Uluslararası otel zinciri Marriott’un üst segment markalarından Sheraton’un en yeni oteli İstanbul Esenyurt, Güray Group’un yatırımıyla geçen yıl ağustos ayında kapılarını açmıştı. “Sanat ve sanatçı dostu” felsefesiyle Mimar Sinan Kafadar tarafından tasarlanan otel, İstanbul’daki nitelikli ve geniş olanaklı konaklama tesislerinden biri.
Sheraton İstanbul Esenyurt Hotel; 269 lüks misafir odası, 1350 metrekare alana kurulu spa, Infinity yüzme havuzu ve fitness salonu, 12 kişiden 1000 kişiye kadar etkinliklerin yapılabileceği farklı büyüklükteki salonlarıyla bölgedeki önemli bir ihtiyaca cevap veriyor. Açıldığı günden bu yana 133 ülkeden konuğu ağırlayan otelin konferans alanında tamamen akıllı teknolojiyle hizmet veren 1 adet 1000 kişilik, 4 adet 100-200 kişilik, 3 adet 10-30 kişilik etkinlik salonları yer alıyor. Bu yapısıyla da bölgenin üst segment konaklama, toplantı ve etkinlik alanı ihtiyacını gideren bir tesis olarak öne çıkıyor.
Yüksek teknoloji, güvenli bina
Başta Metex Design’dan Sinan Kafadar ve Gülümser Gülmez olmak üzere değerli mimarlarla çalışılan otel mimarisi; yüksek bina konusunda uluslararası tecrübeye sahip Emir Mühendislik’ten Adnan Öğüt, İTÜ İnşaat Fakültesi Zemin Mekaniği Emekli Öğretim Üyesi rahmetli Doç. Dr. Tuğrul Özkan, Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi Deprem Ana Bilim Dalı akademisyenlerinden DR. Şamil Şeref Polat, yüksek binalarda deprem ve rüzgar tasarımı uzmanı olarak Los Angeles Üniversitesi’nden Dr. Öğretim Üyesi Barış Erkuş, beton ve demir kalite kontrol danışmanı olarak İTÜ İnşaat Fakültesi Eski Dekanı Prof. Dr. Mehmet Ali Taşdemir gibi isimlerle yüksek teknolojik otomasyon sistemi ile kontrol edilebilen, son derece güvenli bir proje olarak hayata geçmiş.
Yerelden küresele bir mutfak
Satranç konseptiyle tasarlanan otelin restoranı 300 kişiye kadar konuk ağırlayabiliyor. Tasarımında satranç oyunundan esintiler ve görseller içeren restoranı diğerlerinden farklı kılıyor. Menü konseptinin temelini, uluslararası bilinirliği olan tatların yerel ürünlerle harmanlandığı Anadolu’nun zengin mutfağından seçme yemekler oluşturuyor. Yenilikçi ve farklı tekniklerle pişirilen yemekler, konuklara gastronomi alanında geniş yelpazede seçenekler sunuyor. Menüde geleneksel tekniklerle global ürünler ya da global tekniklerle geleneksel ürünler sentezleniyor. Sous vide tekniği ile hazırlanan marine levrek ve tandır tekniğiyle pişirilen dana yanak menünün spesiyaliteleri olarak öne çıkıyor.
Şef Sabri Canberk Gezer
2011 yılında Cambridge’de kısa bir eğitim alan şef, 2014 yılında Çanakkale 18 Mart Üniversitesi Gastronomi bölümünden mezun oluyor. 2010 yılında sektöre giren fakat sektöre uzun yıllar hizmet etmiş aile bireylerinden aldığı eğitimle sektör kültürüne hâkim olan şef, eğitim hayatı sırasında çeşitli butik restoranlar ve otellerde de çalışmış. Bunların yanı sıra da Pera Palace Hotel, Ristorante İtaly di Massimo Bottura, Asitane Restoran gibi sektörde yeniliklere öncülük eden markalar altında deneyimler kazandıktan sonra Ramada, Wyndham ve Hilton gibi zincir otellerde çeşitli pozisyonlarda görev alıyor. Massimo Bottura ile tanıştıktan sonra mutfağa bakış açısının değiştiğinden bahseden şef, yerelden küresele ulaşmayı hedefleyerek menülerini başta Anadolu ve Osmanlı Saray mutfağı olmak üzere Akdeniz mutfağı üzerine kurguluyor. Atalık tohumlardan ve yerel ürünlerden elde ettiği geleneksel yemekleri küresel tekniklerle buluşturuyor. Bu işin bir ekip işi olduğunun altını çizen şef, kendini sürekli geliştiren ve bildiklerini ekibiyle paylaşabilen, ekip ruhu oluşturan ve birlikte büyüyüp parlayabilen şeflerin mutfağımızı ileriye taşıyabileceğini düşünüyor.