Kurulduğu günden bu yana sürdürülebilirliği ana şirket stratejisinin merkezinde konumlandıran ve iş modelinin önemli bir parçası olarak gören Anadolu Efes, 2030 sürdürülebilirlik hedeflerinin 3 ana odak alanından biri olan toplumsal fayda yaratma kapsamında çalışmalarını sürdürüyor.
Ulaşım kaynaklı emisyonlar, ülkelerin toplam sera gazı emisyonları içinde önemli bir paya sahip. Bunların azaltılması noktasında sürdürülebilir kentsel hareketliliğin önemi büyük. Kökleri İzmir’e dayanan Anadolu Efes bu bağlamda, İzmir’in sürdürülebilir ve etkili bir kentsel ulaşım sistemine sahip olmasını amaçlayan Avrupa Birliği destekli İzmir “Sürdürülebilir Kentsel Hareketlilik Planı” (Sustainable Urban Mobility Plan – SUMP İzmir) projesine katkı sağlıyor.
Projenin önemli bir ayağı olarak, şehir sakinleriyle ortak vizyon oluşturmak için İzmir Büyükşehir Belediyesi ev sahipliğinde 21-22-23 Haziran tarihlerinde Kültürpark İzmir’de atölye çalışmaları gerçekleştirildi. Çevre dostu ulaşım araçlarını teşvik etmek için mural sanatçısı Suatilyus co. moderatörlüğünde bisiklet boyama atölyesi de hayata geçirildi. Çok sayıda şehir sakininin katılımıyla gerçekleşen atölye çalışmasında bisikletler Anadolu Efes tarafından hibe edildi.
Projeyle ilgili görüşlerini paylaşan Anadolu Efes Grup Kurumsal İletişim ve İlişkiler Direktörü (CCAO) Selda Susal Saatçi, “Anadolu Efes olarak, kurulduğumuz günden bu yana çevre, inovasyon, insan ve sosyal etki odağında, gelecek için adımlar atıyoruz. Sosyal etkimizi her geçen yıl artırma hedefiyle toplumsal fayda odaklı projeler geliştiriyor ve bu kapsamda hayata geçirilen pek çok projeye katkı sağlıyoruz. 2030 sürdürülebilirlik hedeflerimizin 3 ana odak alanından biri de toplumsal fayda. TÜİK* verilerine göre Türkiye’de karayolu ulaşımı kaynaklı emisyonlar, ülkenin toplam sera gazı emisyonlarının yüzde 15,3’ünü oluşturuyor. Bu bile tek başına sürdürülebilir kentsel hareketliliğin ne denli önemli olduğunu ortaya koyuyor. Kökleri İzmir’e dayanan bir şirket olarak, insan odaklı, erişilebilir, emniyetli bir ulaşım vizyonu ile kenti daha güvenli ve temiz bir geleceğe taşıyacak bu projenin bir parçası olduğumuz ve İzmir’i San Sebastian, Turin, Birmingham gibi SUMP şehirleri arasında göreceğimiz için mutluluk duyuyoruz. SUMP projelerinin olumlu çevresel etkileri göz önünde bulundurularak daha da yaygınlaşmasını diliyoruz” dedi.