Haliç Kongre Merkezi’nde 10-11 Eylül 2022 tarihlerinde gerçekleşen Kahve Zirvesi sona erdi. Sektör profesyonellerinin bir araya geldiği ve kahveye dair tüm gelişmelerin, yeni teknolojilerin ve stratejilerin ele alındığı zirvede, Bonna Genel Müdürü Erbil Aşkan, “Kahve ve sürdürülebilirlik” başlıklı oturumda konuşmacı olarak yer alarak, HoReCa sektöründe üretimden tedarike verimli kaynak kullanımı, geri dönüşüm ve tüketici farkındalığı hakkında değerli bilgiler verdi.
Yüzde 30 daha az enerji tüketiyoruz
Bonna markasını, geleneksel porselene göre farklı ürün ve malzeme yapısıyla tasarladıklarını ifade eden Erbil Aşkan, “Doğal kaynak tüketen bir sektördeyiz. Bu sebeple özellikle gelecek nesillerin ihtiyaçlarını da düşünerek hareket etmek zorundayız. Bonna olarak, zanaattan sunum sanatına uzanan marka yolculuğumuz boyunca her zaman doğaya ve yaşama saygılı üretimi benimsedik. Bugün de gelecekte de tüm iş süreçlerimizi dünyadaki karbon ayak izini azaltarak, daha sürdürülebilir bir üretim döngüsüne doğru geçiş doğrultusunda planlıyoruz. Bu doğrultuda çevremize ve topluma karşı sorumlu üretim standartları geliştirerek, üretim döngümüz boyunca uygulamaya özen gösteriyoruz. Bu standartlar kapsamında tüm birimlerde doğalgaz ve elektrik kullanımında sürekli tasarruf hedefliyor ve performans çıtamızı her geçen gün artırıyoruz. Atık yönetimine değer veriyor ve tedarik zinciri yönetiminde döngüselliği sağlıyoruz” diyor.
Makinalarında yaptıkları düzenlemelerle yüzde 80 oranında elektrik tasarrufu elde ettiklerini anlatan Aşkan, şöyle devam ediyor: “Atık suyun yüzde 80’ini geri dönüştürerek üretimde tekrar kullanılıyoruz. Geleneksel porselene göre yüzde 30 daha az enerji tüketiyoruz. Ürünlerimizin paketlenmesinde kullanılan ambalaj malzemelerimizi dahi, geri dönüştürülmüş malzemeden üretiyoruz. Kenar çıtlama garantisiyle ürünlerimizin kullanım ömrünü uzatarak, HoReCa sektöründe yüzde 40 olan ürün zaiyatını yüzde 6-7’lere kadar indirdik. Bu sayede doğal kaynak tüketen bir sektörün tüketimini aşağıya çekmeyi başardık.”
Geri dönüşüm, tüketicileri de ilgilendiriyor!
Sürdürülebilirliği bir bütün olarak ele alan Aşkan, son yıllarda ülkemizde de kahve tüketiminin artış gösterdiğini vurgulayarak geri dönüşümün üreticiler kadar tüketicileri de ilgilendiren bir başlık olduğunu ifade ediyor. Türkiye’de ilk defa atıktan porselen ürettiklerini vurgulayan Aşkan, üretimden dağıtıma ve satışa, bir ürünün yaşam döngüsü ne denli doğayla barışık olursa karbon ayak izi de o kadar düşük olur diyerek konuşmasına şöyle devam ediyor: “Kahvenin üretilmesinden ısıtılan suya, makinelerin tükettiği elektrikten kullanılan bardağa... Sürdürülebilirliğe bir bütün olarak bakmak lazım. Bu anlamda tek tek bireyler ve kurumlar olarak hepimizin üzerine büyük sorumluluklar düşüyor. Dünyada 500 milyar kâğıt bardak, 50 milyar kadar da plastik kapak tüketiliyor. Kâğıt bardaklar, içerisindeki plastik kaplamadan dolayı yüzde 99 oranında geri dönüştürülemiyor ve atık haline geliyor. Yapabileceğimiz basit adımlarla bu tüketimi dünyamız adına olumlu hale getirebiliriz. Porselen ve geri dönüştürülebilir ürünler kullanmak ve doğal kaynaklara gözümüz gibi bakmak gibi…”
Hedefimiz: “Sürdürülebilir tüketici farkındalığı”
Konuşmasında geçtiğimiz yıl global ölçekte son derece prestijli bir kuruluş olan, yeryüzünün en değerli yaşam alanları ile canlı türlerini koruyarak dünyada olumlu yönde bir değişim yaratmayı hedefleyen WWF-Türkiye ile gerçekleştirdikleri iş birliğinden bahseden Aşkan, “WWF-Türkiye iş birliğiyle hayata geçirdiğimiz Prints by Bonna koleksiyonuyla temel amacımız, geri dönüştürülmüş materyal kullanımıyla dünyadaki karbon ayak izimizi minimuma indirgemek ve yaşamı tehlike altında olan türlerin dünyada her geçen gün azalan izlerine dikkat çekmekti. Bu sebeple koleksiyonumuzu, doğal yaşam alanları daraldığı için sayıları günden güne azalan ‘Alageyik, Turna, Su Aygırı, Siyah Gergedan ve Mavi Balina’ türlerinin ayak veya kuyruk izlerinden tasarladık. Prints ile hedefimiz, tüketicinin farkındalığını düzenli olarak sürdürebilir kılmak, her anlamda doğa dostu sofralar yaratmak ve sektördeki paydaşlarımıza da ilham olabilmek. İnanıyor ve biliyoruz ki sürdürülebilir üretim, toprağa ve insana aldığından fazlasını verir. Ve sürdürülebilir yaklaşımla, gezegenimizin kaynaklarını israf etmeden üretmek mümkün” diyor.