Mutfaklarımızı yeşillendirelim!

Daha yeşil, daha sürdürülebilir ve daha bilinçli bir mutfakla geleceğimizi güvence altına almak artık bizim elimizde. 

Yazı: Nurayla Ağun

Dünya’daki küreselleşmeyle birlikte ardı arkası kesilmeyen birçok gelişmeye şahit oluyoruz. Teknoloji ve endüstrideki gelişmeler ekonomideki kalkınmayı tetiklerken aslında bizden birçok şeyi götürüyor. Birçok ülke belli bir refah seviyesine ulaşmışken belki de dünyanın genel itibariyle refah seviyesini zedelediğimizi göremiyor ya da görmek istemiyoruz. 

İki üç nesil öncesine kadar bol ve bozulmamış kaynaklarımıza ne olmuştu da artık bilinçlenmemiz gerekiyordu? Doğal kaynaklarımızın hoyratça ve düşüncesizce kullanılması, ani nüfus artışı, teknolojinin gelişmesiyle düzensiz endüstrileşme ve belki de farkında olmadan yaptığımız birçok alışkanlık şu anda çevreyi ve dünya üzerindeki bütün canlıları olumsuz etkilemekte.

Doğal kaynaklarımızın kısıtlı ve zarar görmeye açık olduğunu son birkaç sene içerisinde fark ettik ve bir nebze de olsa bilinçlendik. Ama bu durum 20 yıl öncesine kadar gündemimizde dahi değildi. Kaynaklarımızı hiç tükenmeyecekmiş gibi tüketmeye devam ederken aslında dünyamız bize bir şeyler anlatmaya çalışıyordu. Örneğin küresel ısınmayla. Bunun farkına varabilmek için çok fazla konu hakkında bilgi sahibi olmak ya da sürekli bir araştırma halinde gerekmiyor. Hava durumlarındaki değişim bariz bir şekilde ortadaydı esasen. 

Peki bu konuyla ilgili neler yapabiliriz? Aslında konu dünyamızken herkesin elini taşın altına koyması gerektiği su götürmez bir gerçek. Sürdürülebilirliği hayatımızda daimî olarak tutma arzusu içerisinde olmak her alanda yapabileceğimiz bir eylem. 

Eğitimle çocuklarımızı, gençlerimizi ve belki de birçok insanı bilgilendirmek ve bizi bekleyen sondan herkesi haberdar etmek bu konudaki en güçlü silahımız. Bilmediği bir konuda bir insandan bilinçli olması elbette ki beklenemez. Özellikle bizden sonraki nesil, çocuklar... Çocukları bilinçli olarak yetiştirmek bizi her daim aydınlık yollara çıkaracaktır. Her bir çocuğun plastik/pet şişeler yerine cam şişelerle su içmek konusundaki dirayeti ve isteği bizi olduğumuz noktadan çok daha iyi bir noktaya taşıyacaktır eminim. 

Bu konuyla ilgili mutfaklarımızda da yapabileceğimiz birçok şey var. 

Öncelikle tek kullanımlık her türlü ekipmana muadiller bulmak konusunda ısrarcı olmalıyız. Örneğin; tek kullanımlık sıkma torbaları yerine sterilize edilmiş, yıkanılabilir sıkma torbaları kullanmak. 

Ürünlerimizin sürdürülebilir olduğunu görebilmeliyiz. Sebzelerin sap kısımlarından veya kabuklarından sebze suları yapılabilir. Bu vitamin dolu suları pilavlarda, yemeklerde veya herhangi bir soslama işleminde de kullanabilirsiniz hatta. Hazır bulyonlar almak yerine aynı metotla balık, et ve tavuk suları da yapılabilir. Balık kılçığından elde edilmiş balık suları öylesine lezzetli oluyor ki bunu bir kere yaptığınızda vazgeçemeyeceğinize eminim. 

Kaynatarak vitaminli sular elde edemeyeceğimiz doğal atıkları ise geldikleri yere geri gönderebiliriz. Yani toprağa. Yumurta kabukları örneğin, topraklarımız için harika bir gübre alternatifi olacaktır. 

Peki tatlılarımızda nohut suyu kullanabileceğimizi biliyor muydunuz? Yumurta beyazlarından karlar yapıp pavlova tarzında tatlılar pişirmek için nohutları bir gece önceden bekletmeye başladığımız suyu birkaç dakika çırparak yumurta beyazı yerine kullanıp istediğimiz forma getirebiliyoruz. Hem yumurtanın beyazını kullanıp sarısıyla ne yapacağımızı düşünme derdinden kurtulmuş oluruz hem de nohut suyunu çöpe dökmemiş oluruz. 

Elbette bir noktada paketli ürünler kullanma mecburiyeti içerisinde de olacağız. Bu noktada ise geri dönüşümlü ürünleri kullanmaya dikkat etmeliyiz. Geri dönüştürülemeyen her türlü ekipman ve ürünün sonrasında bize ne gibi sonuçlar doğuracağını düşünürsek bu konu için biraz daha fazla mesai harcayıp daha seçici olmalıyız. 

Bunlar dışında; su ve elektrik kullanımı konusunda daha dikkatli olmalı, atık piller ve atık yağlar ayrıştırılmalı ve periyodik olarak baca temizliği yapılmalıdır. 

Yeşil Gastronomi/ Yeşil Mutfak adı altında burada değindiğimiz her konuya dikkat eden birçok işletme günümüzde birçok yerde hizmet vermektedir. Bu hususlara dikkat ediyor olmamız için bir işletme sahibi olmamız gerekmiyor, evlerimizin mutfaklarında da rahatlıkla uygulayabiliriz bu metotları. Bu dünyanın hepimize ev sahipliği yaptığını gözden kaçırmamalıyız, doğal kaynaklarımızı korumalı ve çevre konusundaki bilinci arttırmak adına herkes kendi adına çaba göstermelidir. 

Hayatımızın her yerinde, mutfakta, iş yerlerimizde her türlü ürün ve ekipmanın bir muadili var ama hala Dünya’nın bir muadili bulunamadı, işte en önemli husus bu!