye konuşuyor. Esra Batkı son olarak şunları söylüyor: “Bizler de sektör değişirken her türlü ihtiyaca cevap vermek için teknolojiyle birlikte modüler mutfakları geliştirmeye devam edeceğiz. Mutfaklarda verimliliğin ön plana çıktığı bu dönemde; işletme maliyetlerini azaltacak, birden fazla menüye hitap eden ve şartların değiştiği zamanda da farklı konseptlere adapte olabilecek esnek endüstriyel mutfak çözümleri sunmaya devam edeceğiz.”
Dilek Öztiryaki: Öztiryakiler kadınlardan güç alıyor!
Endüstriyel mutfak sektörünün öncü markalarından olan Öztiryakiler, yönetim kadrosunda yer alan profesyonel iş kadınlarından güç almaya devam ediyor. Öztiryakiler Kurumsal İletişim Yöneticisi Dilek Öztiryaki Urfalılar, İhracat Koordinatörü Özlem Öztiryaki Yılmaz ve Proje Taahhüt Zincir Restoranlar Satış Müdürü Neslihan Parlak, ‘Endüstriyel Mutfakta Kadın Eli’nin önemli üç temsilcisi olarak sektöre değerli katkılar sağlıyor.
Öztiryakiler İhracat Koordinatörü Özlem Öztiryaki Yılmaz, aile şirketi olan Öztiryakiler’de 27 yıldır aktif olarak çalışıyor. Yılmaz, “Firma bünyesinde imalattan satış pazarlama, finansman, denetim gibi farklı bölümlerde olmak üzere 145 kadın çalışanımız bulunuyor. Uluslararası yapılan çalışmalarda da hep vurgulandığı gibi kadın yöneticilerin iş hayatındaki bakış açılarında gelir artışı ve kâr marjı konularında hep daha doğru kararlar aldığını görüyoruz” diyor. “Markamızın ve ailemizin sektördeki saygınlığı, sektörün büyüğü, sahiplenicisi olarak görülmesi benim kadın olarak bu ortamlarda hep saygı ve destek görmemi sağlıyor” diyen Öztiryakiler Kurumsal İletişim Yöneticisi Dilek Öztiryaki Urfalılar, tüm kadın çalışanlarına aile sıcaklığını sağlıyor, onların da aynı duygularla işlerine sarılmalarını arzu ettiklerini söylüyor. Öztiryakiler Proje Taahhüt Zincir Restoranlar Satış Müdürü Neslihan Parlak ise “Öztiryakiler ailesinin kadın bireyleri olarak, farklı bir bakışı açısı kattığımızı düşünüyorum. Bu bakış açısının da proje tasarım, planlama, iletişim ve kriz yönetiminde oldukça etkisini görüyoruz. Kadın yöneticiler; çalışanların sorunlarına daha çok ilgi gösterebiliyorlar” diye konuşuyor.
“Sektörde kadın yönetici az”
Türkiye’de ve dünyada endüstriyel mutfak imalat sektöründe kadın yöneticilerin çok az olduğunu ifade eden Yılmaz pazarlama konusunda yoğun seyahat gerektiren çalışma şartları sebebiyle kadın çalışanların zorlanabildiğini dile getiriyor. Gastronomi sektöründe bundan 15 yıl öncesinde kadın şeflerin sayısının oldukça az olduğuna dikkat çeken Dilek Öztiryaki Urfalılar ise, “Mutfağın önüne çıkan kadın şef sayısı yok denecek gibiydi ama bu geçen 15 yılda gastronomi dünyasında çok başarılı kadın şefler yetişti. Kadının olduğu her iş ortamında saygı, seviye olduğundan titizlik vardır. Kadın çalışanlarımızın şirketimizin üretim alanlarında görev almasıyla üretim bölümlerindeki erkek çalışanlarımızın kendilerine daha çeki düzen verdiğini görebiliyoruz” diye konuşuyor. Endüstriyel mutfak pazarında kadın yönetici olarak çalışmanın avantajları veya dezavantajları hakkında Neslihan Parlak da şunları söylüyor: “Sektörümüz maalesef erkek egemenliği altında. Şirketimiz kadın çalışanlarını ve kadın yöneticilerini her zaman destekledi. Sektörde kadın çalışan yönetici olmanın bir dezavantajı yok ama genel çalışma hayatı için kadının ailesi, çocukları, evi gibi farklı sorumlulukları da var. Endüstriyel mutfak sektörü gelişimin ve değişimin çok hızlı yaşandığı bir sektör. Bu nedenle kadın erkek bu sektördeki herkesin kendini geliştirmesi ve yenilemesi gerekir. Yalnızca bu sektörde değil; tüm sektörlerde ve hayatta kadınlar cesaretli ve istekli olmalılar.”
Sağlık sektörüne yönelik ürünler
Pandemiyle birlikte pek çok sektör değişim yaşadı. Bu değişimi kendi bünyesinde olumlu şekilde yaşayan firmalardan biri Öztiryakiler. Özlem Öztiryaki Yılmaz, “Gerek pandemi sürecinde gerekse sonrası için endüstriyel mutfakta kullanılacak daha hijyenik ürünler tasarladık. Ülkemizde her zaman ilklere imza atıyoruz. Bu süreç için de çok faydalı ve gerekli olacak sağlık sektörüne yönelik ürünler üzerinde çalışmalarımızı yoğunlaştırdık” diye konuşuyor. Dilek Öztiryaki Urfalılar, ise, iletişim bölümü olarak değişen koşullara adapte olmak için iletişim kanallarını geliştirdiklerini dile getiriyor. Urfalılar, “Pandemi sürecinden çok öncesinde başlayan aşçılık mesleğine olan ilginin artmasıyla şefler iletişim kanallarını etkin kullanmaya başladılar. Bizler de pandemi sonrası yeni normalde dijitalleşme süreçlerimizi üretimden iletişime her alanda kapsamını genişletiyoruz” diyor.
Ceren Somer
Çil: Kadınların ekonomiye katkısı olmalı
Endüstriyel mutfak sektöründe 20 yılı aşkın bir süredir hizmet veren SMR Endüstriyel Mutfak, konusunda uzman, yenilikçi ve güvenilir markalarıyla yurt içinde ve yurt dışında yol almaya devam ediyor. Endüstriyel mutfak sektörünü kadın temsilcileriyle daha da güçlü kılan firmanın kurucu ortaklarından Ceren Somer Çil, kadınların iş hayatında dengeleri olumlu etkilediğini vurguluyor.
Endüstriyel mutfak ağırlıklı olarak erkek egemen bir tablo çizse de yenilikçi pek çok firma sektörün kadınlarla daha güçleneceğine inanıyor. Bunlardan biri de SMR Endüstriyel Mutfak. Şirketin kurucu ortaklarından Ceren Somer Çil, sektörde kadın gücünün önemli temsilcilerinden biri. Sektörün genelinin aksine, SMR Endüstriyel Mutfak’ın kadın çalışanların çoğunlukta olduğu bir firma olduğunu söyleyen Ceren Somer Çil, “Kadınların çocuk bakımı ve ev yönetimiyle sınırlandırılması bireysel olarak da toplumsal olarak da büyük bir kayıp, kadınların ekonomiye katkısı olmalı. Kadın işgücünün genelde daha iyi organize olduğunu, çok boyutlu bakabildiğini ve detaycı bir yaklaşımla konuları daha sıkı takip edebildiğini düşünüyorum. Bunu da müşteri memnuniyetini artırıcı bir faktör olarak görüyorum. Ayrıca birçok işi bir arada yapma becerisiyle, çalışkanlığıyla ve güler yüzlülüğüyle kadınların iş hayatındaki dengeleri olumlu etkilediğine inanıyorum” diye konuşuyor.
“Kadın yöneticiler sektörü profesyonelleştiriyor”
“2005 yılında endüstriyel mutfak ekipmanları sektöründe çalışmaya başladığımda yetki sahibi çok az kadın vardı. Kadın olarak sektörde yer edinmek, söz sahibi olmak için daha fazla çalışmak, bir anlamda daha fazla öğrenmek gerekiyor” diyen Ceren Somer Çil şunları söylüyor: “Ataerkil geçmişi olan toplumumuzda kadın yönetici olmanın dezavantajını ancak bilgiyle ve çevrenize katma değer katarak avantaja çevirebiliyorsunuz. Artık daha fazla kadın şef var; daha fazla genç kadın babalarından mesleği devralıyor ve kadınlar sektörde daha fazla söz sahibi oluyor. Kadın yönetici olmanın sektörü daha profesyonelleşmeye ittiğini ve rekabetin artmasının kaliteyi artırdığını düşünüyorum.”
“Dijital mecralarda var olmak önemli”
“Yeme-içme sektörü bir evrim geçiriyor. Endüstriyel mutfak sektörü bu sancılı süreçte müşterilerinin ihtiyaçlarına en hızlı ve pratik şekilde cevap vermeye hazır yeter ki yeme-içmeye talep olsun” diyen Ceren Somer Çil, firma olarak daha az personelle ve daha fazla sosyal mesafeyle çalışma imkanı tanıyan ve gel-al konseptiyle paket servis kalitesini artıran ekipmanların satışına ağırlık verdiklerini söylüyor. Bu süreçte hijyenik çözümler sunan ürünlerin ön plana çıktığını belirten Çil, sosyal medyanın da dahil olduğu dijital mecraların kullanımının pandemiyle birlikte tahmin edilemeyecek hızda büyüdüğüne de dikkat çekiyor ve ekliyor: “Yeni normalde dijital mecralarda var olmanın önemli olduğunu düşünüyorum. Bu zor süreçte ürünlerimizle özellikle sosyal medya üzerinden çözümler önerdik. Hep başkalarından beklememek gerekiyor. Ben de kişisel olarak sosyal medya yönetimi eğitimleri aldım ve işin içerisine mutfağından girdim, daha da geliştirmeyi düşünüyorum.
Zeynep Orcan
Savun: Kadın erkek ayrımını doğru bulmuyorum
Espresso makinelerinde, İtalyan firması Nuova Simonelli’nin 80 yıllık tecrübesiyle hizmet veren Tecnocoffee markası hem yeni hem de yeniliklere açık bir marka. Sektörde başarılı olmayı iyi takım oyunuyla ilişkilendiren Tecnocoffee Genel Müdürü Zeynep Orcan Savun, kadın ya da erkek ayrımı yapmayı doğru bulmadığını, takımın sağlam bir oyuncusu olmayı önemsediğini anlatıyor.
Tecnocoffee sektörde yeni bir marka. Ardında ise 80 yıllık tecrübesiye İtalya Nuova Simonelli markasının üretim desteği var. Kahve makineleri alanında 18 farklı ürün grubuyla hizmet veren markanın Genel Müdürü ise Zeynep Orcan Savun. Sektörün kadın profesyonellerinden biri olarak bugüne kadar ne kendini ne de çalışanlarını kadın ya da erkek şeklinde bir yaklaşımla konumlandırmadığını belirten Zeynep Orcan Savun, kurumsal hayatta geçirdiği uzun yılların ve çok uluslu şirketlerde yaptığı yöneticilik görevi deneyimlerinin ardından takım oyununun önemine dikkat çekiyor. “Buralar hep takım oyununu öğretir” diyen Zeynep Orcan Savun, “Takımın sağlam bir oyuncusu olmazsanız, bu sadece sizin kariyerinizi değil, yapılan işin kalitesini de etkiler. Bu nedenle öncelikle, birey olarak işime ve profesyonel anlamda kendime ne katabilirim diye baktım. Çalışanlarımızla da mümkün olduğunca kendilerini iyi ifade edebilecekleri ve gelişime açık olabilecekleri bir atmosfer oluşturmaya çalıştık" diye konuşuyor.
"Farklı senaryolarımız olmalı"
Zeynep Orcan Savun, gastronomi sektöründe kadınların sayıca çok olmadıklarını dile getirerek şunları söylüyor: “Ancak bugün bulunduğumuz noktada, bizlerin pozisyonunda kadın ya da erkek olmanın bir avantajı ya da dezavantajı olup olmadığını değerlendirmek zor. Bir yıldan aşkın süredir, jenerasyonumuzun daha önce hiç deneyimlemediği kısıtlamalar, bilinmezlikler, endişelerle dolu bir dönem yaşıyoruz. Ayakta kalabilmek, işi sürdürebilmek, kimseyi mağdur etmemek, her an ortaya çıkabilecek başka bir değişikliğe hızla adapte olabilmek için reflekslerimizi ve farklı senaryo planlarımızı güçlü tutmamız gerekiyor. Böyle bir ortamda kadın ya da erkek ayrımı yapmayı doğru görmüyorum. Her alandan paydaşlarımızla, müşterilerimizle, birebirde temeli saygıya dayalı, samimi ve iyi ilişkiler geliştirmeyi başardık. Bu sayede de gücümüzü koruyabildiğimize inanıyorum.”
"Pandemi sürecine güçlü girdik"
Zeynep Orcan Savun, yeni normale uyum sağlamak konusunda ve süreçle ilgili olarak şunları aktarıyor: “Şirket olarak 2017’nin sonlarından bugüne kadar devam eden ekonomideki negatif ortamı öngörerek finansal anlamda önlemlerimizi aldığımız için pandemi sürecine güçlü girmiş olduk. Birçok işyeri gibi hem kendi çalışanlarımızın hem de müşterilerimizin sağlığı için uzaktan çalışma ve dönüşümlü şekilde kısa çalışma sistemlerini hemen uyguladık. Showroom’umuza randevusuz ve maskesiz kimseyi kabul etmedik. Öte yandan işimizin sürdürülebilirliği açısından da stok yönetimimizi titizlikle yaptık; ev tipi ve taşınabilir ürünlere bir dönem daha ağırlık verirken 3 ay içerisinde internet alışveriş sitemizi açtık. Burada ürün yelpazemizi genişletip her an sektörün sizin de dediğiniz yeni normalde ihtiyaç duyabileceği farklı ekipmanları satışa sunduk."