Sürdürülebilir çay tarımı için örnek bahçeler aracılığıyla doğru tarımsal uygulamaların üreticilere gösterilmesini ve bu uygulamaların yaygınlaştırılmasını hedefleyen ‘Her Dem Toprak İçin’ projesi hız kesmeden devam ediyor. Çay topraklarındaki asitleşme sorunu hakkında sosyal paydaşlara yönelik farkındalık çalışmalarıyla başlayan ve 6 yıldır başarı ile devam eden proje sayesinde hayata geçirilen örnek bahçelerde yüzde 55 verim artışı sağlandı.
2016 yılında TEMA Vakfı ve Doğuş Çay iş birliğiyle dünyanın sayılı çay üretim merkezlerinden biri olan Rize’de başlatılan projeye, Trabzon ve Artvin illerinde seçilen örnek bahçeler de dahil edildi. 2022 yılında gerçekleştirilecek çalışmalarla, bu illerdeki çay bahçelerinde de örnek uygulamaların yaygınlaştırılması hedefleniyor.
“Toprak sağlığına kavuştukça, bereketi de artıyor”
Projede bugüne kadar elde edilen kazanımlara değinen TEMA Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Deniz Ataç; “2016 yılında Rize’de hayata koyduğumuz “Her Dem Toprak İçin” projesinde, başarılı geçen 6 yıldan sonra bu yıl da çalışmalarımıza hız kesmeden devam ediyoruz. Projenin ilk iki etabında, kimyasal gübre kullanımına bağlı olarak sağlığı bozulan çay bahçesi topraklarında yaşanan asitleşme sorununa dikkat çekmek ve çay tarımına olan etkileri konusunda önce farkındalık sağlamaya çalıştık. Toprağı sağlığına kavuşturacak uygulamaların gösterilmesine ağırlık verdik. Projenin 3’üncü etabında ise çalışmalarımıza Artvin ve Trabzon illerini de katarak toprak dostu uygulamaların daha fazla alanda uygulanması ve bölgede yaygınlaştırılması için çalışıyoruz. Projenin ilk iki etabında başlattığımız saha çalışmalarında kimyasal gübre kullanmadan, toprak dostu uygulamalar yaptığımız örnek bahçelerde ortalama verim yüzde 38 arttı. Toprak sağlığına kavuştukça, bereketi de artıyor. Nitekim, 2021 yılında da elde edilen verim artışı yüzde 55’e ulaştı. Henüz daha ilk uygulamaları yaptığımız yeni bahçelerde ise ilk yılda ortalama yüzde 17 oranında verim artışı sağlandı. Eğitim çalışmalarımız da hız kesmeden devam ediyor. Geçmişte 1.200 üreticiye ulaştığımız eğitimlerde, projenin üçüncü etabında 130 üretici daha eklenerek 1.330 üreticiye ulaştık. Bilindiği gibi içtiğimiz her bir yudum çayda kadın emeği var. Bu nedenle projemizin en önemli bileşenlerinden biri daima kadınlar oldu. Kadınlara yönelik eğitim çalışmalarımıza; projenin ilk iki etabında 450, üçüncü etabında da 200 olmak üzere toplam 650 kadın katılım sağladı. Çalışma yaptığımız yerlerde üreticilerin çay bahçelerinin toprak analizini yaptırıyor ve analiz sonuçlarına göre onlara tavsiyelerde bulunuyoruz. Üreticiler düzenlediğimiz bahçe günlerinde elde edilen sonuçları gözleriyle görüyor. Örneğini ortaya koyduğumuz toprak dostu uygulamaların tüm çay bahçelerine yaygınlaşması ve çay topraklarının sağlığına kavuşması çayın sürdürülebilirliği için büyük önem taşıyor” dedi.
“Rize ile başlayan yolculuğumuz tüm topraklara uzanacak”
2016 yılında TEMA Vakfı ile birlikte hayata geçirdikleri ‘Her Dem Toprak İçin’ projesiyle tüm Türkiye’de farkındalık sağladıklarını, artık Rize dışındaki illerde de uygulamaların artırılmasını hedeflediklerini belirten Doğuş Çay Yönetim Kurulu Üyesi Harika Karakan Batallı; “Çayın ana vatanı Rize’den çıkan bir marka olarak çay tarımının etkin ve verimli şekilde yapılabilmesi en önemli önceliklerimiz arasında. Çay tarımı için toprağın sağlıklı bir şekilde işlenmesinin sadece bizim gibi çay üreticileri için değil, ülke ekonomisinin geleceğini düşünen herkes için bir öncelik olması gerektiğini her fırsatta dile getiriyoruz. Hayata geçirdiğimiz ve bu yıl 6’ncı yılını dolduran ‘Her Dem Toprak İçin’ projesiyle temel amacımız; son derece hayati bir önem taşıyan ve bu önemi gün geçtikçe artan tarım hakkında, tüm kişi ve kuruluşlarda, üretici ve tüketicilerde farkındalık sağlamaktır. Günümüzde, topraklarımızı verimli kullanmak, mevcut toprakların verimliliğini artırmak hiç olmadığı kadar önemli bir noktaya gelmiş durumda. Bugün kurum ve kuruluşların bu iş özelinde harekete geçmesi, bizimse 6 yıl önce TEMA Vakfı ile çıktığımız yolculukta elde edilen sonuçlar bizim için çok gurur verici. Bu farkındalığı ve dolayısıyla toprak verimliliğini daha da artırmak en büyük hedeflerimizden biri. Projemizin ilk iki yılını içeren birinci etabı, eğitim ve farkındalık çalışmalarıyla geçti. İkinci etapta sadece Rize’de gerçekleştirdiğimiz örnek bahçe uygulamalarını üçüncü etapta şehrin dışına taşıyarak Trabzon ve Artvin gibi illerde de hayata geçirmeye başladık. Halk tarafından çok fazla olumlu geri dönüşler aldık. İkinci etabın sonunda 2020 yılında yüzde 38’e çıkardığımız çaydaki verim artışı bugün itibarıyla yüzde 55’lere kadar yükselmiş durumda. Bu yıl içerisinde Rize dışındaki illerde de örnek uygulamaları olabildiğince artırmak hedefindeyiz. Unutmayalım ki Türk çayı, tarlada kar altında kalarak yetişen tek çay. Bu haliyle de lezzet açısından önemli bir avantaja sahip. Coğrafi ve iklimsel olarak sahip olduğumuz bu avantajı, doğru tarım uygulamaları ile önemli bir rekabet avantajına dönüştürebiliriz. Bunları başarabilmek benim ve Doğuş Çay ailesi için çok büyük bir mutluluk. Bunun için var gücümüzle çalışıyoruz” dedi.
“Türkiye’nin en büyük tarım markası olmak istiyoruz”
Gerek Türkiye’de gerekse dünyada önemi her geçen gün artan tarımsal üretime dikkat çeken Harika Karakan Batallı, “Doğuş Çay olarak dökme çay ile başlayan yolculuğumuz yıllar içerisinde poşet çay, yeşil çay ve bitki meyve çaylarıyla birlikte ürün portföyü genişleyerek devam etti. Çay ile başlayan faaliyet alanımızı, ilerleyen yıllarda farklı kategorilere giriş yaparak genişlettik. Bugün itibarıyla Türkiye geneline yayılmış 11 üretim tesisiyle çay, şeker, salça, içecek (soğuk çay ve limonata) ve cips sektörlerinde faaliyet gerçekleştiriyoruz. Yüzde 100 yerli sermayeli ve büyüyen nadir Türk şirketlerinden biri olarak, Türkiye genelinde 70 bin çiftçiyle çalışıyoruz. 2021 yılında Doğuş Çay olarak 160 bin ton yaş çay, 975 bin ton şekerpancarı, 60 bin ton patates, 50 bin ton domates, 15 bin ton mısır alımı gerçekleştirdik. Doğuş Çay ailesi olarak çıktığımız yolda üreticilerimizi sürekli destekliyoruz, hep yanlarında yer alıyoruz. Ülkemizde tarımın ve çiftçilerimizin gelişimine de büyük katkı sunuyoruz. Yaptığımız işe inanıyoruz ve hem halkımıza hem de ülkemize fayda sağlayabilmek için var gücümüzle çalışıyoruz. Tüm bu yatırımlarımız ve çalışmalarımız sonucunda da Türkiye’nin bir numaralı tarım markası olmayı hedefliyoruz” diye konuştu.