New York merkezli ve dünyaca ünlü isimlerin İtalyan mutfağındaki favori restoran zinciri olan Serafina’nın Metin Şen’in Yönetim Kurulu Başkanı olduğu Dinesty Grup’un 2014’teki girişimiyle Türkiye’deki ilk adresi olan Akmerkez’deki yerini almıştı. Mekan dekorasyon ve lezzetleriyle yenilendi. Menüsünden dekorasyonuna kadar A’dan Z’ye tamamen yenilenen ve 8 senenin ardından güncellenen dünyaya daha uyumlu, daha ferah, aydınlık, çağdaş bir yüze kavuşan Serafina Akmerkez, bu yenilik hareketiyle iddasını artırdı. Şehrin en gözde buluşma, sosyalleşme ve yeme-içme adresi olarak öne çıkan Serafina Akmerkez, gastronomi dünyasındaki yeni iddiasıyla gustosuna değer verenleri ağırlamaya ve damaklarda iz bırakan tatlar sunmaya devam ediyor.
Tipik bir Akdenizli…
Ünlü mimar Abdullah Burnaz’ın önderliğinde yenilenen Serafina Akmerkez, yeni mekan tasarımındaki daha ferah, daha rafine, daha aydınlık ve daha konforlu yüzüyle misafirlerini karşılıyor. Teras ile iç mekan iç içe bir bütün olarak yenilenen restoranın zeminindeki terrazzolar, duvarlardaki kağıt ve lambiri uygulamaları, klasik kolon giydirmeleri, kemerli duvar ve cephe tasarımları, duvarlardaki tablolar ve aplikler, hazeran kapaklı dolaplar ve servantlar, mekana tipik bir Akdenizli, İtalyan havası veriyor. Kum rengi, bej, şampanya tonları gibi yoğun kullanılan renkler, pirinç malzemelerin ışıltısıyla güzel bir uyum yakalıyor. Eski halinde mekanın ortasına kurulu olan barın koridora taşınması restoranın oturum alanlarını ne kadar ferahlattığını net bir şekilde ortaya koyuyor. Yerine gelen her iki köşedeki loca koltuk masalar Serafina Akmerkez müdavimlerinin gözdesi olarak ilgi görüyor. Marlon Brando, İtalyan rönesansını resmeden eserler gibi duvarlar için özenle seçilmiş olan tablolar misafirlerin Serafina Akmerkez için hissettiği ve senelerdir dile getirdiği ev hissini tamamlarken, İtalya’daymışsınız havasını da yaşatıyor.
Ev şıklığında sıcaklık
Restoranın cadde üzerinden ve Akmerkez’in içinden çift taraflı 2 girişi bulunuyor. Adeta bir vitrin gibi tasarlanan Akmerkez tarafındaki giriş, ışıklı oniksin ardından kendini gösteren açık mutfağı ve Serafina’ya özel tasarlanan pirinç detaylarıyla mücevher gibi parlayan taş fırını sergiliyor. Evet; Serafina’nın dünyaca ünlü leziz pizzaları bu taş fırından taptaze çıkarak masalara özenle servis ediliyor. Bu kapıdan yani alışveriş merkezinin içinden Serafina’ya girdiğiniz ve biraz ilerlediğinizde ışıklı oniks tasarımıyla çarpıcı bir albeniye sahip olan bar servis alanını geçerek masaların olduğu ana alana ulaşıyorsunuz. Misafirler için maksimum konforla dizilen masalar, sandalyeli veya oturma gruplu versiyonlarıyla her konsepte ve her ihtiyaca uygun ağırlamalara ev sahipliği yapıyor. Caddeye açılan kapıdan girildiğinde ise hemen karşılama masasından size yerinizi gösteren servis ekibi konusundaki uzmanlığını titizlikle yerine getiriyor. Bu alanın yani teras tarafının tavanı rolling roof ve cam tavan kullanılarak yenilenmiş; bu sayede de restorana gün ışığı alınarak aydınlık etkisi yaratılmış. Bu tavanın üstü açılır kapanır bir sisteme sahip olması da yenilenen mekanın konfor sağlayan diğer detaylarından… Teras tavanından sarmaşık şeklinde sarkan yeşil bitkiler alana oldukça ferah bir bahçe havası katıyor; mekanın iç tarafında da kullanılan bitkilerle uyum içinde... Bu yeşillikler ve bitki detayları, aplikler, tablolar, keten masa örtüleri ve kumaş peçeteler gibi diğer tüm detaylar yenilenen mekan tasarımında bir araya geldiğinde restorana ev şıklığında bir sıcaklık katıyor.
İtalyan ve Akdeniz mutfağının en seçkin lezzetlerini sunan yemek menüsü başta olmak üzere içki menüsünde de iddiasını dünya çapında yaşatan Serafina, dünyaca ünlü yıldızların da vazgeçilmez lezzet adresi olarak öne çıkıyor.
Namı dünyaya yayılan lezzetler…
2014 yılında Akmerkez ile Türkiye’ye ilk defa gelen Serafina gusto sahibi lezzet anlayışı ile Akdeniz ve İtalyan mutfağının en seçkin temsilcisi olarak ilgi uyandırıyor. 8 senenin ardından dekorasyonunu ve menüsünü yenileyen Serafina Akmerkez, makarna, pizza, salatalar, et yemekleri, deniz ürünleri, carpaccio, risotto, tiramisu gibi İtalyan ve Akdeniz mutfağının sevilen tatlarını özenle hazırlayarak servis ediyor. Serafina Akmerkez’in mevsime uygun özel bir seçkiyle yenilenen yeni menüsünde incecik hamurlu İtalyan pizzaları ve ev yapımı makarnalar öne çıkıyor. Tipik bir İtalyan karakteriyle hazırlanan menü, Zuppa yani çorba ile başlıyor, Insalate yani salatalar, Antipasti yani başlangıçlar, Mozzarella & Burrata, Platters yani paylaşım tabakları, Pasta yani makarnalar, Risotto & Ravioli, Secondi Piatti yani balık ve kırmız et yemekleri, Guarniture yani garnitürler, La Pizza yani İtalyanların deyimiyle ana kahraman yemek şeklinde devam ediyor. Çorbalarda elbette bir İtalyan klasiği olan ve taze mevsim sebzeleriyle hazırlanan Minestrone en başta kendini gösterirken hemen ardından gelen ve her gün yepyeni bir lezzet sürprizini müjdeleyen Zuppa del Giorno yani günün çorbası da yer alıyor. 10 çeşidin yer aldığı salatalar ise her biri farklı malzemeler ve tekniklerle hazırlanarak iştah kabartan tatlara sahip. Nohut, Belluga mercimek, semizotu, köz biber, körpe Yedikule marulu ile In salata Kale di Cereali salatası hem besin değeri hem de lezzetiyle denenmesi gerekenler arasında… Avokado, karides, roka, kiraz domates, fasulye ve şampanyalı mayonezli sosuyla tam bir star gibi parlayan Avocado “San Pietro” salatası kadar lezzetiyle insanı Akdeniz’de güzel bir tura çıkaran somon, levrek, Akdeniz yeşillikler, avokado, kırmızı pancar, körpe enginar, deniz börülcesi, kırmızı soğan, zeytinyağı ve limon soslu Insalata di Mare de en ideal salata seçeneklerinden…
Menünün her kategorisi adeta Serafina’nın gastronomideki gücünü sergileyecek nitelik ve nicelikte… Başlangıç deyip geçme dedirten Antipastiler müdavimlerini oluşturan güzellikte… Izgara ahtapot ve anasonlu balkabağı püresinin beklenmedik lezzet şölenini Grilla Polpo Burrosa ile keşfe çıkarken, Romesco soslu deniz mahsulleriyle doldurulmuş baby kalamar yani Calamari Ripieni di Mare ile deniz ürünlerindeki gerçek lezzeti ve tekniği yaşatıyor. Ahtapot hele ki carpaccio tekniği ile dediğimizde ise işte budur diye alkışlanacak bir lezzet olarak kendini gösteren Carpaccio di Polipo semizotu, fındık turbu, deniz börülcesi ve tropikal sos tabaklamasıyla deniz ürünleri konusunda kaliteye değer verenlerin favorisi… Bugün keyif günüm kendimi ödüllendireceğim ya da sevdiklerimle birlikte sanki İtalya’daymışız gibi bir lezzet kutlaması yapmak istiyorum derseniz Serafina İtalyan peynirleri Mozzarella ve Burrata için kusursuz bir adres…
İtalyan mutfağının olmazsa olmazı risotto ve ravioli…
Buffalo di Mozzarella Pomodoro & Basilico yani dilimlenmiş hem lezzeti hem de kokusuyla hasret duyduğumuz mis gibi domateslerle servis edilen Buffalo Mozzeralla peynirini ister olduğu gibi sade, isterseniz de somon füme veya Prosciutto di Parma ya da Bresaola ekleterek doya doya yiyebilirsiniz. Peki bu peyniri patlıcan ve ev yapımı domates sosla denediniz mi? Tipik bir İtalyan ve Akdenizli gibi bunu Buffalo di Melanzane ile yaşayabilir keyfini de kadeh kaldırarak kutlayabilirsiniz. İtalya’da yediğim o Burrata’yı unutamıyorum, özlemle o tadı arıyorum diyorsanız sunumuyla adeta bir Art Piece dedirten yanında kiraz domates, avokado, çarmula ve fesleğenle servis edilen bu lezzet daha ilk çatalında mest ediyor. Dilerseniz ekstra olarak somon füme, Prosciutto di Parma, Bresaola veya trüfle de zenginleştirebilirsiniz. Unutmadan Serafina’nın konusunda uzman sommelier’leri her bir yemekle en ideal eşleşen üzümler konusunda size yardımcı olarak yaşadığınız keyfi taçlandırıyor. Söz konusu Pasta yani İtalyanların olmazsa olması makarna olunca Serafina’da tartışmaya mahal olmayacak bir uzmanlık kendini gösteriyor. Ruh haliniz, damak zevkiniz ne olursa olsun, Linguine’sinden Fettucine’ye, Penne’sinden Gnocchni’ye, Spaghetti’sinden Farfalle, Tagliolini, Pappardelle’sine uzanan bir zenginliğe hazır mısınız? Üstelik ikonik reçetelerden benzersiz lezzet senfonilerine iddiası da tadı da büyük. Istakoz kuyruğu, kiraz domates, sarımsak, kırmızı biber, beyaz şarap, mango ve domates soslu Spaghetti All’Aragosta ve karides, limon kabuğu, limon suyu ve kremayla hazırlanan Farfalle al Limoncello gibi makarnalar damakları zenginleştiren lezzetler arasında öne çıkıyor. Akdenizli hele ki İtalyan olunca olmazsa olmaz nedir; elbette risotto ve ravioli… Taze porçini mantarlı ve karides, limon kabuğu, kuşkonmazlı risottolar aradığınızı vaat ederken, Alaska yengeci, adaçayı, tereyağı, Parmesan Granada Padanolu Ravioli King Crab ve porçini mantar dolgulu Ravioli ai Porcini İstanbul’un merkezinde sizi İtalya’da gibi hissettirecek.
Parmesan tekerinde spaghetti
Serafina Akmerkez’in yıldızlarından ve 2 kişilik servis edilen parmesan tekerleğinde hazırlanan spaghetti veya risotto tercihli Pâte à la Meule tam bir ziyafet niteliğinde… Menüde yer alan ragula ve bruschetta ile tabaklanan ızgara jumbo karides Langoustine alla Griglia, karnabahar püresi, kök sebzeler ve et sosuyla servis edilen kuzu konfit Agnello Confot gibi bir çok tat da balık ve et konusunda mutlu edenlerden… Pizza söz konusu olduğunda tüm dünyada rüştünü ispat eden Serafina’nın elbette en dikkat çekenleri kurucuların isimlerini taşıyan burrata, domates sos ve taze fesleğenli Di Vittorio ile mozzarella, domates sos, dilimlenmiş domates ve prosciutto di parmalı Di Fabio… Gizli ve özel bir tarifle hazırlanan meşhur Di Sofia kapalı pizzası yani focaccia, menünün ikonik lezzetlerinden biri olarak Serafina Akmerkez müdavimlerinin damaklarında unutulmaz izler bırakıyor. Tatlılarda ise tipik İtalyanlar Il Tiramisu ve Panna Cotta, paylaşımlık bir lezzet olan Nutella soslu çilekli focaccia Focaccia gibi mutlaka tadılması gereken birçok seçenek yer alıyor.
Serafina, başta el yapımı makarnaları ve pizza olmak üzere menüsünde yer verdiği seçkin lezzetleriyle “İstanbul’da Akdeniz ve İtalyan mutfağı” denildiğinde akla ilk gelen restoranlardan…
Hikayesi bir mucize eseri…
Hikayenin en başına dönecek olursak Serafina, Vittoria Assaf ve Fabio Granato’nun hayata dönüş hikayesiyle doğuyor. Bu iki İtalyan dost, küçük bir yelkenliyle denizde kayboluyorlar. Denizde soğukla ve açlıkla geçen günleri boyunca kurtulduklarında yapacaklarını hayal ediyorlar. Serafina da bunlardan biri çünkü denizden kurtulup karaya ayak bastıktan ve hayatlarına geri döndükten sonra birlikte dünyanın en iyi makarna ve pizza restoranını açmak için birbirlerine söz veriyorlar. Tahmin edeceğiniz gibi bu iki İtalyan dost kurtuluyor ve Serafina’nın dünyaca ünlü lezzet hikayesi 1995 yılında New York’un cazibe merkezi olan Madison Avenue’de açılan ilk restoranı ile başlıyor. Günümüzde tüm dünyada varlığını gösteren ve toplam 33 şubeye ulaşan bu lezzet zinciri kaliteli İtalyan ve Akdeniz mutfağı dendiğinde ilk akla gelen restoranların başında yerini alıyor.
Teknede mahsur kaldıkları süreçte üstlerindeki mayoları ve ansızın olumsuzlaşan hava koşullarıyla, soğuğu iliklerine kadar hissederek sert havayla mücadele ederken açlıkla da savaşan iki İtalyan dost Vittorio ve Fabio, hayata dönüş hikayeleriyle Serafina’yı (kelime anlamı meleğe dayanıyor) açtılar. Fabio mimari dehasıyla muhteşem pizzanın çıkacağı fırını, Vittorio ise İtalyan mutfağındaki yetenekleri ve ustalığıyla menüyü tasarlar; nihayetinde de Serafina’nın lezzet hikayesi tüm dünyaya yayılarak ün kazanır.
Metin Şen ve Dinesty Grup ile Türkiye’ye geldi!
Tüm dünya Serafina’nın lezzetlerini konuşurken, ülkemizden yurt dışında bu deneyimi edinenler de sabırsızlıkla beklerken müjdeli haber Yönetim Kurulu Başkanı Metin Şen’in olduğu Dinesty Grup’tan geliyor. Yeme-içme konusundaki global başarılı girişimleri ve yatırımlarıyla tanınan Dinesty Grup dünyaca ünlü Serafina’yı 2014 yılında Türkiye’ye getiriyor ve ilk restoranı da İstanbul’un cazibe merkezlerinden biri olan Akmerkez’de açıyor. Dünyadaki 20. restoran olarak açılan Türkiye’nin ilk Serafina’sı Metin Şen ve Dinesty Grup’un girişimleri ve gelen yoğun talep ile ülke çapında daha da büyüyor; Akmerkez’in ardından İstanbul’daki 2. adresi Kanyon, Bodrum, Kartalkaya, Antalya ve hatta sınırları biraz daha genişleterek Girne de geliyor.
Yemek ve müzik bir arada…
Açıldığı günden beri İstanbul’un şüphesiz en iyi İtalyan mutfağı adreslerinin başında gelen Serafina, deneyimli şeflerin önderliğine hazırlanan all day casual ve fine dining konseptli lezzetleri, konforlu ve şık ortamı, kaliteli ve güler yüzlü servis anlayışı ile ağırladığı misafirlerine en iyi hizmeti sunuyor. Yerli – yabancı oldukça önemli misafirlerin favori buluşma yeri, en kaliteli yemek adresi olarak ünlenen Serafina, öğle ve akşam servisleriyle müdavimlerini ağırlıyor. Yemek ve müziği bir arada sunan bir adres olmasıyla da tercih sebebi olan Serafina Akmerkez, özel gün ve davetlere de ev sahipliği yapıyor. Serafina Akmerkez, haftanın her günü saat 12.00 – 00.00 saatleri arasında hizmet veriyor.