Uluslararası Ürün Güvenliği Sempozyumu başladı

Avrupa Birliği ve Türkiye Cumhuriyeti’nin eş finansmanıyla yürüyen proje kapsamında düzenlenen Uluslararası Ürün Güvenliği Sempozyumu’nda Türkiye’nin ürün güvenliği alanında attığı adımlar masaya yatırıldı.

Türkiye ile Avrupa Birliği’nin eş finansmanıyla uygulanan ‘Ürün Güvenliği, Piyasa Gözetimi ve Denetimi ile Uygunluk Değerlendirmesi Alanlarında Farkındalığın Artırılması Teknik Destek Projesi’ kapsamında gerçekleştirilen Uluslararası Ürün Güvenliği Sempozyumu başladı. İki gün sürecek sempozyumda, Türkiye’nin ürün güvenliği alanında attığı adımlar masaya yatırıldı.

“Türkiye’deki sistem Avrupa’daki ürün güvenliği sistemine denktir”

Açılışta konuşan Ticaret Bakan Yardımcısı Mustafa Tuzcu, “Ürün güvenliği hepimizi yakından ilgilendiriyor. Piyasadaki ürünleri kendimiz ve ailelerimiz için satın alıyoruz. Bu ürünlerin tehlike arz etmemesi son derece önemli. Vatandaşlarımızı bu ürünlerin arz edebileceği risklere karşı korumak da kamu otoritesi olarak bizim en temel görevlerimizden biri. Bugün rahatlıkla şunu söyleyebiliriz ki, Türkiye de kurulan ürün güvenliği sistemi, ürün güvenliği alanında dünyada uygulanan temel prensipleri ve kuralları belirleyen Avrupa Birliği’nin ürün güvenliği sistemine denktir.” ifadelerini kullandı.

“Avrupa Birliği çalışmalarının katkısı büyük”

Avrupa Birliği’nin teknik mevzuatına uyum çalışmalarının Türkiye’nin bugünkü küresel çapta yüksek kalite ve güvenlikte ürün kalitesine ulaşmasında ve sanayi altyapısının dönüşümünde büyük katkıları olduğunu belirten Tuzcu, “Uyum çalışmalarımız kapsamında yeni bir ürün güvenliği ve teknik düzenlemeler kanunu hazırladık ve bu kanun mart ayında yürürlüğe girdi. Bu kanun ürün güvenliği alanında adeta reform niteliğinde yenilikler getirdi. Biz bu Kanunla Türk Malı imajının yabancı pazarlarda da korunmasını teminen güvensiz ya da tağşişe konu ürün ihracatını yasakladık. Bu tür ürün ihraç eden firmalara da caydırıcı müeyyideler getirdik. İkinci önemli unsur ise e-ticareti kanun kapsamına aldık. Böylelikle uygunsuz ürünün satışına aracılık eden internet, radyo veya televizyon firmalarına da müeyyideleri uygulanabilir hale getirdik.” dedi.

"Dinamik Türk sanayii AB tedarik zincirinin önemli parçası"

AB Türkiye Delegasyonu Başkanı Büyükelçi Nikolaus Meyer-Landrut da “Dinamik Türk sanayii, AB tedarik zincirinin önemli bir parçasıdır. Türk şirketleri, işletmeleri Türk uygunluk değerlendirme kuruluşlarının, AB tarafından tanınmış kuruluşların gözetiminde başarılı üretimler gerçekleştirmektedir. Özellikle yatay politika alanları; akreditasyon standartları, kalite güvencesi gibi alanlar, AB açısından Türkiye’nin önemli ilerleme kaydettiği alanlar arasında yer alıyor.” şeklinde konuştu.