Mövenpick Hotel Istanbul Golden Horn, Boğazın doğal bir uzantısı olan Haliç'in tarihi dokusundan ilhamla yeşil bina konseptinde tasarlanan butik bir otel. Tarihi Yarımada’da yer alan Mövenpick Hotel Istanbul Golden Horn, Sky Dome Lounge restoranıyla da Anadolu medeniyetlerinin lezzetlerini, Akdeniz ve Levanten mutfaklarının özel tatlarıyla buluşturan özgün bir gastronomik deneyim sunuyor.
Mövenpick Hotel İstanbul Golden Horn’un teras katında yer alan Sky Dome Lounge’un menüsünde, Lübnan usulü humus, muhammara, bademli pazı, vişne ve dut pekmeziyle lezzetlendirilen yaprak sarma gibi farklı soğuk tadımlar yer alıyor. Sıcak tadımlarda ise; deniz mahsullü patlıcan pabucaki, mantarlı arancini, keçi peyniri ve pastırmalı kızarmış kabak çiçeği dolması; ana yemeklerde klasik tariflere ek olarak elma püresi ve çikolatalı trüf sos eşliğinde dana yanak konfit ve sarımsaklı dağ mantarları ile limonlu somon şiş gibi özgün lezzetler tatmak mümkün. Mutfakta ise, Mövenpick Hotel İstanbul Golden Horn Executive Chef’i Cenap Varol liderliğinde deneyimli bir ekip bulunuyor.
Dünyanın bilinen otel zincirlerinin üst segment otellerinde 25 yıldır sous chef ve executive chef olarak çalışan Cenap Varol, bir dönem Michelin yıldızlı Fransız Chef Fabrice Giraud’un yardımcılığını yapıyor. Mövenpick markasının da bağlı olduğu Accor’un otel grubunda orta ve ekonomik oteller segmentinde executive chef olarak 21 otelin yönetimine hizmet eden Varol, sürdürülebilir yenilik felsefesiyle yaratıcı menülere imza atıyor. Cenap Varol ile meslek yaşamı ve mutfak anlayışı üzerine konuştuk.
Bugüne kadarki meslek yaşamınızdan bahseder misiniz?
Etiler Anadolu Otelcilik Lisesini bitirdikten sonra, üniversitelerin, aşçılık, turizm otelcilik ve işletme bölümlerinde eğitim aldım. Meslek hayatıma 1997 yılında The Marmara İstanbul’da stajyer olarak başladım. Ardından 2000 ile 2007 yılları arasında Swissotel The Bosphorus Istanbul Hotels’de çalıştım. Askerlik görevini tamamladıktan sonra sırasıyla Four Seasons Hotel Istanbul At The Bosphorus açılış, Grand Hyatt Istanbul, Shangri-La Bosphorus açılış ekiplerinde şef olarak görev yaptıktan sonra, Accor oteller grubuna transfer oldum. Buradaki 5 yıllık sürecimi Accor otelleri Mid-Scale ve Economy gruplarında Türkiye Mutfak Şefliği pozisyonuyla tamamladım. Ardından İstanbul ve yurt dışı restoran ve otel gruplarına danışmanlık verdim. Türkiye Basketbol Federasyonu kamplarına danışman şef olarak gittim. İstanbul ve yurt dışı otel ve restoran projelerinde çeşitli ödüller kazandıktan sonra; şimdi Accor grubuna bağlı Mövenpick Hotel İstanbul Golden Horn’un Executive Chef’i olarak çalışıyorum.
Meslek olarak aşçılığı seçmenizin özel bir sebebi ya da hikayesi var mı? İlham aldığınız isimler oldu mu?
Çocukluk yıllarımda seyrettiğim televizyon programlarının etkisinde kalarak şef olmaya karar verdim. Selçuk Kuzu’nun yaptığı televizyon programlarından etkilendim ve örnek aldığım ilk kişi kendisi oldu. Mesleki hayatıma adım attıktan sonra Joël Robuchon, Alain Ducasse gibi şefleri örnek almaya başladım.
Mutfak anlayışınızda neler ön plana çıkıyor?
Planlı, disiplinli, yenilikler yapmayı seven, günümüz gastronomi konseptlerini takip eden, yaşam tarzları ve kültürleri inceleyen, yemekleri araştırmayı seven biriyim.
Kullanmayı sevdiğiniz malzemeler hangileri? Sizi en çok etkileyen ürünler neler?
Elbette taze ve mevsiminde ürünler kullanmayı seviyorum. Türkiye’nin yerel ürünleri ve Uzak Doğu menşeili gıda ürünleri beni etkiliyor.
Reçete oluştururken neleri göz önüne alıyorsunuz? Bir şef olarak hangi dinamikleri önemsiyorsunuz daha çok?
Mevsime uygun taze ürünler, hitap edeceğim kesim, sadelik, lezzet ve sunum.
Mövenpick Hotel Istanbul Golden Horn menüsüne ne tür yenilikler ve farklar kattınız?
Burada farklı bir bakış açısıyla ilerleyip geniş bir meyhane menüsü hazırladık. Menüde Levanten lezzetlerinin yanı sıra ürk, Ermeni, Rum ve Sefarad mutfağı gibi Anadolu medeniyetlerinden seçmeler, İspanyol ve İtalyan yemeklerinden çeşitlerle ilerleyerek hem şarap hem rakıya eşlik edebilecek bir menü tasarladık.
Spesiyalitelerinizden bahseder misiniz?
Pancarlı Ezine peyniri, narenciyede pişmiş somon, Halhalı zeytinli zahter salatası, pastırmalı ve keçi peynirli kabak çiçeği ve ponzu soslu ızgara dana dil.
Sunumlarınızda öne çıkan özellik nedir?
Sadelik, tazelik ve renk uyumu.
Mutfağınızda yerel ürünlerin kullanımına yönelik yaklaşımlarınız neler?
Menümüzde Anadolu’daki birçok bölgeden özenle seçip getirdiğimiz ürünleri kullanıyoruz. Türk mutfağını ön plana çıkarmak için uzun yıllardır çalışmalar yapıyorum.
Türkiye’deki mutfak anlayışını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Son 10 yıllık süreçte Türk mutfağında çok güzel ilerlemeler kaydedildi. Bunun yanında yerli ürüne olan ilgi arttı. Eskiden daha çok ithal ürün kullanırken artık daha çok az bilinen yerli ürünler kullanılarak menüler çeşitlendirilmeye başlandı. Tarihin tozlu sayfalarından araştırılarak indirilen reçeteler artık menülerde yerlerini alıyor.