Mimar Mike Lawless: Restoranın gizli kahramanları mutfak tasarımcıları

Tasarımın hem işlevsel hem de güzel olmasını sağlamak için mutfak tasarımcısıyla koordineli çalıştıklarını söyleyen Campbell House Proje Direktörü Mike Lawless, “Mutfak tasarımcıları, restoran tasarım sürecinin gizli kahramanlarıdır. Onların fikirleri restoran projesinin ayrılmaz bir parçası” diyor.

Mehmet GÜNELİ

2021'de kurulan Campbell House, Las Vegas, Los Angeles, New York ve Paris'te stüdyoları olan genç bir iç mimarlık ofisi. Konaklama, eğlence, yeme-içme ve kurumsal iş yerleri için yüksek kalitede tasarım çözümlerine odaklanan ofis, çizgilerinde, beşerî ve kültürel karakterlerden taviz vermediklerini söylüyor. Konumu ne olursa olsun, müşterilerinin ihtiyaçlarını desteklemek için çabalayan Campbell House, bir anlam ve amaç çağında katılımcı tasarım sunma iddiasını taşıyor. Türkiye’de Hakkasan Bodrum projesiyle tanınan tasarım ofisinin çalışmalarını Campbell House Proje Direktörü Mike Lawless ile konuştuk.

 

Kişiselleştirilmiş hizmet öne çıkacak

Pandemi sonrası misafirleri yeniden otel ve restoran alanlarına çekmek için kendilerini rahat, güvende hissetmelerinin ve kişisel ilgi görmelerinin önemini vurgulayan Mike Lawless, “Yiyecek ve içecek alanları, konuk deneyimini, kişisel ve anlamlı bir şekilde tamamen ilgilenildiğini hissetmelerine izin verecek şekilde tasarlanmalı. Pandemi sonrası bir dünyada, tüketiciler artık dar alanlarda olmayı veya bir üretim hattında yemek yiyormuş gibi hissetmeyi kabul etmiyor. Somut bir örnek, açık büfe hizmetinin pandemiden önce bilindiği şekliyle aynı popülerliği yeniden kazanması pek olası görünmüyor. Bu, yalnızca hijyen ve gıda israfı endişelerinden kaynaklanmayacak, aynı zamanda daha kişiselleştirilmiş restoran deneyimleri arzusunun doğrudan bir sonucu olacak” diyor.  

Restoranlar “açık havaya” uyum sağladı

Restoranlar, kafeler ve oteller için pandemiyle birlikte dünyadaki yeni mimari trend ve yaklaşımların neler olacağını sorduğumuz Lawless şunları anlatıyor: “Açık havada yemek konusu artık önümüzde duruyor. Pandemi sırasında F&B dünyasındaki en önemli gelişmelerden biri, restoran ve barların açık hava hizmetlerinin operasyonel zorluklara uyum sağlama ihtiyacıydı. Dikkat çekici bir şekilde, dünyanın en soğuk şehirlerinden bazılarında bile, bu açık hava yemek mekânlarının çoğu kış boyunca çalışır durumda kaldı. Birçoğunun bu koşullar altında çalışır durumda kalması, pandemi sonrası dünyada açık havada yemek yemenin başarılı olabileceğinin kanıtı. Bu nedenle, operasyonel olarak açık havada hizmet verilmesini sağlayan bölgeler öne çıkacak.”

 

Hakkasan örneği…

Hakkasan Bodrum, Camphell House’un neredeyse imza projelerinden biri. Mimarlık şirketinin web sitesinin girişi bile Hakkasan Bodrum’la açılıyor. Açık hava konseptine verilebilecek en iyi örneğin de Hakkasan Bodrum olduğunu belirten Lawless, “Tasarımcılar olarak, ortaklarımıza ve müşterilerimize bu artan açık havada yemek yeme ihtiyacına hizmet etmek için uygun çözümleri uyarlamaya çalışıyoruz. İdeal örnek Hakkasan Bodrum'dur; dış mekân kaplamalarıyla da dikkat çeken Hakkasan tamamen açık hava restoranı olarak tasarlandı” diye anlatıyor.

“Mutfak tasarımcısı ile koordineliyiz”

Mike Lawless, projelerde mutfak tasarımları için hem şefler hem de endüstriyel mutfak firmalarıyla iş birliği yaptıklarını söylüyor: “Kesinlikle iş birliği şart! Mutfak tasarımcıları, restoran tasarım sürecinin gizli kahramanlarıdır. Çalışmaları çok fazla mercek altında ve onların fikirleri restoran projesinin ayrılmaz bir parçası. Başarılı bir outlet yaratmak için her projede mutfak tasarım ortaklarımızla yakın bir şekilde çalışıyoruz. Tasarımımızın hem işlevsel hem de güzel olmasını sağlamak için kavramsal imar diyagramlarının en erken aşamalarından ayrıntılı inşaat belgelerine kadar projeyi mutfak tasarımcısıyla koordine ediyoruz. Mutfak tasarımcısının rolü sadece mekânın arkası için değil, açık mutfak konseptli projelerde özellikle mekân önüyle mekân arkası arasında kesintisiz bir geçiş sağlama noktasında da önemli.”

 

Hakkasan, Bodrum’dan sonra İstanbul’da

Lawless, Türkiye'de gastronomi sektörünün son yıllarda hızla büyüdüğünü, lüks ve kaliteli restoran segmentinde Hakkasan Bodrum projesinde olduğu gibi birçok uluslararası oyuncunun Türkiye pazarına girdiğinin altını çiziyor. Lawless, pazarın olgunlaşmasıyla birlikte yeme-içme sektörünün heyecan verici bir döneme gireceğinin altını çizerken, Campbell House olarak son dönemde İstanbul Boğazı’nın kıyısında açılan Mandarin Oriental Bosphorus içindeki yeni Hakkasan projesine odaklandıklarını da sözlerine ekliyor.

Kısa vadede dünyayı kapsayan heyecan verici projeler üzerinde çalıştıklarını belirten Mike Lawless, “Şu anda Kuveyt, Muscat, Riyad, Las Vegas, New York ve Charleston, SC’de çalışıyoruz. 2022 için hedeflerimiz arasında ABD, Avrupa ve Orta Doğu'daki konaklama ve yeme içme pazarlarına odaklanmak yer alıyor. Tasarımcılarımızın bazı inanılmaz restoran ve otel markalarıyla eski bir deneyimi var ve Campbell House portföyümüzü oluşturmaya devam ederken bu ilişkiyi güçlendirmeyi amaçlıyoruz” diyor.