The Stay, çevreci, sanatsever ve stil sahibi

Türkiye’nin uluslararası sertifikalı ilk karbon nötr otel grubu olan The Stay, çözüm odaklı, kişiselleştirilmiş ve çokça ayrıcalıklı hizmet anlayışına sahip. Temel ilkelerinde çevre hassasiyeti ve sürdürebilirlik olan beş otelinde konuklarını ağırlayan marka, içinde bulunduğu lokasyonların kültürünü yansıtan mimari yapılara da değer katıyor. The Stay Yönetici Ortağı ve CEO Ali İspahani, “Stratejilerden çok hikayeler yaratmayı seviyoruz. Sürekli olarak sanata, çevreye ve geleceğe dair projeler üretmemizin neticesinde bilinirliğimiz ve iz bırakmamız organik olarak gerçekleşiyor” diyor.

Aliye GÜMÜŞ 

Temel ilkelerinde çevre hassasiyeti ve sürdürebilirlik olan beş otelinde konuklarını ağırlayan The Stay’i tanımlayan olgular arasında; sanatsever, çevreci ve stil sahibi olmak yer alıyor. Marka çözüm odaklı, kişiselleştirilmiş ve çokça ayrıcalıklı hizmet anlayışına sahip bir kategoride yer alıyor. “Sektörün diğer paydaşlarıyla rekabetten ziyade bir bütünün parçası olarak birbirini destekleyen ve iyileştiren bir felsefeye sahibiz” diyen The Stay Yönetici Ortağı ve CEO Ali İspahani ile grubun hizmet anlayışını ve sürdürülebilirlik temelli gelecek planlarını konuştuk.

The Stay Grup bünyesinde kaç otel var? Konsept özellikleriyle nasıl farklılık gösteriyorlar?

İstanbul’da Bebek Hotel by The Stay, The Stay Bosphorus, The Stay Nişantaşı ve The Stay Boulevard Nişantaşı, Alaçatı’da ise grubumuzun ilk oteli The Stay Warehouse olmak üzere toplam beş otelimiz bulunuyor. The Stay olarak içinde bulunduğumuz lokasyonların kültürünü yansıtan mimari yapılara değer katarak grubumuzun DNA’sıyla uyumlu bir yaşam stili belirliyoruz. Alaçatı’nın merkezinde, geçmişte depo olarak kullanılan ve sürdürülebilir turizm anlayışının ekolojik simgelerinden biri olan The Stay Warehouse, yıl boyunca küratörlüğünü gerçekleştirdiğimiz birçok kültürel programa ev sahipliği yapıyor. İstanbul’un sanat, moda ve alışveriş merkezinde yer alan The Stay Nişantaşı ve The Stay Boulevard, büyüleyici bir tarihi dokuya sahip olan boğaz manzaralı The Stay Bosphorus, aynı kimlik ve kişiselleştirilmiş hizmet anlayışı çerçevesinde, ihtiyaca bağlı olarak farklı alternatifler sunabiliyor. Bebek Hotel ise hem otel tarafı hem de restoranları ve barı ile 1950'lerden bu yana unutulmayan tarihini korurken aynı zamanda sanatın, gastronominin ve modernizmin de önemli bir temsilcisi olarak sosyal hayatın nabzını tutuyor.

Konaklama sektöründe marka olarak kendinizi nasıl konumluyorsunuz? Rekabette nasıl farklılaşıyorsunuz?

Çözüm odaklı, kişiselleştirilmiş ve çokça ayrıcalıklı hizmet anlayışına sahip bir kategoride yer alıyoruz. Sektörün diğer paydaşlarıyla rekabetten ziyade bir bütünün parçası olarak birbirini destekleyen ve iyileştiren bir felsefeye sahibiz. Bunun en son örneğini karbon ayak izi sıfırlama çalışmalarımız sırasında yaşadık. The Stay’in Türkiye’nin ilk karbon nötr otel grubu olmasının ardından pek çok otelin de benzer bir çalışma yapmak istediğini öğrendik ve bunu mutlulukla, gururla karşıladık.

Otelcilik sektöründeki büyüme stratejiniz nasıl? 

The Stay Otelleri 2017’de kuruldu. Alaçatı’da bir otelimiz ve İstanbul’da renove ederek hizmete kazandırdığımız dört otelimiz bulunuyor. Yapı ve lokasyon olarak farklı olsa da her otelimizde ortak bir deneyim sunuyoruz ve en büyük amacımız büyümekten ziyade bu deneyimi mükemmel bir şekilde hayata geçirmek. Bu yüzden tabii ki önümüzdeki dönemlerde yeni lokasyonlarda yeni yatırımlarımız da olacak ancak yaşamın ritmine uygun, telaşsız ilerlemeyi uygun görüyoruz. 

Yeni otel projelerinizden bahseder misiniz?? 

Son yatırımımız The Stay Boulevard Nişantaşı açılıyor. Nişantaşı’ndaki ikinci yatırımımız olan Boulevard, semtin merkezindeki en zarif yapılardan birisinde yer alıyor. Tüm otellerimizde olduğu gibi sanat, kültür ve yüksek tasarımı bir araya getiriyor. Misafir odaları Mahmut Anlar, ortak alanlar ise Toner Mimarlık tarafından şık ve modern bir şekilde renove edildi. Grubumuzun DNA’sıyla uygun olarak odalar, süitler ve genel alanlarda lokal ve uluslararası sanatçıların eserleri yer alıyor. 

Bir diğer yakın gelecek projemiz; Çeşme’de bulunan The Stay Pastoral hem lüks hem de sürdürülebilir pastoral bir yaşam tarzının ilkelliği ile gelişmişliğini birleştiren yeni bir doğa deneyimi olarak açılacak. Türkiye’nin ilk lüks çadır oteli, doğal ortamda tarladan masaya gastronomik bir deneyim sunacak. İçinde bulunduğu coğrafyadaki sosyo-kültürel, ekonomik, çevresel değerleri korumayı ve geliştirmeyi önemseyen bir otel olacak. The Stay Pastoral’le karbon ayak izini azaltmak ve bulunduğu çevreye uyum sağlamak adına enerji ve doğal kaynakları en verimli şekilde kullanmayı hedefliyoruz. Rüzgâr tribünlerinin ürettiği şebeke elektriğinin yanı sıra güneş panelleriyle kendi ek enerjisini üretecek. Kullanılacak elektronikte minimum düzeyde enerji harcayan ürünler tercih edilecek. Gri su da dahil olmak üzere kullanılan sular yüksek teknoloji arıtma sistemleriyle tarımda tekrar kullanılabilir hale getirilecek. Ağaç kesmeden, çevreyle uyumlu olacak şekilde florayı destekleyecek ekimler yapılarak doğa zenginleştirilecek. İş gücü lokal çevreden seçilerek bulunulan bölge ekonomisi desteklenecek. Geri dönüştürülebilir materyal kullanımına önem gösterilerek gelecek nesillere daha temiz bir çevre bırakılacak.

Misafir profiliniz ve pazarlama stratejinizden söz eder misiniz?

Biz tüm misafirlerimizi evimize gelen konukmuşçasına aynı misafirperverlikle ağırlıyoruz. Eğer kahvaltıda sadece beyaz peynir yediyseniz ertesi gün tabağınıza daha çok beyaz peynir koyuyor, yattığınız yere göre yatağı düzenliyor, mini barınıza, şarap seçiminize dikkat ediyoruz. Ertesi gün siz söylemeden kahveyi istediğiniz gibi getiriyoruz. Misafire gitmek istediği yeri haritadan göstermekle yetinmeyip onu taksiye bindiriyor, gittiği yerde bir tanıdık varsa ona emanet ediyoruz. Stratejilerden çok hikayeler yaratmayı seviyoruz. Sürekli olarak sanata, çevreye ve geleceğe dair projeler üretmemizin neticesinde bilinirliğimiz ve iz bırakmamız organik olarak gerçekleşiyor. Otellerimizin tüm alanlarında her geçen gün artan sanat koleksiyonumuz ile sanatın genel alanlarda ulaşılabilirliğinin artması bakımından besleyici ve destekleyici bir hareket olduğuna inanıyoruz. The Stay Warehouse’da sene boyunca tiyatro hafta sonları ve ödüllü film gösterimleri, festivaller, sergiler gerçekleştiriyoruz.

Gastronomide hayata geçirdiğiniz projeler var mı? Mutfak konseptleriniz otellere göre farklılık gösteriyor mu?

Gastronomi yolculuğu The Stay’in önemli parçalarından biri. Her otelimizde misafirlerimizin deneyimlemekten keyif alacağı, mevsimine göre değişen menüler sunuyoruz. Warehouse, bulunduğu bölge itibariyle lokal ürünleri en çok kullandığımız otellerimizden biri elbette. Ama bunun yanı sıra diğer otellerimizde de doğal ürünlerin tedariki konusu hassas noktalarımız arasında. Bebek Hotel’in lezzetli ve gastronomi alanında ses getiren menü konseptleri çok sevildi. Geçen kış Fransız konseptli menümüz misafirlerimizden büyük ilgi gördü. Tabii geniş kahvaltı menümüzle Bebek Hotel, özellikle hafta sonlarında çok fazla tercih ediliyor. Ayrıca Bebek Hotel’de şefimiz Demir Özkal’ın lezzetlerine ek olarak bu yaz boyunca Yunanistan’ın en başarılı ve bilinen şeflerinden Athinagoras Kostakos da konuk şef olarak bizimle olacak.

The Stay karbon nötr çalışmaları hakkında bilgi verebilir misiniz?

2020 yılında başlayan karbon nötr çalışmalarımızı bu yıl tamamladık ve tüm otellerimizde aynı zamanda genel merkez ve depolarımızda karbon emisyonunu sıfırlayarak Türkiye’deki uluslararası sertifikalı ilk karbon nötr otel grubu olduk. Yaklaşık 2 yıl süren bu çalışmalar 3 aşamalı olarak gerçekleşti. Birinci aşamada, The Stay Nişantaşı, Bosphorus, Warehouse ve Bebek Hotel’in, tüm kullanılan alan ve taşıtların dahil edildiği tüketim planı üzerinden toplam karbon emisyonunun ölçümü sertifikalı uzman danışmanlarla birlikte gerçekleştirildi. İkinci aşama; dünyada ve Türkiye’de Gold Standart ve IREC gibi uluslararası sertifikasyon sistemleri tarafından onaylanmış projelere, ortaya çıkan emisyon miktarını nötrleyecek oranda yatırım ve destekte bulunuldu. Üçüncü ve son aşamada; tüm bu süreç Bureau Veritas tarafından onaylanarak “Carbon Neutral” sertifikası alındı. Gerçekleştirdiğimiz çalışmalarda dünyaya ve yeni nesillere karşı olan sorumluluğumuz bizim ilham kaynağımızdı. Bu süreç bundan sonra her sene geçmiş senenin değerlerine dair aynı aşama ve çalışmaların gerçekleştirilmesiyle dünyaya ve geleceğe katkıda bulunmaya devam edecek.