Avrupa’da endüstriyel mutfak sektörüne köklerini salmış, Türkiye’de ise 5 yıldır emin adımlarla büyüyen GGM Gastro’nun Genel Müdürü Hagop Evingülü ile şirketin dünyadaki hedeflerine ve Türkiye’deki planlarına dair keyifli bir sohbet gerçekleştirdik. Evingülü, şirketin çalışma sisteminden, stratejilerinden ve endüstriyel mutfak sektörünün püf noktalarından bahsederek bize önemli bilgiler aktardı. Keyifli okumalar.
Sizi tanıyabilir miyiz?
Ben Hagop Evingülü, GGM Gastro Endüstriyel Mutfak Anonim Şirketi’nin genel müdürüyüm. Firma sahiplerimiz ve merkezimiz Almanya’da bulunuyor. GGM Gastro, 5 yıldır Türkiye’de faaliyet gösteriyor ve Türkiye’de kurulduğu günden itibaren ben de şirketin başında bulunuyorum.
GGM Gastro’nun hikayesinden bahseder misiniz?
20 yıl önce kurulmuş ve adım adım ilerleyerek büyümüş bir şirket. Her yıl yüzde yirmi, yüzde otuz büyüyerek yirminci yılını tamamlamış. GGM Gastro 18. yılında endüstriyel mutfak sektöründe Avrupa’nın lideri konumuna gelmiş ve hala bu şekilde daha da büyüyerek yoluna devam ediyor. Sonraki hedef de elbette dünya lideri olmak.
Şirket olarak Avrupa ve Türkiye planlarınız neler?
GGM Gastro Avrupa’da lider firma olduğu için planı sürekli kendisini geliştirmek ve ürün kalitesini en üst seviyeye çıkartmak. En iyi kalite, en ucuz fiyat ve en iyi hizmet! Bu üçü şirket için çok önemli. Beş yıldır Türkiye’de faaliyetlerimizi sürdürüyoruz. Türkiye’de ürün talebi çok yüksek ve bu sebeple artık e-ticaret yoluyla da satışlarımıza başladık. Şimdilik tüm ürün gamımız yok fakat zamanla tüm ürünlerimiz siteye yüklenecek ve isteyen Türkçe olan sitemizden hemen sipariş verebilecek. Türkiye satış operasyonunun büyümesiyle burada da Avrupa’daki konumumuza gelmeyi hedefliyoruz ve bunun sektör adına Türkiye’de çok faydalı olacağına inanıyorum.
Tedarikçilerle nasıl çalışıyorsunuz, sipariş sisteminiz nasıl işliyor?
İş planlarımızı 6 aylık ve 1 senelik olarak yürütüyoruz ve aynı tedarikçilerle uzun süre çalışıyoruz. Bizim tedarikçimiz olmak kolay değil çünkü istenilen şartlarda üretim yapılması lazım. Malın kalitesi, fiyatı ve uygunluğu için kriterlerimiz var. Bunlara uyulduktan sonra da ürünün gelişimi için tedarikçilerimize sorumluluk veriyoruz çünkü biz büyüyorsak tedarikçimizin de büyümesini istiyoruz. Tedarikçilerimiz bizimle çalışıyorsa onların da kendini geliştirmesini ve bize ayak uydurmalarını talep ediyoruz. Ayrıca tedarikçi kısmında siparişi asla takipsiz bırakmıyoruz. Siparişleri ileri tarihli, uzun vadeli planlarımıza her zaman ekliyoruz. Yani endüstriyel mutfakta teknolojiyi yoğun kullanan bir firmayız. Biliyorsunuz ki bunların bir de lojistik süreci var; depodaki mal, yoldaki mal ve teslim edilmiş mal diye giden bir süreç. Bunları hesaplamak ve en iyi hizmet adına boşluk oluşturmamak zorundayız.
Türkiye’de gelişen gastronomi sektörü hakkında düşünceleriniz neler?
Ev yemeği gibi yemek yapan şeflerimiz bu sektörün gelişmesinde büyük pay sahibi oldular ve dışarıdan kaliteli yemek yeme kültürü gelişti. İstanbul gibi bir metropolde insanlar çalıştıkları için yemek yapmaya çok vakit bulamıyorlar, hızlı ve pratik yemek pişiren yerlerden eve yemek siparişi verdikleri için dışarıdan kaliteli yemek yeme kültürü daha çok oturdu. Bu da bizim sektörümüzün büyümesini sağladı. Bunun dışında kaliteli yemek yapan şeflerimiz de çoğaldı, kaliteli malzeme üretirken kaliteli insanlar da ortaya çıkmaya başladı.
Avrupa’daki resesyon sizi etkiliyor mu, bu genel ekonomik durgunluk hakkında neler söylemek istersiniz?
Evet dünyada böyle bir durum var fakat bizim de kendimize göre bu olaylara karşı aldığımız stratejik önlemlerimiz var, bunları da uyguluyoruz. Resesyonlar olur, savaşlar olur, sektörel zorluklarla karşılaşabiliriz ama her işin çözümü çalışmaya, düşünmeye ve doğru hareket etmeye bağlı. Herkes doğru strateji oluşturup, doğru çalışıp kendi çözümünü bulmak zorunda. Bunun da ana olgusu düzgün ve dürüst çalışmak.