Nida Kara / Yeşil Gazete
Bir kariyer alanı olduğu endüstriyel mutfakta çalışan kadınların durumu ne? Ailenin mekan bulduğu ‘ev’den çıktığında, mutfakta kadının yeri var mı? Profesyonel anlamda mutfakta çalışan kadınlar bu konuda neler düşünüyor?
Beykent Üniversitesi’den Doç. Dr. İlkay Kanık, profesyonel mutfaklardaki durumu şöyle anlatıyor: “Kamusal alanı erkeklerle beraber daha fazla paylaştığı modern zamanlarda profesyonel mutfaklarda kadının yer edinme çabası “mutfak tutsaklığı” tanımlamasında bir kırılma noktası yaratmıştır. Gastronomi bölümlerinde veya yemek okullarında formel eğitim alan kız öğrenciler erkeklerle aynı donanıma sahip bir şekilde iş gücü pazarında benzer taleplerde bulunmaktadırlar. Ama bu alan, yani ev dışındaki ücret karşılığında yemek yapılan alanlar erkeklerin domine ettiği alanlardır.”
Prof. Dr. Düriye Bozok ve Dr. Öğretim Üyesi Müesser Korkmaz, Profesyonel Mutfakta Kadının Yeri ve Sorunları isimli makalesinde ise Druckman’in Why Are There No Great Women Chefs? isimli çalışmasına atıfta bulunuyor: Kadınların mutfaktaki yeteneklerinden kimsenin şüphesi yokken ve bunca yaratıcılıklarına rağmen sorunun ne olduğunu araştıran Druckman, kadının mutfaktaki yerinin sosyoloji, psikoloji ve gastronomi üçgeninde değerlendirilebilecek disiplinlerarası bir konu olduğunu söylüyor.
"İşe alımlarda hala erkeklere öncelik veriliyor"
Solmaz Kaya yaklaşık 22 yıldır, hem yurt içinde hem de yurt dışında, birçok işletmede şef olarak çalışmakta. Kendisi aynı zamanda TÜM Anadolu Gastronomi Eğitim Federasyonu ve Uluslararası Mesleki Eğitim Derneği Başkanı. Uzun süredir bu işi yapan bir kadın olarak, mutfağın hala erkeklerin hakimiyetinde olduğu görüşünde. Hakimiyet kurmanın yanı sıra, fiziki ve sözel tacizlerin de yaşandığını belirtiyor.
“Ben kadın olarak çok büyük zorluklar yaşadım. Mesela kıskançlık oluyor. Bir kadın olarak daha iyiyseniz, alaşağı etmeye çalışanlar oluyor. Hiç unutamadığım bir anım var. Yanımda çalışan genç bir kadını meslektaşı taciz ediyor. Tabii kimsenin haberi yok bu durumdan. Ben kızı ağlarken görünce ne olduğunu sordum. Kamera kayıtlarını izledikten sonra olayın ne olduğunu gördüm.”
‘Mutfakta bekar kadınlar isteniyor’
Fakat değişen dünya ve eğitim sisteminden hala bir umudu var. Üniversitelerde açılan bölümler, gastronominin TV programlarıyla beraber daha göz önünde olması gibi sebeplerle kadınların bu sektörde daha fazla yer almaya başladığını belirtiyor. “10 yıl kadar öncesine gittiğimiz zaman, kadınlar mutfakta çok daha az yer alıyordu. Şimdi durum daha farklı. Gastronomiye ilginin artmasıyla beraber, oldukça önemli ölçüde kadınlar da artık yer almakta. Tabii burada kadınların artık her yerde olmasının da payı büyük. Artık çok değerli kadın ustalarımız var bu sektörde.”
Kaya’ya göre, aşılamamış olan sorunlar ve değişmeyen algı da mevcut. Hem federasyon ve dernek başkanı hem de profesyonel bir şef olarak, işe alımlarda hala erkeklere öncelik verildiğine değiniyor. “Daha çok bekar kadınları mutfaklarda istiyorlar, çünkü evliyse ve çocuk varsa kendi hayatına dair de bir sorumluluğu oluyor.”
Solmaz Kaya, yaşanan tüm zorluklara rağmen, kadınların erkek meslektaşlarından daha başarılı olduğu görüşünde.
"Erkekler israfa daha meyilli"
Nursen Mangut, 40 senedir profesyonel olarak mutfakta çalışıyor. Beş yıldızlı otellerin mutfağında bölüm şefliği yapmış. Emekliliğinin üzerinden beş sene geçmesine rağmen, hala Şile‘deki evinde bulunan küçük atölyesinde, lise düzeyindeki öğrencilere eğitim veriyor. 2010 yılında aşçılık bölümünden mezun olmasının akabinde, üniversite ve lise düzeyindeki gastronomi yarışmalarında jüri üyeliği yapmış. Mangut da çalışma hayatında erkek meslektaşlarına öncelik verildiğini düşünüyor:
“Birebir ayrımcılıkla karşılaşmamış olsam da ben de mutfakta erkek şeflere öncelik verildiğini düşünüyorum. Çünkü erkeklerin daha güçlü olduğunu düşünen bir kesim var, fakat kadınların daha aktif çalıştığı görmezden geliniyor.”
Nurşen Mangut, kadınların mutfak için çok önemli olan israf ve hijyen gibi konularda da daha duyarlı olduğu görüşünde: “Mutfak şefinin göremediği hataları bile ben görüyordum. Bir kere erkekler israfa daha meyilli. Aynı zamanda kadınların mutfakta daha duyarlı olduklarını düşünüyorum. Hijyen de bu noktalardan birisi. Hatta bana kalırsa, biz mutfakta çalışan erkekleri eğitiyoruz.”
İş görüşmelerinde erkek başvurular dikkate alınıyor
20 senedir sektörün içerisinde olan Baran Başyurt, hem işletmecilik hem de aşçılık yapmış. Şu anda Beyoğlu‘nda bir restoran sahibi. Baran, “Geçmişten beridir endüstriyel mutfak erkeğin tekelinde olan bir alan olduğu için, o zamana ait algıyla süregelen bir durum söz konusu. Örneğin iş görüşmesine gittiğimde, öncesinde erkekler tarafından yapılan başvuruları dikkate alıyorlardı. Eğer deneme yeterince başarılı geçmediyse, benim başvurum değerlendirmeye alınıyordu” diyor.
Türkiye yiyecek sektöründe kaç kadın kaç erkek çalışan olduğuna dair geniş çaplı ve resmi bir veri henüz yok. 2019 verilerine göre, Amerika Birleşik Devletleri‘nde ise kadın şef ve restoran sahiplerinin oranı yüzde 7’nin altında.
Türkiye’de 62 devlet ve vakıf üniversitesinde gastronomi ve mutfak sanatları bölümünün olduğunu belirten Doç. Dr. İlkay Kanık, bu üniversitelerde iki yıllık eğitim veren aşçılık meslek yüksekokulları da eklendiği takdirde, buralardan birçok kalifiye kız öğrencinin mezun olduğunu ve daha fazlasının olacağını ifade ediyor: “Bu formel eğitimler sayesinde işgücü piyasasında kadın çalışan sayısı gün geçtikçe artacaktır.”
‘Cam tavan sendromu mutfakta da var’
Kanık’a göre, sektördeki kadınların durumunu iyileştirmeye yönelik yapılması gereken birçok şey var:
“Üniversiteler eğitim konusunda nasıl cinsiyet ayrımı yapmadan eşit eğitim vererek iş gücünü yetiştiriyorsa, aynı şekilde işe alınmadan itibaren yapılan ayrımcılık tespit edilmeli ve mücadele edilmeli. Bir kadın bir erkeğin başvurduğu pozisyon için cinsiyeti nedeniyle erkek çalışanı seçen ve üzerinde fazla düşünmeden bu kararını haklılaştıran işverenin eğitimi de şart.
Kız öğrencilerimden biliyorum, onları yıldırmak için sürekli bedensel olarak işleri yapıp yapamayacakları, örneğin ağır şeyleri kaldırıp kaldıramayacaklarını ispat etmek zorunda bırakılıyorlar. Kadınlar erkeklerin egemen olduğu ücretli işlerde fiziksel uygunluk yargılamasıyla sıklıkla karşılaşılıyor. Kadınların çocuk yaptıklarında işi bırakacakları bu yüzden onların evlerinde yemek yapmalarının daha uygun olacağı da sıklıkla dile getiriliyor. Kadınların maruz kaldığı ‘cam tavan sendromu’- yönetici yapılmalarının önündeki engeller- kaldırılmalı. Bir kadının bir mutfağı yönetmesindeki tek engel zihinsel ayrımcılıktır.”