Ülkemizde kimse istemediği sürece COVID-19 aşısı yaptırmak zorunda değil. Bu nedenle, çalışanlar aşı olmayabilir. Ancak, özellikle bazı sektörlerde işverenlerin mal veya hizmet üretimin sürdürülebilmesi için çalışanların COVID-19 aşısı yaptırma mecburiyeti ortaya çıkabilir. Hizmet sürdürülebilirliği açısından aşının gerekliliği en çok da turizm sektörünü etkilemekte. “Güvenilir Turizm Sertifikası" uygulaması kapsamındaki işletmelerde çalışanların aşılanması turizm faaliyetinin devamı için gerekli.
Peki, turizm sektöründe aşı olmayı kabul etmeyen çalışanın iş sözleşmesi haklı ya da geçerli nedenle feshedilebilir mi? İş sözleşmesinin bu sebeple sonlandırılması halinde, işçiye kıdem tazminatı ödenir mi?
SGK emekli Başmüfettişi Ahmet Metin Aysoy turizm çalışanlarının aşı olmayı reddetmeleri halinde kıdem tazminatını alıp alamayacaklarını masaya yatırdı. Dünya Gazetesi'nin Serbest Kürsü bölümünde bir yazı kaleme alan Aysoy, Türkiye'de COVID-19 aşısının zorunlu olmadığını bu nedenle, çalışanların aşı olmayabileceğini ifade etti. Ancak, işverenlerin mal veya hizmet üretimin sürdürülebilmesi için çalışanların COVID-19 aşısı yaptırması mecburiyetinin ortaya çıkabileceğini belirten Aysoy yazısına şöyle devam etti:
Tazminatsız fesih yetkisi verir
" Aşı olmayı reddetmek, çalışan açısından istenmeyen sonuçlar doğurabilir. Özellikle aşı olmayı kabul etmemek, iş sağlığı ve güvenliğini tehdit ediyorsa… Çünkü bu durumda tazminatsız işten çıkarılma riski var. İşçinin kendi isteği veya savsaması yüzünden işin güvenliğini tehlikeye düşürmesi, 4857 Sayılı İş Kanunu’nun 25. maddesinin II. fıkrasının ı bendinin birinci cümlesi gereğince işverene çalışanın sözleşmesini haklı nedenle (tazminatsız) fesih yetkisi verir.
İşveren çalışanı aşı olmaya zorunlu tutabilir
6331 Sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nun 4. maddesi uyarınca, İşverenler işyerlerinde iş sağlığı ve güvenliğinin sağlanması için gerekli her türlü önlemi almak, araç ve gereçleri noksansız bulundurmak, aynı kanunun 19. maddesi uyarınca da işçiler de iş sağlığı ve güvenliği konusunda işverence alınan her türlü önleme uymakla yükümlüdürler.
İşverenin haklı nedenle fesih yetkisi
Bu önlemler çerçevesinde, işveren çalışanlarının aşı olmasını zorunlu kılabilir. Çalışanın bu tedbirlere uymamakta ısrar etmesi, yukarda belirtilen yasal düzenlemeler uyarınca işverene haklı nedenle iş sözleşmesini tazminatsız fesih yetkisi verir. Ayrıca, işverenin haklı nedenle fesih yetkisinin, pandemi sürecinde uygulanmakta olan fesih yasağı kapsamı dışında olduğu da hatırlanmalıdır.
Geçerli nedenle tazminat hakkı gidebilir
Otuz veya daha fazla işçi çalıştıran işyerlerinde en az altı aylık kıdemi olan işçinin belirsiz süreli iş sözleşmesini fesheden işveren, işçinin yeterliliğinden veya davranışlarından ya da işletmenin, işyerinin veya işin gereklerinden kaynaklanan geçerli bir sebebe dayanmak zorundadır. (4857 sayılı Yasa 18. Madde) Bu bağlamda, aşı olmayı reddeden turizm sektörü çalışanın, o işyerinde en az bir yıl kıdemi varsa, kıdem tazminatı ödenmek kaydıyla geçerli sebebe dayanarak işverence iş sözleşmesi feshedilebilir.
Feshin son çare olması ilkesi
Ancak, pandemi sürecinde, 4857 sayılı İş Kanunu'nun, işçilerin iş akitlerinin feshedilmesinin önüne geçilmesine yönelik düzenlemeyi içeren geçici 10'uncu maddesinin birinci ve ikinci fıkralarında belirtilen sürelerin, 30 Haziran 2021'e kadar uzatıldığı dikkate alınmalıdır. Yargıtay içtihatlarındaki ‘’feshin son çare olması gerektiği’’ ilkesi uyarınca, iş sözleşmesinin feshi yerine pandemi süreci sonuna kadar- işçinin de onayı alınarak- iş sözleşmesinin askıya alınması yolunun tercih edilmesi daha uygun olacaktır.