İstanbul Boğazı’nın duyularınızı harekete geçirecek kaçış noktası

Köklü tarihinden aldığı güçle 2019 yılında kapılarını açan Six Senses Kocataş Mansions İstanbul, sadece bir hikâyeye sahip değil aynı zamanda bu hikâyeye sahip çıkan ve onu yaşatmaya devam eden değerlere de sahip. Üstelik bunu dünyaca ünlü Six Senses markası işbirliğiyle sürdürülebilirlik ve sıra dışı deneyimler gibi önemli kriterleri hikâyesinin üstüne katarak yapıyor.

Tarih 31 Temmuz 1930. Yer İstanbul. Osmanlı Devleti döneminde Adliye Nazırlığı, TBMM’de Kastamonu Milletvekilliği yapan, Halkla İlişkiler’in duayen ismi Betül Mardin’in dedesi Necmettin Molla Kocataş’a ait olan Kocataş Yalısı’nda, Atatürk’ün İstanbul’a gelişi şerefine büyük bir akşam yemeği organize edileceği haberi yayılıyor. Atatürk, Ertuğrul yatı ile Sarıyer iskelesine yanaşarak yalıya giriş yapıyor. Akşam yemeği esnasında birden dışarıdan sesler yükseliyor. Atatürk’ün Kocataş Yalısı’nda olduğunu öğrenen Sarıyer halkı, yalının önünde toplanmış; kendisini görebilmek için tezahürata başlamış. Atatürk sesleri duyunca Kocataş Yalısı’nın balkonuna çıkıyor ve onu görebilmek için toplanan Sarıyer halkına şu cümleleri sarf ediyor: “Benim için zahmet ediyorsunuz. Bundan mahcup oluyorum. Beni görmek demek behemehâl yüzümü görmek değildir. Benim fikirlerimi, benim duygularımı anlıyorsanız ve hissediyorsanız bu kâfidir.”

Burcu GÜRTÜRK

Hepimizin aklına kazınan o meşhur cümlelerin şu an içinde bulunduğum yalının balkonundan sarf edildiğini öğrendiğimde tüylerim diken diken oldu. Günümüzde butik otel olarak işletilen yalıya doğru yola çıktığımda tarih sahnesinden bir sayfanın içine düşeceğimi az çok tahmin ediyordum ama bu anekdot, buraya duyduğum beğeniyi daha da güçlendirdi. 

Köklü tarihinden aldığı güçle 2019 yılında kapılarını açan Six Senses Kocataş Mansions İstanbul, sadece bir hikâyeye sahip değil aynı zamanda bu hikâyeye sahip çıkan ve onu yaşatmaya devam eden değerlere de sahip. Üstelik bunu dünyaca ünlü Six Senses markası işbirliğiyle sürdürülebilirlik ve sıra dışı deneyimler gibi önemli kriterleri hikâyesinin üstüne katarak yapıyor. 

Dünyanın en iyi otel markası zincirlerinden Six Senses Grubu’nun Türkiye’deki ikinci yatırımı olan Six Senses Kocataş Mansions’un hikâyesini, hedeflerini ve ses getiren mekânlarını Six Senses Kocataş Mansions İstanbul Genel Müdürü Nebi Ozan Özdemir’den dinledik.

İki tarihi yalından oluşan Six Senses Kocataş Mansions İstanbul oteli ne zaman konuklarını ağırlamaya başladı? Kocataş Yalısı ile Sait Paşa Yalısı’nın tarihi önemine ilişkin kısaca bilgi alabilir miyiz?

2019 yılında kapılarımızı açtık. Ancak pandemi nedeniyle kısa bir süre sonra hizmetimize ara verdik. İkinci açılış 2020’nin Ağustos ayı oldu. Otelimiz iki tarihi yalıdan oluşuyor. Atatürk, Sarıyer halkına yaptığı o meşhur konuşmasını Kocataş Yalısı’nın balkonundan yapmış. Kocataş Yalısı’nın yanında bulunan Sait Paşa Yalısı ise Sadrazam Mehmet Sait Paşa ve ailesine uzun yıllar ev sahipliği yapmış. 1900’lü yılların başında büyük bir yangın geçirmiş ve 1929 yılında Necmettin Molla Kocataş, Kocataş Yalısı’nı aldıktan bir süre sonra Sait Paşa Yalısı’nın arazisini de satın almış. Kocataş Gazoz Fabrikası’nı buraya kurmuş. Ancak fabrika, 1997 yılında büyük bir yangın geçirmiş. Sait Paşa Yalısı’nın özgün mimarisine saygı duyularak ayağa kaldırılması Six Senses sayesinde gerçekleşti. Yakın zamanlı hedeflerimizden biri restorasyon ve inşaat çalışmaları sırasında bulduğumuz su şişelerine sadık kalarak soda ve su üretimine yeniden başlamak, kendi suyumuzu şişelemek.

Otelin konseptinden bahseder misiniz?

Modernle gelenekselin bir arada olduğu bir konseptimiz var. Örneğin 250 yıllık bir hamamın üzerinde dünyaca ünlü bir restoran markası (Toro Latin Gastro Bar) yer alıyor. Odalarımızın her biri yüksek tavanlı bir yalı odası. Otelimizde eski sanat eserleri bulunuyor. Misafirlerimize eski İstanbul’u yaşatmakla beraber İstanbul’un içinde kendilerini özgür hissedebilecekleri alanlar sunmaya çalışıyoruz. İstanbul’dakiler, gün içinde keyifli bir mola vermek istedikleri her an mekânlarımızı tercih edebilirler.

Otelde verilen hizmetlerden kısaca bahsedebilir misiniz?

43 odamız, 11 oda kategorimiz bulunuyor. Six Senses Kocataş Mansions’da misafirlerimize sunduğumuz en büyük artılardan biri “Guest Experience Maker” hizmeti. Misafirlerimiz daha otele gelmeden önce bu departmandaki ekip arkadaşlarımız onların isteklerini ve beklentilerini öğreniyor. Geliş anından çıkış anına kadar misafirimizle birebir ilgileniyor.

Restoranlarımızda sunduğumuz hizmetlerle otelciliğin dışına çıktığımıza inanıyorum. Biz Six Senses olarak kesinlikle yemek kalitesinden taviz vermiyoruz, personelimize belirli aralıklarla eğitime tâbi tutuyoruz. Spa alanında zaten dünyaca bilinen bir markayız. Buradaki hizmetlerimizde de farklılaşmaya özen gösteriyoruz. Örneğin İstanbul’da hiçbir otelin sunmadığı hamile masajı, doktor eşliğinde anti aging uygulamaları gibi terapi hizmetlerimiz var.

Toro Latin Gastro Bar otelin çok sevilen restoranlarından biri. Kısaca menüsü ve aktivasyoları hakkında bilgi alabilir miyiz?

Toro, dünyaca ünlü Richard Sandoval’ın restoran konseptlerinden biri. Bu restoranımızda Latin Amerika ve Asya mutfak kültürünün seçkin lezzetleri bir arada sunuluyor. Hatta Peru mutfağından örneklerin yer aldığı İstanbul’daki ilk restoran. Richard Sandoval’ın ekibinin kontrolündeki mutfağımız Şef Olcay Şen’e emanet.

Six Senses her zaman bulunduğu ülkenin lokal markalarına, ürünlerine değer veren bir marka olmuştur. Mesela Toro’da yer alan Humidor, Uşaklı bir ustanın elinden çıktı. Keza bu restoranımızda kullandığımız bıçakları da Tarsus’taki Tüfekçi Karadayı’ya yaptırdık. 

Toro Latin Gastro Bar’ın konseptinde eğlence ağır basıyor. Perşembe günleri Latin Night, Cumartesi DJ Performans, Pazar günleri Brunch’ımızda canlı müzik bulunuyor.

Scalini, yakın zamanda İstanbul’da ilk kez Six Senses Kocataş Mansions’da açıldı, Scalini’de lezzet tutkunlarını neler bekleyecek?

Scalini, Londra menşeli bir İtalyan markası. Dünyada sekiz noktada bulunuyor. Aslında aklımızda hep burada bir İtalyan restoranı açma fikri vardı. Scalini’nin en doğru seçim olacağına karar verdik. Scalini, İstanbul’da gerçek anlamda geleneksel İtalyan deneyimini yaşayabileceğiniz bir İtalyan restoranı. Şefi Luigi Mariconda. Yaklaşık 10 yıldır Türkiye’de yaşayan İtalyan şefimizi altı ay önce otelimize transfer ettik. İtalyan restoranında İtalyan bir şefin olması elbette bir artı. Ayrıca şefimiz uzun yıllar boyunca Türkiye’de yaşadığı için kültürümüzü ve Türk misafirlerinin neyi beğenip beğenmeyeceğini de çözmüş biri. Bu açıdan da şanslıyız.

Yakın zamanda otelde açılacak mekânlarınızla ilgili bilgi alabilir miyiz?

Mayıs ayında mekân sayımızın yediye çıkmasını planlıyoruz. 15 Mart itibariyle Avlu restoranımız hizmete açılacak. Avlu restoranda Six Senses mutfak yaklaşımını görebileceğimiz bir yemek menüsü olacak. Yerel, sürdürülebilir ve tamamen organik ürünler kullanılarak modern Türk mutfağını yansıtan yemekler servis edeceğiz.

Oldukça bilinen bir markayla anlaşmak üzereyiz; o da tamamen bar konseptine sahip olacak. Mayıs ayında bir açık hava sinemasını hayata geçirmeyi planlıyoruz.

Otelin iç tasarımda ve dekorasyonunda nelere dikkat ettiniz? Kimlerle çalıştınız?

Six Senses, özellikle otelin iç dekorasyonunda yapı ne kadar geleneksel olursa olsun modern çizgiyi de korumak istedi. Biz de otelimizin her alanında buna dikkat ettik. Diğer taraftan destek aldığımız başka isimler de oldu. Öncelikle aslına sadık kalınarak EMR Mimarlık tarafından yalıların restorasyonu yapıldı. Dubai’de yer alan Dar Design’dan da destek aldık. Atatürk’ün balkon konuşmasını yaptığı Kral Dairesi ve onun hemen yanında yer alan odamızın dışında kalan tüm odalarımızda aslında tam anlamıyla bir sadelik hâkim. Misafirlerimiz dinginliği hissetsin istiyoruz. Otelimizde ekstra bir ses yalıtımı var. Tüm çiçeklerimiz saksıdadır. Her şey ahşaptır, plastik kullanımına karşıyız.

Six Senses’in konumlandırmasında kişiye özel deneyimlerin ve sürdürülebilirlik felsefesinin de yer aldığını görüyoruz. Markanın benimsediği bu iki anlayışın Six Senses Kocataş Mansions’daki yansımaları hakkında bilgi verebilir misiniz? 

Sürdürülebilirliği mümkün olduğunca otelimizin her alanında uygulamaya çalışıyoruz. Plastik ürün kullanımını yüzde 83’e oranında azalttık. Geriye kalan yüzde 17’lik oran ise elimizde olmayan sebeplerle kullanmaya mecbur kaldığımız ürünlerden oluşuyor. 

Six Senses kurallarına göre ürün temininde, bulunduğumuz bölgeden 200 km çap dışına çıkamıyoruz. Çünkü yereli desteklemek markanın en çok önemsediği konuların başında geliyor. Balık, et, sebze, günlük yumurta ve süt gibi ürünleri Sarıyer halkından temin ediyoruz. Sabunlarımız ve mumlarımız Earth Lab atölyemizde atıklardan elde edilerek yapılıyor. Küçük misafirlerimizin kullanımına sunduğumuz oyuncakların tamamı finansal desteğe ihtiyacı olan kadınların yaptığı ürünler. 

Six Senses, sıra dışı deneyimlere de oldukça önem veren bir marka. Otelimizin içinde yer alan Earth Lab’de pek çok atölye düzenleniyor. Restoranlarımızda şarap tadımı alabilirsiniz. Örneğin restoranımızda bir suşi yediniz, çok beğendiniz ve nasıl yapıldığını öğrenmek istiyorsunuz. Uygun olduğunuz gün ve saat için şefimizle size özel bir suşi workshop’u düzenleyebiliyoruz. Dilerseniz alışverişi bile şefimizle birlikte yapabiliyorsunuz. Ateş Ritüeli, Sunrise Yoga, Yerel Deneyimler gibi daha pek çok aktivite ve deneyim imkânı sunuyoruz.