Kütahya Porselen ve TODEV'den anlamlı iş birliği

Kütahya Porselen TODEV iş birliği ile oluşturulan, Ressam İsmail Acar imzalı “MAVİ YALNIZLIK” fincan serisi, otizmli çocukların ailelerinin umutlarını bir martının kanatlarına yükleyip, Galata’dan İstanbul’un mavi gökyüzüne uçuruyor. Seri, otizmli çocuk ailelerinin umutlarına, aştığı engellere mavinin sonsuz ihtişamıyla kanat açıyor.

Kütahya Porselen, Ressam İsmail Acar imzalı “MAVİ YALNIZLIK” fincan serisi ile sadece 2 Nisan Dünya Otizm Farkındalık Günü’nde değil, 365 gün otizmli çocuk ailelerinin yanında. 

Onların kalabalıklar içindeki yalnızlığına, dik durma çabalarına 365 gün boyunca ortak olmayı hedefleyen Kütahya Porselen, TODEV (Türkiye Otistiklere Destek ve Eğitim Vakfı) ile anlamlı bir iş birliğine imza attı. 

İş birliğinin imza töreninde bir araya gelen Kütahya Porselen Yönetim Kurulu Başkanı Sema Güral Sürmeli, TODEV Başkanı Arzu Gökçe ve Ressam İsmail Acar otizmli çocukların ailelerinin çabalarına ve yaşadıkları zorluklara dikkat çekti. 

"Fark edilmenin ötesine geçmeliyiz"

TODEV Başkanı Arzu Gökçe konuşmasında şunları kaydetti: “Otizm Spektrum Bozukluğu (OSB), sosyal etkileşimde problemler, görsel, işitsel vb. uyaranlara karşı hassasiyet/ilgisizlik ve sınırlı ilgi alanları karakterize edilen, hayat boyu etkisini devam ettiren ve bireyden bireye değişiklik gösteren nörogelişimsel bir farklılık. Vakıf olarak 25. yılımızı kutluyoruz. Vakıf yönetim kurulumuzun ve mütevelli heyetimizin tamamı otizmli çocuk anne ve babalarından oluşmakta. O annelerden bir tanesiyim. Önce bunun düzelebilir bir durum olduğunu düşünüyorduk ama zaman içinde bunun bir yalnızlık olduğunu anladık. Günümüzde basit testler ile otizm tanısı erken konulabilmekte. Erken tanı ve uygun rehabilitasyon programları otizmlilerin hayata kazandırılmasında büyük rol oynuyor. Otizmli bireylerde tekrarlayıcı motor hareketler, rutine sıkı bağlılık, göz kontağı kuramama, duyguları ifade edememe gibi yetersizlikler olabiliyor. Bu durumlar çocukla alışverişe çıkmak veya toplu taşıma araçlarını kullanmak gibi günlük faaliyetleri bile aileler için zorlayıcı hale getiriyor. TODEV olarak uzun yıllardır otizmin erken fark tanısı, farklı gelişen bireylerin eğitim hakları, ailelerin karşılaştıkları zorlayıcı durumların aşılabilmesi için çalışmalar yapıyoruz. İsmail Acar’ın bağışladığı Galata resmini gördüğümde yıllardır çözmeye çalıştığım puzzle’ın eksik parçasını tamamladım. Galata bizi çok doğru anlatıyor. Şehrin kalabalığına, yoğunluğuna, depremlere rağmen dimdik ayakta duruyor. Biz de yaşadığımız zorluklara, yalnızlıklara rağmen sizlerin de desteğiyle ayakta durmaya çalışıyoruz. Sadece 1 gün değil, 365 gün hatırlanmak istiyoruz. Bu anlamda İsmail Acar’ın ve Kütahya Porselen’in duyarlılığı bizim için çok değerli. Bugün hepimiz kırmızı giydik. Kırmızı siyahtan önceki dur bizim için. Artık fark edilmenin ötesine geçmeyi, birlikte yaşamayı becerebilmeyi diliyoruz. ‘Mavi Yalnızlık’ serisi ile sesimize ses olun istiyoruz.”

Ressam İsmail Acar: “Galata bize varlığı ve devamlılığı gösteren bir sembol yapı”

“Sosyal sorumluluk projelerine kapım her zaman sonuna kadar açık” diyerek sözlerine başlayan Ressam İsmail Acar, bu projede yer almaktan duyduğu mutluluğu dile getirdi. Acar şunları kaydetti: “Galata bize varlığı ve devamlılığı gösteren bir sembol yapı. Yalnızlık güçtür ve yalnızlıklarımız yan yana gelince ayrı bir sinerji oluşturabilir. Kütahya Porselen ailesinin sevgi ve emekle ürettiği Mavi Yalnızlık birbirimizin duygularını anlamayı, empati yapabilmeyi yansıtan bir çalışma.”

Sema Güral Sürmeli: Otizmli çocukların ailelerinin yaşadıkları sıkıntıların farkındayız

Kütahya Porselen Yönetim Kurulu Başkanı Sema Güral Sürmeli ise konuşmasında şunları dile getirdi: “Otizm farkındalığını hep beraber bir kez daha dile getirelim istedik. Mavi Yalnızlık serisinin gelirini otizmli ailelere destek olarak sunacağız. Tüm olumsuz şartlara rağmen, kalabalıklar içinde eğilmeden, dimdik duran otizmli çocukların ailelerinin yaşadıkları sıkıntıların farkındayız. Anlayış ve hassasiyet gösterilmediği durumlarda aileler, çocukları evlerinden çıkartma konusunda sıkıntı yaşıyorlar. Biz ne kadar onları kendi evladımız gibi görüp kanat gerersek çocuklarımız kendilerini daha mutlu, huzurlu hissedecekler.”