Bill Gates’in yapay et dayatması nereye varacak?

Dünya nüfusunun giderek artması ve küresel ısınmayla birlikte hayvansal etlerin üretiminin zorluğu gözler önüne serildi. İnsanların artık yapay ete geçmesi gerektiği belirtiliyor. Ancak yapay et konusunda bilinmeyen bir çok konu ve endişe mevcut.

Yapay et kısaca laboratuvar ortamında üretilen bitkisel bazlı protein formül. Yapay et konusu günümüzün sık tartışılan konularından olmaya başladı. Dünya nüfusunun giderek artması ve küresel ısınmayla birlikte hayvansal etlerin üretiminin zorluğu gözler önüne serildi. İnsanların artık yapay ete geçmesi gerektiği belirtiliyor. Ancak yapay et konusunda bilinmeyen bir çok konu var. Yapay et nasıl üretilir ve ne tür yan etkileri vardır soruları ise en merak edilen soruların başında geliyor.

Dünyada nüfusun 2050 yılında 9 milyara çıkması ve fakir ülkelerde proteine erişimdeki zorluklar, dünyanın geleceğini tehdit ederken bir yandan da bu sorunlar gerekçe gösterilerek insanlığa yapay et tüketilmesi dayatılıyor. Microsoft kurucusu Bill Gates, küresel ısınmanın önüne geçilebilmesi için insanlığın yapay et yemesi gerektiğini iddia etmişti. Bill Gates ve Richard Branson gibi dolar milyarderleri laboratuvarda et üreten firmalara yatırım yaparak dünyayı etkileri ve besin değerleri belli olmayan bir maceraya soktuklarını düşünenlerin sayısı hayli fazla...

Dünyada nüfusun 2050 yılında 9 milyara çıkması ve fakir ülkelerde proteine erişimdeki zorluklar dünyanın geleceğini tehdit ediyor. Sabah gazetesinin haberine göre, bir diğer tehdit de bu sorunları bahane ederek laboratuvarda üretilen et dayatması. Tarım ve hayvancılığın verimini artıran kimyasal  ve ilaçlarla hali hazırda 20'li yaşlara kadar inen kanser vakaları ve diğer hastalıklarla boğuşurken dünya bir bilinmeze yatırım yapıyor.

Memphis Meats, Beyond Meat ve Impossible Foods gibi firmalara yatırım yapan Bill Gates, şu anda sentetik et üretiminin gelişmiş toplumlar tarafından kullanılmasını öneriyor.

8.15 dolara kadar indi

Son olarak 2013 yılında dünyanın ilk kültür sığır hamburgerini yapan Avrupa gıda teknolojisi şirketi Mosa Meat, ikinci tur yatırımından toplam 85 milyon dolar yatırım aldı. İlk kez Hollanda Maastricht Üniversitesi'nde üretilen sentetik etin 2013'teki ilk hamburgeri 325 bin dolara mal oluyordu. Şu anda bu fiyat 8.15 dolara kadar indi.

Hollanda, ABD ve İsrail başı çekiyor

Hollanda, ABD ve İsrail bu sektörde başı çeken üç ülke. Laboratuvarda yetiştirilen et, aslında hayvan hücrelerinden oluşuyor. Canlı bir hayvandan alınan ve daha sonra hücre yığınları halinde büyüyen bir biyopsi ile başlıyor. İnek, tavuk, tavşan, ördek, karides ve hatta ton balığı da dahil olmak üzere çiftlik hayvanı olarak yetiştirilen hayvanlardan alınan örnekler, vücutlarının bir kısmını yeniden oluşturmak amacıyla laboratuvarlara alınıyor. Bu hücrelere aşırı dozda büyüme hormonu enjekte ediliyor. Ancak uzun sürede gelişen büyüme hormonlarını kullanmak insanlara da zarar veriyor. Örneğin Avrupa'da büyüme hormonlarının tarımda kullanımı 1981'den beri yasak.

İlk olarak 2013'te laboratuvar ortamında kök hücreden kas hücre elde etme yöntemiyle üretilen yapay etle ilgili tartışmalar, iyice alevlendi. Türkiye'de de bu alanda çalışmalar başlatılırken, uzmanlar yapay etin tartışmaya açılması gerektiğini söylüyor. 10-15 yıla kadar hayatımıza girmeye başlayacağı öngörülen yapay et sağlık mı değil mi? Kanserojen madde içeriyor mu? Sürdürülebilirliğe katkısı nedir? Sabah gazetesinin haberinde yapay et gerçeği ele alındı.

Kanserojen hücre yapısı

Kırmızı Et Sanayicileri ve Üreticileri Birliği Derneği (ETBİR) Başkanı Dr. Ahmet Yücesan, büyükbaş hayvanların çıkardıkları metan gazının çevreye olumsuz etkileri olduğu iddiasıyla yapay etin üretilmeye çalışıldığını belirtti. Yücesan, "Dünyada karbondioksit gazlarının yüzde 60'ını kullandığımız araçlar, yüzde 15'ini sanayi, yüzde 14'ünü ise büyükbaş hayvanlar yapıyor. Biz bütün gaz sorununu çözdük bir tek hayvanlar mı kaldı?" dedi. Bunun bir algı operasyonu olduğunu ve halk sağlığıyla oynamak için şimdiden kampanyasının yürütüldüğünü belirten Yücesan, "Yapay et laboratuvar ortamında ve hızlı bir şekilde üretiliyor. Üreme şekli kanser hücrelerinin üreme şekliyle birebir aynı. Halk sağlığı için zararsız deniliyor ancak laboratuvar ortamında bakterilere karşı korumak için çok ciddi bir antibiyotik kullanılıyor. Bu durumda ne kadar sağlıklı?" şeklinde konuştu.

Pandemiyle talep arttı

Yapay et konusunun pandemiyle birlikte daha da alevlendiğini aktaran Yücesan, şöyle devam etti: "Çin, Hindistan, Tayvan gibi böcek türü tüketen ülkeler Kovid-19'la birlikte bu ürünlere mesafe koydu. Sağlıklı ete olan talepleri arttı. Ancak et arzı aynı oranda artmadı. Dolayısıyla yapay et üretimi için çalışmalar da hızlandı. Şu an bu etin üretimi için maliyetler çok yüksek ancak bu maliyetleri düşürecekler. Peki bunu kaç şirket üretecek? Ülkeler, et üreten şirketlere bağımlı hale mi gelecek? Şu an dünyada milyonlarca küçük besici var. Belki de 50 yıl sonra bu besiciler kalmayacak ve et laboratuvar ortamında üretilen bir besin haline getirilecek. Bizim bu sorulara acilen yanıt bulmamız ve önlem almamız gerekiyor. Yoksa çok geç kalmış oluruz."

Tüketicinin etik kaygıları ortaya çıkıyor

"YAPAY et üretiminin doğa için birçok avantajı olduğu savunulsa da inanç hassasiyetine göre tüketilmesinin uygun olup olmadığı tartışılmaktadır" diyen Prof. Dr. Mustafa Tayyar, "Canlı bir hayvandan biyopsi yöntemi ile alınan ve hücrelerin geliştirilmesi ile oluşan yapay et tüketimi dini açıdan birçok soruyu beraberinde getiriyor" ifadelerini kullandı. Yapay et üretimiyle beraber tüketicilerin etik kaygılarının da ortaya çıktığı aktaran Tayyar, "Çünkü aynı yöntemle insan kas dokusundan da ilerleyen dönemlerde et üretilebilir. Bununla ilgili endişeler var. Nasıl önlemler alınacak?" şeklinde konuştu.

Kanser riski yüksek

MEDICANA International İstanbul Hastanesi Gastroenteroloji Uzmanı Prof. Dr. Ebubekir Şenateş ise, "Çok az kök hücreden büyük miktarda et üretimi, aynı zamanda hücrelerin aşırı çoğalması anlamına geliyor. Bu da direkt olarak akla kanser oluşumu riskini getiriyor"dedi. Öngörülemez kanser riskinin önemli bir endişe kaynağı olduğuna dikkat çeken Şenateş, "Hücre kültürü için gerekli olan bütün kimyasal ürünlerin (hormonlar, besin maddeleri, vb.) gıda tüketim içeriğinde güvenli olup olmadığı kesin değil. Yapay et üretiminde, hayvan hücresi kullanıldığından, insan dokusunda ve yapısında bazı olumsuz değişiklikler meydana gelme kaygısı mevcut" ifadelerini kullandı.

Büyük fonlar destekliyor

Yapay et konusunda uzun yıllardır araştırmalar yapan Bursa Uludağ Üniversitesi Veterinerlik Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Tayyar, "Yapay et henüz tüketiciler için mevcut değil. Ancak araştırmacılar 10-15 yıl içinde yapay etin hayatımıza girmeye başlayacağını belirtiyor. Laboratuvar eti üretimi çalışmaları endüstriyel hayvancılıkta, iklim krizinde en büyük payı olan şirketlerin sağladığı fonlarla yürütülüyor" diye konuştu. Yapay etin hücre çoğaltma yöntemiyle üretildiğini, bu nedenle hücre genetik yapısının da bozulabileceğini aktaran Tayyar, şöyle devam etti: "Kanserli hücrelerin açıkça tanımlanmadan geniş miktarda hücre içinde gelişmesi mümkün. Yapay etin destekleyicileri, insan hastalıklarını tetikleyen faktörlerden yoksun et kültürü elde etmek için bir fırsat olduğunu ve böylece daha sağlıklı bir ürün yaratıldığı öne sürüyor. Yapay etin, mikroorganizmalardan ve parazitlerden arındırılacağını, çünkü dış ortamdan izole olarak üretileceğini savunuyorlar. Ancak yüksek hücre hızı kanserli hücre yapısını tetikleyebilir. Hücre kültürü için gerekli olan tüm kimyasal ürünlerin (hormonlar, besin maddeleri vb.) besin tüketimi açısından güvenli olup olmamaları konusunda garanti verilemiyor. O nedenle bu alanda daha titiz çalışmalar yürütülmeli."