Fevziye SALAŞ
GEO_ID, farklı disiplinlerden gelen yaratıcı ve genç bir ekipten oluşuyor. Bu ekip marka kimliğinden ürün tasarımına, paketlemeden prodüksiyona, styling ve iç mekân tasarımına kadar tasarımın farklı alan ve ölçeklerinde öne çıkan özgün anlatılar geliştiriyor. HORECA sektörüne yaptıkları projelerden yeni trend ve yaklaşımlara, mimar-yatırımcı iş birliğinden son dönem projelerine kadar sorularımızı GEO_ID Kurucu Ortağı Tuğçe Rizeli Bilgi’ye yönelttik.
GEO-ID’yi ve sizi tanıyabilir miyiz?
2013 yılında GEO ortaklığında kurulan Geo_ID, İstanbul merkezli multidisipliner bir tasarım stüdyosu. Aslında yaptığımız, iç mimari tasarımın ötesinde “mekanların ruhunu ve ambiyansını tasarlamak”. Farklı disiplinlerden gelen yaratıcı ve genç ekibimiz ile Geo_ID’de marka kimliğinden ürün tasarımına, paketlemeden prodüksiyona, styling ve iç mekân tasarımına kadar tasarımın farklı alan ve ölçeklerinde öne çıkan özgün anlatılar geliştiriyoruz. Kullanıcıların spesifik gereksinim ve isteklerine göre ideal tasarımlar yapıyor ve projelere duygu katan bir dil yakalamaya özen gösteriyoruz. Her zaman yeniyi araştırıyor, çağın dinamikleri ve hayat tarzlarındaki değişimleri yakından takip ederek hem çağdaş hem de ait olduğu kültürel değerleri yansıtan mekanlar tasarlıyoruz.
HORECA sektörüne yaptığınız projeler, çalışmalarınız arasında nasıl bir ağırlık oluşturuyor?
Geo_ID’nin kurulmuş olduğu 2013 senesinden beri en sık faaliyet gösterdiği proje alanı şüphesiz ki HORECA sektörü. Bu alanda iç mekân tasarımının yanı sıra marka kimliği çalışmalarımızla logo tasarımından menü tasarımına, iç mimariden mobilya tasarımına kadar projeleri bütüncül ve oldukça detaylı bir yaklaşımla ele alıp kullanıcının mekânların her noktasında aynı ayrıcalıklı deneyimi yaşamasını sağlıyoruz.
Bu alan için yeni mimari trend ve yaklaşımlar konusunda neler söylersiniz?
Restoranlar, kafeler ve oteller, son yıllarda mimari açıdan önemli bir dönüşüm geçirdi. Bu sektörlerdeki işletmeler, tüketicilerin değişen ihtiyaçlarına ve taleplerine uyum sağlamak için daha yenilikçi ve çağdaş bir tasarım anlayışını benimsemeye başladılar. Minimalist tarzda tasarımlar, son yıllarda restoran, kafe ve otellerde oldukça popülerleşti. Sadelik, mekanlarda daha modern, ferah ve sıcak bir atmosfer yaratılmasında etkili oldu. Özellikle otel tasarımlarında… Oteller iç-dış mekanların birlikte ele alınması ve müşterilere evdeki yaşamlarının dışında bir deneyim sunabilmek açısından önemli bir faktör haline geldi. Bununla birlikte, küresel ısınmanın getirileriyle, sürdürülebilir ve çevre dostu tasarımlar yapmak, özellikle yurtdışında büyük bir önem kazandı. Bu bağlamda doğal malzeme kullanımı arttı. Pandemi ile birlikte işletmelerdeki teknoloji entegrasyonu hızlandı. Dijital menülerin kullanımı, otomatik sipariş sistemleri kullanımı ve akıllı otel odası tasarımlarında artış oldu. Aynı zamanda yine pandemi ile birlikte iş modellerinin değişimiyle hybrid ve remote çalışma düzenine geçiş yapan ofislerin sayısı çoğaldığı için özellikle kafe ve otel gibi işletmelerde co-working alanları mekân tasarımında etkili bir unsur haline geldi. Bu sebeple, cafelerin tüm gün kullanıma ve farklı kullanım modellerine elverişli bir şekilde tasarlanması gerekiyor. Sabah kahvesi için bir araya gelen insanların taleplerine de iş toplantısı yapan veya mekânı bir ofis alanı gibi kullanıp orada çalışacak insanların taleplerine de karşılık veriyor olması gerekiyor. Restoranlar da sadece yemek yemek için gidilen yer bağlamından çıkıp bir deneyim alanına dönüştü. Aydınlatma tasarımı, mekâna özgü mobilya tasarımı, sürdürülebilir malzeme seçimleri ve menü tasarımları geçmiş yıllara kıyasla artık müşterilerin de dikkatini çeken detaylar haline geldi.
Peki gastronomi ve konaklama sektörü mekanlarının değişim ve/veya dönüşümünü tasarım boyutuyla nasıl görüyorsunuz?
Gastronomi ve konaklama sektörü mekanlarının değişim ve dönüşümü, tasarım açısından müşterilerin ihtiyaçları ve beklentileri doğrultusunda şekillenmekte. Bu sektörlerdeki işletmeler, yenilikçi ve çağdaş tasarımlar aracılığıyla, müşterilerine daha iyi bir deneyim sunmayı hedeflemekteler. Ayrıca, çevre dostu tasarımlar ve sürdürülebilir malzemelerin kullanımı da bu sektörlerde önemli bir trend haline gelmeye başladı.
Bu alanda dünya ile kıyaslanabilecek bir noktada mıyız? Varsa bugün için mimari anlamda trend ve yaklaşımlar neler?
Türkiye, gastronomi ve konaklama sektörü açısından dünya çapında birçok başarılı işletmeye sahip olmasına rağmen, mimari anlamda bu alanda henüz bir liderlik pozisyonunda değiliz, ancak gelişiyoruz. Son yıllarda bu algı değişmeye başladı. Ülkemizde de bu sektörlerdeki işletme sahipleri, tasarımsal ve mimari trendleri takip ederek iç mimarlar ve mimarlarla çalışmanın önemini kavramaya başladılar.
Sizce mimar-yatırımcı iş birliği olması gerektiği boyutta mı? Türkiye’de siz mimarlar yeteri kadar etkin, söz sahibi misiniz?
Mimar-yatırımcı iş birliği, başarılı gastronomi ve konaklama mekanlarının tasarlanmasında oldukça önemli. İyi bir iş birliği, işletme sahiplerinin ihtiyaçlarını anlayan, özgün tasarımlar sunan, bütçe ve zaman sınırlamalarını dikkate alan mimarlar ile yatırımcılar arasında sağlanmalı.
Geo_ID olarak uzun yıllardır bu sektörde üretimimiz var. Deneyimimizi yatırımcılarla paylaşmayı çok değerli buluyoruz. Şanslıyız ki genelde birlikte çalıştığımız kişiler de bu deneyim ve birikimimize kıymet veriyor, önemsiyor. Fakat Türkiye'deki restoran, cafe ve otel projelerinde, genel olarak mimarların gerektiği kadar etkin ve söz sahibi olduğu söylenemez. Bunun nedeni, müşterilerin çoğunlukla fiyat odaklı olması, işletme sahiplerinin tasarım maliyetlerini düşürmek istemesi ve konvansiyonel tasarımların daha yaygın tercih edilmesi. Ancak, son yıllarda Türkiye'de de tasarım ve mimari trendlerin takip edilmesiyle birlikte, daha özgün ve yenilikçi tasarımlar da ortaya çıkmaya başladı.
Bu nedenle, mimarlar ve yatırımcılar arasındaki iş birliği daha da geliştirilmeli. Yatırımcıların tasarım ve estetik değerlerin önemini anlamaları, mimarların da bütçe ve zaman sınırlamalarını dikkate alarak çözümler sunmaları gerekiyor. Ayrıca, işletme sahiplerinin tasarım ve mimari kaliteye yatırım yapmaları, mekanların özgünlüğünü artıracak ve müşterilerin daha iyi bir deneyim yaşamalarını sağlayacaktır.
Sonuç olarak, Türkiye'deki restoran, cafe ve otel projelerinde, mimar-yatırımcı iş birliği daha da geliştirilmeli ve mimarlar daha etkin ve söz sahibi olmalı. Bu şekilde, Türkiye'de de dünya standartlarına uygun, özgün ve yenilikçi gastronomi ve konaklama mekanlarının sayısı mutlaka artacaktır.
Proje çalışmalarınızda şeflerle veya endüstriye mutfak firmaları ile iş birliğiniz oluyordur diye tahmin ediyorum…
Özellikle restoran ve otel gibi mekanları tasarlarken, mutfak tasarımı çok önemli ve şeflerle veya endüstriyel mutfak firmaları ile iş birliği yapmak oldukça alışık olduğumuz bir uygulama.
Mutfak tasarımını, işletmenin türüne ve işletme sahibinin ihtiyaçlarına göre belirliyoruz. Bu nedenle bu konuda şeflerle yapılan iş birliği, mutfak tasarımının fonksiyonel ve verimli olmasını sağlıyor. Şefler, ihtiyaç duydukları ekipmanları, iş akışını ve depolama alanlarını belirlemek için biz tasarımcıları yönlendirebiliyorlar. En güncel restoran projemiz, bir şef restoranı olan Sankai’da da bu iş birliklerine özellikle önem verdik. Böylece, mutfak tasarımı, şeflerin çalışma verimliliğini artırırken işletme sahiplerinin işletme ihtiyaçlarını da karşılayacak şekilde planlanmış oldu.
Ayrıca, endüstriyel mutfak firmaları da mutfak tasarımı konusunda bizlerle iş birliği yaparak projeye özel mutfak tasarımları sunmakta. Bu sayede, özellikle mutfak ekipmanı konusunda doğru seçimler yapılması sağlanır. Mutfak tasarımının hem işletme sahibinin hem de çalışanların ihtiyaçlarına uygun şekilde planlanması, daha verimli bir mutfak işleyişi oluşturulmasına yardımcı olur.
HORECA sektöründeki projeleriniz ve son dönem projeleriniz hakkında bilgi alabilir miyiz?
Maxx Royal Kemer, Hışvahan ve Bebek Hotel gibi imza projelerimizin yanı sıra HORECA sektöründeki en güncel projelerimiz, henüz birkaç hafta önce açılmış olan Sankai by Nagaya ve 2022 yılında açılan Frankie, Caja by Maxx Royal ve Kapicciiinoo.
Sankai by Nagaya, 2 Michelin yıldızlı Şef Yoshizumi Nagaya ortaklığıyla açılmış 24 oturumlu bir omakase restoranı. Geo_ID tarafından tasarlanan Sankai, misafirlerini sofistike bir Japon evi atmosferiyle karşılıyor.
Frankie, Galataport’ta Tarihi Yarımada’ya karşı konumlanarak, sofistike bir eğlence ve sosyalleşme alanı yaratıyor. Restoran ve kulüp olarak işleyen Frankie, cesur ve modern tasarımıyla ziyaretçiler için gün boyu çeşitlenen bir duyusal deneyim imkanı yaratıyor.
Bodrum’daki pastoral koylardan birinde yer alan ve GEOMIM & GEO_ID iş birliğinde tasarlanan CAJA by Maxx Royal, uzun süreli konaklama hizmetlerine sahip 22 residanstan oluşan bir tesis.
1925 yılında İtalyan mimar Guilio Mongeri tarafından inşa edilen Maçka Palas, Türk şef ve girişimci Nusret Gökçe’nin sahibi olduğu, GEO_ID’nin tasarladığı yeni kahve dükkânı markası Kapicciiiinoo’nun ilk şubesine ev sahipliği yapıyor. Salt-bae olarak bilinen Nusret, Instagram sayesinde dünya çapında tanınan bir sosyal medya fenomeni. Karakteri, yeteneği ve cappuccinoyu telaffuz etme şekli, markanın hem adı hem de tasarımı için çıkış noktalarından biri oldu.
Ofis olarak gelecek planlarınız neler? Yakın dönem için ufukta yeni projeler var mı?
Şu an tasarım ve uygulama süreci tamamlanmış bizi çok heyecanlandıran bir restoran projemiz var, çok yakında açılacak. Bunun yanı sıra, tasarım aşamasında olan otel ve restoran projelerimiz de var. Çok yakında bu projelerle de yeniden karşınızda olacağız.