Soner Günay: İnsanları mutlu eden sihre tanıklık ettim

Ailesinin bu işi yapmasından dolayı küçük yaşlarda mutfağa ilgi duyan Cullinan Belek Executive Chef’i Soner Günay, 2003 yılından bugüne Aygün Grup bünyesinde çalışıyor. Yolun başındaki gençlere meslekte başarının sırrını “Tutkularını kaybetmemeleri ve meslek hayatları boyunca ilk günlerde hissettikleri heyecanı sürdürmeleri” cümlesi ile veriyor. 

Sizi biraz yakından tanımak isteriz… Mesleğe ne zaman ve nasıl başladınız? Sizi mesleğe yönelten ve seçmenizi sağlayan ne oldu?

Profesyonel meslek hayatıma 1994 yılında turizm alanında çalışarak başladım. Mesleğe başlamamdaki en büyük etken ailemin de bu işi yapıyor olmasıydı. Ailemden dolayı küçük yaştan itibaren mutfağa ve oradan çıkıp insanları mutlu eden sihre tanıklık ettim. İlerleyen dönemlerde kendimi bu alanda geliştirmeye karar verdim. 

Profesyonel mutfak yaşamınızda ana duraklarınız nerelerdi; hangi mecralarda hangi pozisyonlarda yer aldınız?

 2003 yılından itibaren yaklaşık yirmi yıldır Aygün Grup ile çalışıyorum. Buradaki macerama aşçıbaşı yardımcısı olarak başladım. 9 buçuk sene bu görevi üstlendikten sonra Executive Chef oldum. Bu pozisyondaki maceram ise 9 yıl sürdü. İki yılı aşkın süredir ise Cluster Executive Chef olarak Aygün Grup’ta hizmet veriyorum.

Cullinan Belek’in Executive Chef’i olmak sizin için ne anlam ifade ediyor?

Cullinan Belek’in sağladığı lezzet standartlarını ve gastronomi alanındaki başarısını kabul etmek gerekiyor. Konu özellikle farklı ülkelerin mutfağıysa Cullinan Belek, standartlaştırdığı lezzet ve sunduğu hizmet bakımından Türkiye’deki en başarılı otellerden biri. Dünya mutfaklarının en özel seçkilerinin sunulduğu a la carte restoranları ile Cullinan Belek rakiplerinin arasından rahatlıkla sıyrılıyor. Bir şef olarak benim için çeşitli mutfaklardaki başarısı ve a la carte restoranlarındaki lezzeti ile ünlenmiş olan bu otelde çalışmak kesinlikle gurur verici. 

Cullinan Belek’in menüsü hangi yönleri ile öne çıkıyor? Spesiyalitesi ya da klasik lezzetleri neler?

Otel mutfağımızın temel prensibi yaptığımız yemeği çıkış noktasına uygun şekilde hazırlamak ve servis etmek. Yapılan her yemek dünyaca ünlü şeflerin maharetli ellerinden yalnızca taptaze mevsim sebzeleri kullanılarak orijinaline uygun şekilde kıymetli misafirlerimize sunulmak üzere hazırlanıyor. Özellikle Cullinan Belek’in yetenekli şefleri gastronomik yenilikleri takip edip bunları hazırladıkları tabaklara entegre edince çıkan tabakların dünya standartlarında olması kaçınılmaz oluyor. Bu sayede menüdeki her yemek konuklarımız için birer vazgeçilmez haline geliyor. 

İmza lezzet yaratmada kurumsal etki ne kadar bağlayıcı?

Türkiye, her yönüyle olduğu gibi, sunabildiği eşsiz lezzetleriyle de dünyanın her yerinden gelen misafirlerin ilgisini çeken bir gastronomiye sahip. Her  restoranın imza lezzeti olmalı. Cullinan Belek’te bu konuda oldukça iddialı olduğumuzu söyleyebiliriz. Ancak burada Aygün Grup’un 1970’li yıllardan bu yana restoran işletmeciliği tecrübesi de oldukça önemli ve önümüzü açan bir durum. Hasır restoran markası ile Avrupa’da ve Türkiye’nin birçok noktasında 50 yılı aşkın bir tecrübeden bahsediyoruz. Çünkü imza lezzetler yaratılırken bireysel yetenekler her zaman yeterli olmuyor. İmza lezzeti yaratma  süreci zorlu bir süreç olsa da kurumsal hafıza ve deneyim yaratıcılığın önünü açıyor ve yeteneğinize yön gösteriyor.

Mutfağınızda aradığınız en önemli unsurlar nedir?

Ürünlerin en yüksek kalitede ve özenle seçilmiş olması vazgeçilmez prensibimiz. Diğer bir konu ise aynı özeni paylaşabileceğiniz bir ekiple çalışmak. Üçüncü konu ise ürünün, kalitenin, mutfağın ve sunumun değerini  bilen bir markayla çalışmak. Bu sayede servis edilen her ürün en kaliteli lezzet deneyimiyle sonuçlanıyor.

Meslek hayatınız boyunca en çok zorlandığınız noktalar nelerdi ve siz nasıl üstesinden geldiniz? Mesleğin başında olan gençlere yaşadığınız zorluklardan hareketle öneri ve tavsiyeleriniz neler olur?

Dünyanın her yerinden misafir ağırlıyoruz. Bu nedenle yaptığımız iş her yönüyle zorlayıcı ve dikkat gerektiriyor. Bazen mesleğimiz kişisel hayatımızın önüne geçebiliyor. Bu nedenle yemek yapmaya duyduğumuz tutkuyu kaybetmemek çok önemli. Benim bu mesleği yapmak isteyen gençlere tavsiyem; tutkularını kaybetmemeleri ve meslek hayatları boyunca ilk günlerde hissettikleri heyecanı sürdürmeleri olur.

Geleceğe yönelik hedefleriniz ya da hayalleriniz…

Bu meslekte kurulabilecek hayallerin bir sınırı yok. En büyük hedefim; mesleğimi sürdürdükçe gastronomi dünyası için yeni lezzetler üretmek ve bu lezzetleri tatmak isteyenlerle buluşturmak.