Avrupa endüstriyel mutfak pazarının önde gelen şirketlerinden GGM Gastro, Türkiye’deki faaliyetlerini artırıyor. İstanbul’da ofis açan şirket, ileriki yıllarda pazara satıcı ve üretici olarak da girmeyi hedefliyor. Şirketin Ceo’su Manuel Elma, gelecek dönem planlarını Gastronomi Dergisi’ne anlattı…
Endüstriyel mutfak sektöründe ihracat yapan şirketlerin yakından tanıdığı bir isimsiniz. Tanımayanlar için kısaca kendinizden bahsedebilir misiniz? Ne eğitimi aldınız; sektöre nasıl girdiniz…?
1973 yılında Diyarbakır’da doğdum. 11 yaşındayken ailemin Almanya’ya göç etmesiyle eğitimime orada devam ettim. Makine alanında eğitim aldım. Okulu bitirdikten sonra, restoran sektörüne giren bir arkadaşımın, mutfak ekipmanları için teknik servis konusunda destek istemesiyle sektöre adım attım. Önce teknik servis veren bir şirket kurdum. Ardından restoranlara mutfak ekipmanları satmaya başladım. Almanya’da kurduğumuz şirketi yıllar içerisinde büyüterek Avrupa’nın önde gelen şehirlerine taşıdık. Şimdi de İstanbul ofisimizi açarak Türkiye’ye dönmüş olduk.
Sektördeki iş modelinizi biraz daha detaylı anlatabilir misiniz?
Aslında sektörde yüzünü ihracata dönmüş şirketler ve kişiler bizi çok iyi tanıyor. Avrupa’nın en yaygın satış ve teknik servis hizmeti olan şirketlerinden biriyiz. Avrupa sınırları içinde, herhangi bir şehirden restoranın bize vereceği siparişe en geç 24 saat içinde cevap verebiliyoruz. Bu hizmet standardına ulaşmak için Bulgaristan, Fransa ve Avusturya gibi birçok farklı ülkede depolarımız bulunuyor.
GGM olarak ürün satışının yanında teknik servis, eğitim ve danışmanlık hizmeti de veriyoruz. Ürünü satıp kenara çekilmiyoruz. Diğer yandan sattığımız ürünlerin geliştirilmesi için de çok ciddi çalışmalarımız var. Örneğin, İtalya veya Çin’den aldığımız ürünlerimizin sürekli geliştirilmesi için çalışmalar yapan bir şirketiz.
Türkiye’de kaç şirketle çalışıyorsunuz?
Türkiye’de yaklaşık 30 civarında üreticiyle iş birliği içindeyiz. Bu sayıyı önümüzdeki aylarda daha da artırmayı hedefliyoruz. Türkiye’deki ürettirdiğimiz ürün miktarını artırmak istiyoruz. Bu nedenle İstanbul’da Türkiye ofisimizi faaliyete geçirdik.
Türkiye’ye yönelmenizin altında yatan sebepler nelerdir?
Şirketimizi ilk kurduğumuz yıllarda Türkiye’deki üretim kalitesi bugünkü seviyelerde değildi. Yıllar içerisinde Türkiye’deki endüstriyel mutfak sanayisinin gelişmesine paralel olarak biz de üretim alanındaki iş birliklerimizi geliştirmeye başladık. Türkiye’yi üretim merkezi olmasının yanında önemli bir pazar olarak da görüyorum. İlerleyen dönemlerde burada bir mağaza açıp satışa başlayabiliriz. Fakat bu tür açılımlar için biraz zamana ihtiyacımızın olduğunu düşünüyorum. Ürünlerimizin yüzde 10’unu Türkiye’de ürettiriyoruz. Bu oranın yüzde 20’lere çıkmasını istiyorum. Bu nedenle son dönemlerde Türkiye’ye daha fazla konsantreyiz. Planlarımız arasında Türkiye’de üretim yapmak da var. 50 bin metrekarelik bir alanda tesis açıp üretim yapmak hedeflerimiz arasında yer alıyor.
GGM’nin mevcut iş modelini nasıl tarif ediyorsunuz?
GGM’yi, hem toptancılık hem de üretim yapan bir şirket olarak tarif edebiliriz. Üreticiyiz, çünkü tüm standartlarını kendimizin belirlediği ürünleri, dünyanın farklı ülkelerindeki üreticilere ürettirerek, kendi markamız altında satıyoruz. Global dünyanın gereği haline gelen bu üretim modeli sayesinde hem üretim esnekliğine kavuşuyoruz hem de güncel teknolojiyi ürünlerimize yansıtabiliyoruz. Fakat bu modeldeki en hassas nokta “ürettirme kabiliyetine” sahip olmak. Örneğin, bizim şu an bir üretim tesisimiz yok fakat, üretim yaptırdığımız tesislerde çalışan, güçlü bir tasarım ve Ar-Ge ekibimiz var.
Ürün çeşitliliğinizden bahseder misiniz? Hangi ürünlerde daha iddialısınız?
30 bin çeşit ürünümüz bulunuyor. Biz bütün ürünlerimizde iddialıyız. Paslanmaz mobilyadan fırın çeşitlerine kadar birçok alanda iddialı olduğumuzu söyleyebilirim. Çatal-bıçak gibi eksik olduğumuz bazı alanlar var. Onların da üzerinde çalışmalarımız devam ediyor. Tahminim, bir iki yıl içinde bu ürün çeşitlerinde de ciddi adımlar atmış olacağız.
Türkiye’deki endüstriyel mutfak sektörünü nasıl görüyorsunuz?
Türkiye kalite yönünden önemli seviyelere geldi. Bugün pazarda İtalya, Almanya, İspanya ve Amerika sektörün liderleri konumunda. Türkiye bu şekilde devam ederse 3-5 yıl gibi bir sürede çok daha iyi noktalara gelecektir.