Temel insan hakkı olan güvenli gıdaya erişim, dünya nüfusunun en büyük sorunlarından biri… Arz eksikliği, insanlığı gıda kıtlığı riskiyle karşı karşıya getiriyor. Bu risk, üreticiler kadar tedarikçilerine de büyük sorumluluk yüklüyor. Tedarik zincirinde çevik ve teknolojik gereksinimleri karşılayan kapsayıcı ve kapsamlı bir mekanizmaya ihtiyaç duyuluyor. İnsan sağlığı kadar ülke ekonomileri için de önemli olan gıda güvenliği ve tedariki konusunu Cargill Gıda Türkiye, Orta Doğu ve Afrika Tedarik Zincirinden Sorumlu İcra Kurulu Üyesi Kıvanç Çekiç anlattı.
1960 yılından bu yana faaliyette oldukları Türkiye’de sürdürülebilir üretimi ve ürünleri odaklarına alma kararlılığı ve doğal kaynakları korumak konusundaki güçlü taahhütleri doğrultusunda çalıştıklarını belirten Çekiç, “Cargill olarak dünyanın sorumlu, güvenilir ve sürdürülebilir beslenmesini amaç edinmiş bir şirketiz. Cargill Türkiye olarak META bölgesi olarak adlandırdığımız Türkiye, Orta Doğu, Afrika operasyonlarını yürütüyoruz. 62 yıldır Türkiye’deyiz; dört fabrikamızda gıda, biyoendüstriyel ve hayvan beslenmesi alanlarında üretim yapıyoruz.
“Gıda tedarikini kesintisiz sağladık”
Pandemi döneminde gıdanın sürekliliğini, güvenliğini sağlama sorumluluğumuzla, önceliğimizi kesintisiz ve sorunsuz servise odaklarken maliyeti ikinci planda tuttuk. Cargill Türkiye olarak, normale göre çok daha yüksek envanter yükü taşımayı tercih ettik. Böylece tedarik zincirinden kaynaklı dalgalanma ve riskleri envanter miktarlarımızı artırarak yönetebildik. Bu sayede gıda tedarikini kesintisiz sağladık” dedi.
Gıda üretiminin hassas bir iş olduğunu vurgulayan Çekiç’e göre, en hassas ve önemli kriterlerden biri de izlenebilirliğin sağlanması ve bu konuda teknolojik altyapının ve sistemin en iyi şekilde kurulmuş olması. Çekiç, “Balıkesir Turyağ fabrikamızda ürettiğimiz ürünleri soğuk zinciri kırmadan ve tüm süreç boyunca dijital çözümlerle takip ederek müşterilerimize en sağlıklı şekilde ulaştırıyoruz. Kısa bir süre önce de Balıkesir ve Orhangazi’deki fabrikalarımız için ‘Güvenilir Tedarikçi’ sertifikası aldık. Gıda güvenliğini ve sürdürülebilirliğini sağlamak, sofralara gıdanın her türünü eksiksiz sunabilmek için gıda şirketlerinin ayrı bir sorumluluğu var. Cargill bu sorumluluğu dünya ölçeğinde bir vizyon olarak benimsemiş durumda.
Gıda güvenliğinin temelini oluşturan; soğuk zincir, sıcak zincir, doğru depolama, iyi planlama gibi pek çok kritik nokta bulunuyor. Bu zincirdeki bir yanlış, eksik veya hata durumunda gıdanın ziyan olması riski var. Dolayısıyla en sağlıklı koşulları yerine getirerek, gıdanın uçtan uca güvenliğini ve takibini sağlayarak zayiatı minimum seviyede tutmak konusunda büyük hassasiyet gösterdik. Gıdada ham madde taşımacılığı, gıda tedariki teknik bir uzmanlık ve kapsamlı bir yatırım gerektiriyor. Bu konuda her ürünün hangi koşullarda taşınması gerektiğine dair mevzuatlar mevcut. Cargill’in kendi içtihatları, mevzuatlardan daha sıkı koşullar içeriyor. Bu çerçevede, şartları sağlayabilecek nitelikli tedarikçiler ve ekipmanlar bizim işimizi yapabilmemiz için şart. Tedarikçilerimize bu kurallara uymaları yolunda teknik destek de sağlıyoruz.
Ayrıca gıda arzının azaldığı dönemlerde gıdanın ömrünün uzatılması, besleyiciliğinin ve kalori değerinin artırılması gibi çözümler de ön plana çıkıyor. Endüstriyel gıda, gıda arzının devamlılığı ve artan nüfusun beslenmesi için çok yüksek önem taşıyor” diye konuştu.
“Tedarik yönetiminde çevikliği benimsiyoruz”
Cargill’in dünyanın en iyi standartları olarak belirlediği, ürün ve hizmet kalitesini sağlayan dört ana ilkesi olduğunu söyleyen Çekiç, şöyle devam etti:
“Birincisi, en ileri teknoloji ile el değmeden üretim. İkincisi gıda tedarikine uygun dizayn edilmiş ekipmanlar ve en sağlıklı taşıma ortamına sürekli yatırım yaparak gelişen iş ortakları. Üçüncüsü uçtan uça takibi ve kontrolü sağlayan teknolojik altyapı ve sistemler. Dördüncüsü de teknik uzmanlık gerektiren tüm bu süreçleri en iyi şekilde yöneten, sektörünün en iyisi uzman ve yetkin çalışma arkadaşları… Cargill için öncelikli vizyon bu çünkü her zaman en iyisini yapmayı tercih ediyoruz. Cargill’in Bursa Orhangazi’deki Mısır İşleme Tesisimiz de en iyi teknolojilerle sürekli güncellenmeye devam ediyor.
Tedarik yönetimi olarak, uçtan uca iyi takip edilen, ölçülen bir sistemi sorunsuz akıtmayı ve çevikliği benimsiyoruz. Tüm planlama süreçlerimizi entegre bir şekilde yönetiyoruz. Aslında pandemiden önce de böyleydi. Cargill buna uzun yıllardır önem veriyor. Dijitalleşmeye ve müşteri memnuniyetine yaptığımız yatırımlar, teknolojik altyapımız ve kalite kültür yolculuğumuz da bu son iki yıllık zorlu süreci sorunsuz, hatta servis kalitemizi artırarak geçirmemizi sağladı. Tüm bunların arkasında ise 155 yılı aşkın bir deneyim ve dünyanın her yerinde gıdanın sürdürülebilir bir şekilde sağlanmasına adanmış 155 bini aşkın Cargill çalışanının sözü var.”
“Tedarik zincirinde iyileşme zaman alacak”
Çekiç, pandemi döneminde dünyanın gıda alanında köklü bir davranış değişikliği ve güvensizliğin tetiklediği bir talep patlaması yaşadığını hatırlattı. “Aynı dönemde yine pandemi nedenli iş gücü kayıpları sonucunda tedarik zinciri artan talebi karşılayamaz oldu” diyen Çekiç, sözlerini şöyle sürdürdü: “Özellikle uluslararası ticarette gemi ve liman operasyonları aşırı yüklendi, hatta kilitlenme noktasına geldi. Bu da global tedarik zincirinde kırılmalara yol açtı. Böyle olunca servisler aksadı, maliyetler iki-üç katına kadar çıktı ve sonuç olarak gıdada enflasyon yaşandı. Ayrıca kara ve denizde rotalar değişti, transit süreler arttı. Tüm bunlar lojistikte çeviklik konusunu gündeme getirdi. Tedarik zincirindeki iyileşme zaman alacak ama bütün sektörler bu yeni normale uyum sağlamak zorunda. Çok ciddi bir değişim bizi bekliyor. Sadece konvansiyonel yöntemler ile bu işin yürümeyeceği anlaşıldı. Dijital çözümler artık daha fazla işin içinde.”