Restoranın geleneksel kimliğini çağdaş bir kurgu ile mekana yansıtan tasarım mekanın potansiyelini en verimli şekilde kullanan bir restoran ortaya çıkarıyor. İpek Baycan Architecs tasarımda tercih ettiği malzeme dokuları ve renk tonlarıyla da bu kimliği destekleyerek ortaya özgün bir restoran çıkarmayı hedeflemiştir. Terazzo zeminin oturma alanlarını tanımlaması ve kontrastında yer alan sirkülasyon rotasının gri ve nötr bir mikrobeton ile ortaya çıkması, net bir ayrışmayı beraberinde getiriyor.
Yaklaşık 75 metrekarelik alanda mutfak, bulaşıkhane ve servisler barındıran restoranda aynı zamanda ürünlerin sunulduğu soğuk dolaplar özenle sergileniyor. Tasarımda kapalı teras ve iç mekan, sirkülasyon alanının akışkanlığı ile bütünleştirilerek geniş bir oturum alanı sunuyor. Bu planlama sayesinde genişletilmiş perspektiflere kavuşan mekan ziyaretçilerine konforlu bir yeme içme deneyimi sağlıyor.
Mutfak bölümü, servis barının arkasında yer alırken yarı geçirgen pencereler ile kamusal alandan fark edilirken dolaylı gün ışığı alıyor. Bulaşıkhane, kasa ve ıslak hacim mekanın arka tarafında optimum alana yerleşiyor. Servisi kolaylaştıracak şekilde konumlandırılan servant alanı, personel için uygun konforu sağarken işleyişi kolaylaştırıyor.
Terra rosa ve tatlı gri tonların buluştuğu mekanda duvarlar dekoratif sıva ile bezenmiş, duvarların zeminle olan bu sürekliliği mekanı olduğundan daha geniş gösteriyor. Ahşabın sıcak tonları ve gri doğal taş mermer masalar mekanın genel görüntüsüyle bütünleşiyor. Servis bankosunda kullanılan ahşabın geleneksel-güncel bir dilde kendini göstermesi; tasarımında kullanılan dokulu seramiğin dili ile de mekanın hikayesine katkı sağlıyor.