İçerdiği pek çok antioksidan sayesinde en dayanıklı yağların başında gelen zeytinyağının kalitesi, hasat edildiği ilk adımdan kullanılıp muhafaza edileceği son adıma dek gereken özenin gösterilmesiyle önem kazanıyor. Ambalajlandıktan sonra tüketilinceye kadar hangi koşullarda bekletildiği, saklandığı da bu kalite üzerinde etkili oluyor. Zeytinyağının dalından sofraya olan yolculuğunda yüksek standartlarda üretim gerçekleştiren Niz Olive, tüketicilerin yağlarını doğru koşullarda saklaması için püf noktaları paylaşıyor. Saklama sırasında en önemli etmenler ışık, sıcaklık, hava ve zaman olurken, uygun koşullar sağlanması zeytinyağının dayanıklılığını artırarak kalitesini uzun süre koruyor.
Zeytinyağı saklamada “ışık”, “sıcaklık”, “hava” ve “zaman” koşullarına dikkat!
Doğrudan ışık görmeyen, 18°C ila 20°C arasındaki sıcaklıklarda, nemden uzak ve mümkün olduğunca kendi ambalajında saklanması, zeytinyağının uzun süre tadının da korunarak kullanılması açısından önem taşıyor. Zeytinyağı en doğru şekilde ışığı içine almayan renkli bir cam ambalajda saklanırken koku barındıran ortamlardan da uzakta muhafaza edilmesi gerekiyor. Kapağı açılmayan bir zeytinyağının raf ömrü iki yıl olurken kapağı açılan bir zeytinyağının içeriğindeki faydalı minerallerinin özelliğini kaybetmemesi için de iki ay içinde tüketilmesi püf noktalar arasında bulunuyor. Filtreden geçmiş zeytinyağlarında ise kapağı açıldıktan sonraki kullanım süresi bir yıla kadar uzuyor. Orijinal ambalajı açılan bir zeytinyağının daha sonraki kullanımlar için ağzının sıkıca kapatılarak serin ve kuru bir ortamda saklanması, bitime kadarki lezzetini korumaya yardımcı oluyor.