3. nesil kahve moda mı yoksa tüketici mi bilinçlendi?

Yetiştiği bölgeden çekirdek türüne, hasat zamanından hasat şekline, kavrulma derecesinden kullanılan ekipmana kadar lezzeti etkileyen her ayrıntı kahveseverler için artık daha önemli. “Ask stupid questions” yani “Kahve ile ilgili saçma sorular sor” sloganıyla üçüncü nesil kahve dünyasının öncüsü olan Coffee Manifesto, tüketicisinin gün geçtikçe çok daha fazla bilgi sahibi olduğunu ve artık nitelikli kahveyi nasıl tüketmesi gerektiğini bildiğini söylüyor.

Kahve sektöründe 10 yılı aşkın tecrübeye sahip Tramplen Gıda tarafından kurulan Coffee Manifesto,  üçüncü nesil kahve dünyasını geliştirmeye, kahve kültürünü tüm bilgi ve deneyimiyle tüketicisine kazandırmaya devam ediyor. Türkiye’de bir akım olarak başlayan 3. nesil kahve kültürü artık geçmişe göre çok daha derinleşti. Kahve tutkunlarının kaliteli kahveyi tanımaya başladığını söyleyen Coffee Manifesto Genel Müdürü Emel Eryaman Usta’ya göre nitelikli kahveciliğin kökeni aslında çok eskilere dayanıyor. Emel Eryaman Usta, kahvede nesillerin nasıl geliştiğini şöyle anlatıyor:

Kahvede nesiller nasıl oluştu?

Kahve tüketiminde 3’ncü dalgayı anlamak için, öncelikle 1’inci ve 2’nci dalga akımlardan bahsetmek gerekiyor.

Birinci Dalga:

2. Dünya Savaşı sonrasında Kuzey Amerika başta olmak üzere çeşitli ülkelerde yaygınlaşmaya başlayan hazır kahve akımı birinci dalganın temellerini oluşturuyor. Bu dönemde tüketici ambalajlı hazır kahveyi sıcak suyla birleştirerek hızla hazırlıyor. Kabul görmesinde tüketici kitlesi tarafından pratik bulunması ve kolay ulaşılabilir olması etkiliydi. Bu tüketim türünde kahvenin aroma ve lezzetinden çok içerdiği kafein ön plandaydı. 

İkinci Dalga: 

1960’lı yıllardan itibaren kahvenin kavrumu, çekirdeğin kaynağı ve yetiştirilişi, harmanlanması gibi konular önem kazanmaya başladı. Bu süreçte dünya espresso ile tanıştı. Ardından kahve kalitesindeki artış ve tüketicideki lezzet beklentisi arttı. Tüm bu farkındalıklara rağmen tüketicilerde birinci dalgadan gelen alışkanlıklar devam ediyordu. Çekirdek kahvenin ön plana çıkmaya başladığı 2. Dalga kahve akımı, zincir kahveciler aracılığı ile de bugünü bize hazırladı. 

Üçüncü Dalga: 

Bu yolculukta 90’lı yıllara gelindiğinde 3. Dalga etkisini göstermeye başladı. Burada kahvenin keyif vermesi ve kafein beklentisi arayışının üzerinde nitelikli bir kahve anlayışı hakim oldu. Çekirdeklerin yetiştirildiği bitki örtüsünün verdiği çeşitli aromalar bu akımda başrolü aldı. Türkiye’de 2015 yılından bu yana üçüncü nesil kahve kültürü zenginleşerek devam ediyor. 

Kahve keyfi artıyor

Emel Eryaman Usta, üçüncü nesil ile birlikte kahve meraklılarının sayısının da arttığını söylüyor. Usta, tüketicilerin tekrar özüne dönerek, yani aromaları rafa kaldırarak eski damlama ve demleme yöntemleriyle üçüncü nesil kahvecilik dönemini benimsediğini anlatıyor. Bugün insan sağlığı açısından da çok daha iyi bir noktada olan kahve, ilk iki döneminde daha geniş kitlelere ulaşması ve tüketilmesi için kimyasallarla tepkimeye sokularak suda çözünebilen bir madde haline getirilmişti. Tüm bunların sonucunda ortaya çıkan şey aslında kahveden çok farklıydı. Ancak şimdi tüketici bunun farkında ve kahve alışkanlıklarını değiştiriyor. 

Emel Eryaman Usta, yetiştiği bölgeden çekirdek türüne, hasat zamanından hasat şekline, kavrulma derecesinden kullanılan ekipmana kadar tüketicilerin her ayrıntıyı merak ettiğini söylerken, tüketicinin gün geçtikçe çok daha fazla bilgi sahibi olduğunu ve artık nitelikli kahveyi nasıl tüketmesi gerektiğini bildiğini vurguluyor.