Kırmızı et severlerin bugünlerde vazgeçemediği steakhouse, asırlardır varlığını sürdüren bir kültür. Her ne kadar bu kültür uzun yıllardır varlığını sürdürüyor olsa da ülkemizde son yıllarda daha fazla ilgi görmeye başladı.
Steakhouse denilince akla gelen ilk isimlerden biri olan Gürkan Şef, aynı zamanda steak kültürünün ülkemize yerleşmesini sağlayan da bir restoran zinciri.
Kalabalık bir ekip tarafından yaklaşık bir buçuk yıl süren hazırlık ve kuruluş çalışmaları sonrası yaratılan Gürkan Şef Steakhouse, İstanbul’daki ilk şubesi olan Nişantaşı’ndan sonra Etiler şubesini açtı; lezzeti Mekke ve Riyad şubeleri ile sınır dışına taşıdı.
Marka standardını koruyarak büyüyor
Gürkan Şef markasının hikayesi restoran açılmadan çok öncelere dayanıyor. Proje ortaya çıktıktan sonra hazırlık sürecinde kurucu ekip Arjantin’de özel eğitim almış; menü oluşturulduktan sonra restoranın konseptine uygun mekân tasarımı yapılmış.
Mimari tasarımı “Bobo” tarafından gerçekleştirilen ve Gürkan Şef markası adı altında hizmet veren tüm şubelerde aynı mimari tasarım ve iç dekorasyon hakim. Marka tasarımı yapılırken logodan dekorasyonda tercih edilen renklere kadar her şey birbiriyle uyum sağlayacak şekilde özenle seçilmiş.
Hem dış tasarımda hem de iç dekorasyonda hakim olan ahşap ağırlıklı tasarımla bir bütün oluşturması ve vintage bir atmosfer sağlaması için rustik halatlardan da oldukça faydalanılmış.
Açıldığı ilk günden bugüne marka standartlarını koruyarak büyümeye devam eden Gürkan Şef Steakhouse restoran zincirinin Nişantaşı, Etiler, Mekke ve Riyad olmak üzere aktif hizmet veren dört şubesi bulunuyor.
Gürkan Şef’te dış tasarım, iç dekorasyon, menü içeriği gibi tüm detaylar steakhouse kültürünü yansıtacak şekilde belirlenmiş; 2014 yılında yola çıkan markada o günden bu yana “Eti daha lezzetli hale nasıl getirebiliriz” düşüncesiyle hareket edilmiş; “Yakaladığımız lezzetten ödün vermeden yola nasıl devam edebiliriz” ilkesiyle ilerlenmiş.
İşin sırrı sos ya da marine de değil!
Gürkan Şef’te menü kırmızı et özellikle de steak üzerine oluşturulmuş; tüm restoranlarda özel besi ile gelişimlerini tamamlamış düvelerden elde edilen etler tercih ediliyor. İşin sırrı, doğru et ve bu eti dinlendirmek olarak açıklanıyor.
Menüde yer alan bütün steak grubu etler kuru dinlendirme yöntemiyle elde ediliyor; Dry Aged olarak bilinen bu dinlendirme yönteminde etler, özel dolaplarda kuruması ve olgunlaşması için 21 ila 29 gün bekletiliyor. Küçük et grubunda yer alan bonfile, kontrfile, antrikot, pirzola, küşleme, sırt gibi parçalarda ise ıslak dinlendirme yöntemi tercih ediliyor. Islak dinlendirme grubundaki bu etlere 10 gün boyunca bıçak değdirilmezken bu süreçte etler sadece marka standartlarına göre temizlenip zeytinyağında dinlendiriliyor. Kullanılan etlere farklı bir sos, farklı bir marine reçetesi uygulanmıyor.
Yaklaşık 400 kişiye kuver açılabiliyor
Gürkan Şef restoranlarında personel sayısı şubeden şubeye farklılık göstermekle birlikte kemik kadro 40 kişiden oluşuyor; sıcak, soğuk, ızgara, pastane, ön hazırlık gibi farklı departmanlarda her bölümün kendine ait uzman bir dömi şefi ve altında çalışan yardımcıları var. Bu kapasitedeki bir mutfak ekibi ile yaklaşık 400 kişiye kadar kuver açabiliyorlar.
Yerli misafirlerin yanı sıra şehre gelen turistler tarafından da yoğun ilgi gören restoranlar, ayda birkaç defa mekânı ziyaret eden müdavim kitlesini de oluşturmuş durumda.
Her şubenin misafir ağırlama kapasitesi farklı. Butik bir işletme olan Nişantaşı şubesi, 60 kişilik misafir kapasitesi ile restoranlar arasında en küçük olanı. Daha geniş kitleye hizmet verecek şekilde tasarlanan Etiler ve Riyad şubeleri ise 600 kişiye kadar misafir ağırlayabiliyor. Mekke’deki şubede ise aynı anda 350 kişiye hizmet verilebiliyor.
Bugün dünyanın farklı noktalarında hizmet veren Gürkan Şef Steakhouse, sahip olduğu dokusu ile misafirlerine gerçek bir steakhouse kültürü deneyimleme imkanı sunuyor. Büyüme odaklı yürütülen tüm çalışmalar da bu doğrultuda ilerliyor.